(© picture-alliance/dpa)

  Basın özgürlüğü

  60 yorum

ABD yargısıyla varılan anlaşmanın ardından Julian Assange serbest bırakıldı. Wikileaks’in kurucusu, Pasifik’te yer alan Saipan Adası’ndaki bir ABD mahkemesine çıkarak, gizli bilgileri elde etmek ve yaymak üzere komplo kurma suçunu işlediğini kabul etti. Aldığı beş yıllık ceza, Büyük Britanya’da hapishanede geçirdiği süreye sayıldı. Assange, çarşamba günü ülkesi Avustralya’da yaşayan ailesine kavuştu.

Büyük Britanya’da Yüksek Mahkeme, ABD’de görülecek bir davada Julian Assange’ın ifade özgürlüğünün sağlanacağına dair yeterli güvence bulunmadığına hükmetti. ABD Assange’ı, gizli belgeleri yayınlama suçlamasıyla yargılamak istiyor. Wikileaks’in kurucusu bu kararla, iadesine karşı Büyük Britanya’da bir kez daha temyize gidebilecek. Yorumcular, davanın olası gidişatını ve yapılması gerekenleri tartışıyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle ülke sıralamalarını da içeren bir rapor yayınladı. Raporda güvenlik, bağımsızlık ve bilgiye erişim bakımından 180 ülkedeki gazetecilerin durumu kıyaslanıyor. Uyarılarda bulunan yorumcular, ufukta umut ışığı da görüyor.

Meşhur araştırmacı gazetecilik platformu Bihus.info çalışanlarının, düzenledikleri yeni yıl buluşmasında Ukrayna İstihbarat Servisi SBU tarafından gözetlendiği ortaya çıktı - ama belli ki bununla da sınırlı kalınmamış. Olayın öğrenilmesiyle SBU'daki bir birim yöneticisi görevden alındı. Eyleminin arkasında duran SBU, editör ekibindeki bazı çalışanları yasadışı uyuşturucu satın almak ve tüketmekle suçladı. Yorumcular bunun bir gerekçe olamayacağı görüşünde.

Polonya’da yeni hükümet, kamu medyasındaki bütün yöneticilerin görevine son verdi. Öncesinde ise Parlamento, milliyetçi ve muhafazakâr PiS hükümeti döneminde “apaçık propaganda görevi üstlenen” kamu yayıncılarının tarafsızlığının yeniden tesis edilmesi amaçlı bir karar almıştı. Bunun üzerine PiS destekçileri ve milletvekilleri, TVP kanalının merkez binasını “korumak” için kurumun önünde bir araya geldi.

İsviçreli medya şirketi Ringier, Romanya’da yayınlanan Libertatea gazetesinde yönetici kademesinde çalışan birden fazla gazeteciyi işten çıkardı. Ülkenin en çok okunan gazetesi, geçtiğimiz yıllarda çok sayıda yolsuzluk vakasını ortaya çıkarmıştı. Ringier, kararı gelirlerdeki düşüşle gerekçelendirdi. Basın özgürlüğünden endişe duyan yorumcular, asıl çıkarın kâr olmasından yakınıyor.

ABD'li yatırımcı George Soros'a ait Soros Economic Development Fund'ın da hissedarlarından olduğu Hollandalı Pluralis şirketi, Polonya'nın en büyük ikinci günlük gazetesi Rzeczpospolita'yı yayınlayan Gremi Media'nın çoğunluk hissesini satın aldı. Geçtiğimiz yıllarda satışla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılmıştı ve medya kuruluşuyla ilgilenenler arasında Polonya devletine ait bir şirket de vardı. Satış basında farklı yankılar uyandırdı.

Çeçenistan'da gazeteci Elena Milaşina ve avukat Alexander Nemov, kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradı ve darp edildi. Milaşina ve Nemov, 2022 yılı başlarında Nijniy Novgorod'dan Grozni'ye kaçırılan Zarema Musayeva hakkındaki karar duruşmasına gidiyordu. Mahkeme, Musayeva'nın beş buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Yorumcular, olayların pek çok açıdan önem taşıdığı görüşünde.

Slovak gazeteci Ján Kuciak'ın öldürülmesiyle ilgili görülen temyiz davasında, savcılar cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen sanık için müebbet hapis cezası talep etmişti. Ancak, milyoner Marian Kočner davadan yine hüküm giymeden kurtuldu. Kočner'in suç ortağı olduğu öne sürülen diğer sanık Alena Zsuzsová ise 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Savcılık, karara itirazda bulunmaya hazırlanıyor.

Çekya'da hükümet, kemer sıkma paketi kapsamında basılı gazetelerdeki katma değer vergisini iki katından da fazla artırarak, yüzde 10'dan yüzde 21'e çıkardı. Yayıncılar gazetelerin kapanacağından endişeli. Yorumcular, tedbiri dezenformasyonla mücadelede bir iflas beyanı olarak değerlendiriyor.

3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor, ancak haberler hiç de iç açıcı değil: Sınır Tanımayan Gazeteciler'e göre hoşa gitmeyen haberciliğe yönelik baskılar dünya genelinde büyüyor ve krizler, savaşlar ve artan otoriterlik bunda önemli rol oynuyor. Yorumcular da endişeli.

