ABD-Ukrayna hammadde anlaşmasının arkasında ne gizli?

Ukrayna ve ABD, hammadde meselesine ilişkin bir çerçeve anlaşma imzalamak üzere. Anlaşma, Ukrayna'nın petrol, doğalgaz, uranyum, kömür ve nadir toprak elementleri gibi doğal kaynaklarının ortaklaşa çıkarılarak ihraç edilmesini öngörüyor. Cuma günü Washington'a gidecek Volodimir Zelenskiy'ye göre ise anlaşma ABD'nin vereceği herhangi bir güvenlik garantisi içermiyor. Medya, anlaşmayı eleştirel bir şekilde irdeliyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Salzburger Nachrichten (AT) /

Çaresizlikten faydalanılıyor

Salzburger Nachrichten’e göre Ukrayna’nın kötü de olsa böyle bir teklifi kabul etmekten başka çaresi yok:

“Alaycı bir anlaşma bu. Donald Trump’ın tek yaptığı ABD’ye fayda sağlamaya ya da Çin’e zarar vermeye, tercihen ikisini birden yapmaya çalışmak. ... Ukrayna açısından bu anlaşma çaresizlikten ibaret. Başka seçenekleri yok. ABD’nin desteği olmazsa Ukrayna’nın işi biter. Anlaşma taslağı Zelenskiy’nin istediği güvenlik garantilerini içermiyor ve Kiev’e yeniden inşa için ihtiyacını duyduğu kaynakları sağlamıyor. Salt Amerikalıları oyunda tutma ihtimali sunuyor - ki bu bile yalnızca bir umut.”

Ilta-Sanomat (FI) /

Sömürgeciliğe dönüş

Ilta-Sanomat'a göre Trump Ukrayna'yı yalnızca borçlu olarak görüyor:

“ABD, savaşın sürdüğü üç yıl boyunca Ukrayna'nın en büyük destekçisi olmuş, ancak Kongre'deki destek daha Joe Biden döneminde azalmaya başlamıştı. Yine de tazminat konusu gündeme gelmemişti. Trump için ise Ukrayna, Batı'nın özgürlüğünün savunucusu değil sadece bir borçlu. Trump’ın bu tutumu, sömürgecilik devrine dönüş gibi görünüyor. O zamanlar büyük devletler, küçük ülkeleri yalnızca bir hammadde kaynağı olarak değerlendiriyordu. Bu geçmişe dönüş, Finlandiya’nın da çıkarına değil.”

Rzeczpospolita (PL) /

Elde başka seçenek yok

Rzeczpospolita ise anlaşmanın Ukrayna’ya yönelik güvenlik garantisi bakımından eldeki en iyi seçenek olduğu görüşünde:

“ABD’nin, Amerikan vergi mükelleflerinin milyarlarca dolarını yutacak (zira Ukrayna’daki yatakların hâlâ nicelik ve nitelik bakımından araştırılması ve akabinde de madenlerin çıkarılması gerekiyor) bir tehdit durumunda, hiç savaşmadan ülkedeki yatırımlarından vazgeçmesi düşünülemez. Müstakbel herhangi bir ABD başkanı da bu yatırımları savunacaktır. Ukrayna’nın bundan başka bir güvenlik garantisi yok ve NATO kapısı önümüzdeki yıllarda da kapalı kalacak gözüküyor.”

Echo (RU) /

Bomboş bir anlaşma

Enerji hammaddesi uzmanı Mikhail Krutikhin, Echo tarafından alıntılanan bir Telegram gönderisinde anlaşmayı ekonomik bakımdan manasız buluyor:

“Kimse bu selenyum, praseodim ve lityumu çıkarmak için ciddi paralar yatırmaz. Bunun nedeni de çok. Hem Kiev hem Moskova, bu gürültücü davul zurna oyununa imzalarını atarak Trump’a hizmette bulunabileceklerini (karşılığında da başka bir hizmet beklentisiyle) anladılar. Başkanlığının daha ilk ayında, Trump’ın önceki tüm dış politika girişimleri buhar olup gitti. ... İnsanlara henüz elle tutulur hiçbir şey sunulmadı - bu yapılmak istense dahi. Hiçbir ticari manası olmayan nadir toprak elementi anlaşmasının bütün içeriği işte yalnızca burada gizli.”

De Volkskrant (NL) /

Kötü bir barışa zorlanıyor

Yazar ve Volkskrant yorumcusu Tommy Wieringa, hammadde anlaşmasını günümüz iktidar sahiplerinin çıldırmışlığının kanıtı olarak görüyor:

“Vaktiyle Marshall Planı’nı uygulayan ABD ile bugünkü hammadde hırsızı ABD arasındaki fark, ülkenin karakterinde yaşanan erozyonu görmemizi sağlıyor. Ukrayna, en elzem güvenlik garantileri dahi sunulmadan kötü bir barış için baskı altına alınıyor. Riyad’da otoriterizm özgür dünyanın kaderini belirliyor. Bu yozlaşmış oluşumda iyi hiçbir şey yok, her şey soygun ve ahlaki çürümeden ibaret. Kimi zaman cehennemde bu tür insanların ilelebet ve mümkünse kendi petrol ve doğalgaz rezervlerinin kısık ateşinde yakıldığı özel bir yer olmasını diliyorum.”