Araştırmacı gazeteci Ján Kuciak ve nişanlısı Martina Kušnírová’nın Şubat 2018’de bir kiralık katil tarafından öldürülmesi Slovakya’yı sarsmış, büyük protestolara yol açmıştı. Bu hareketli iklim, yolsuzluk şüphelisi popülist Robert Fico liderliğindeki dönemin hükümetinin devrilmesiyle neticelenmişti. Ancak yorumcular, geçen beş yılın hayal kırıklığı doğurduğu tespitinde bulunuyor.

Moldova Cumhuriyeti'nde özel bir komisyon, ülkede yaşanan olaylar ve Ukrayna'daki savaş hakkında yanıltıcı haberler yaptıkları gerekçesiyle altı televizyon kanalının yayınını şubat ayına kadar durdurdu. Başbakan Yardımcısı Andrei Spînu, Moldova'nın kendisini "propaganda ve yalanlardan koruması" gerektiğini ifade etti. Komşu ülke Romanya'dan yorumcular kararı farklı değerlendiriyor.

Ukrayna Parlamentosu, geçtiğimiz hafta büyük bir çoğunlukla yeni medya yasasına onay verdi. AB, Ukrayna’ya adaylık statüsü için medya mevzuatında reform yapılması tavsiyesinde bulunmuştu. Tasarıda, diğer hususların yanı sıra oligarkların Ukrayna medyası üzerindeki etkisinin azaltılması öngörülüyor. Ancak kimi yorumcular, resmi makamlara yazı kurulları üzerinde de geniş yetkiler verilmesinden endişe ediyor.

Türkiye’de yürürlüğe giren yeni yasa, “dezenformasyon” yayanlar için üç yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Bunun neticesinde yalnızca gazetecilerin değil, sosyal medya kullanıcılarının da ceza alması söz konusu olabilecek. Hükümeti ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçlayan yorumcular, yasayı Haziran 2023’te yapılacak parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında da eleştiriyor.

Ukraynalı girişimci Rinat Ahmetov, pazartesi günü Media Group Ukraine’nin bütün televizyon ve yazılı basın lisanslarını devlete devredeceğini ve çevrimiçi medyayı da kapatacağını duyurdu. Medya grubu bünyesinde on bir televizyon kanalı, Segodnya.ua haber sitesi ve çevrimiçi televizyon hizmeti OLL.TV yer alıyor. Kararın gerekçesi, Ahmetov’un oligark siciline dahil edilme tehlikesi. Ukraynalı yorumcular endişeli.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle dün 20. kez yıllık küresel sıralamasını yayınladı. Sıralamada medya mevzuatı, medya çalışanlarına yönelik şiddet ve tekelleşme gibi unsurlar göz önünde bulunduruluyor. Bu sayede Avrupa gazeteleri, aynada kendilerine bakma fırsatı bulmuş oluyor.

Rusya'da artan devlet baskısı nedeniyle medya denetleme kurumu Roskomnadzor tarafından internette engellenmeyen ve erişmenin tek yolunun bir VPN sunucusu kullanmak olmadığı eleştirel medya platformu yok denecek kadar az. Öte yandan sürgünde yeni medya projeleri geliştiriliyor, Telegram ve YouTube'da haber kanalları kuruluyor. Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde eleştirel sesler yükseliyor.

Rusya'da, Ukrayna savaşı hakkında bağımsız haber yapan herkes hapis cezasıyla karşı karşıya. Çok sayıda Batılı ülkede ise Kremlin propagandası yapan kanallar yasaklandı. Öte yandan, özellikle çevrimiçi portallar ve sosyal ağlar aracılığıyla yayılmaya çalışılan yanlış bilgiler de artıyor. Avrupa basını, düşünsel egemenlik etrafında yaşanan savaşı yorumluyor.

Rusya’da zaten zayıf durumdaki medya birkaç gün içinde Kremlin çizgisine çekildi: Ordu ve Ukrayna’daki askeri faaliyetler hakkında resmi açıklamaların ötesine geçen haber ve yorumlar yapmak yasaklandı. Geriye kalan Echo Moskwy ve TV Doschd gibi eleştirel medya kuruluşları önce engellendi, ardından kapatıldı. Diğerleri ise varoluşlarını riske atmamak adına baskıya kısmen boyun eğiyor.

Kamuoyu etrafında da bir savaş kopuyor. AB, Rusya’nın Batı’da propaganda yapmasını önlemek için Rus devlet medyası RT ve Sputnik’in yayınlarını engellemeyi planlıyor. Kremlin ise Rusya’daki hükümete muhalif kanalları yasaklıyor ve yasaları katılaştırıyor. Doğu ve Batı medyası, sansürün kapsamına bakmaksızın ifade özgürlüğünü savunuyor.

Yunanistan’daki adli kovuşturma makamları, Novartis’teki yasadışı uygulamalarından şüphelenilen iki politikacı hakkında daha soruşturmaya yer olmadığına karar verdi. Skandalı ortaya çıkaran gazeteciler Kostas Vaxevanis ve Ioanna Papadakou geçtiğimiz ay bu olaya bulaşmış olmakla suçlanmış ve özel savcıya ifade vermeye çağrılmıştı. Olaya ilişkin taban tabana zıt bakış açıları ülke basınına da yansımış durumda.

Deutsche Welle’nin (DW) Rusya’da yayın yapması yasaklandı. DW’nin ülkedeki ofisi de kapatılacak ve akreditasyonları iptal edilecek. Yasak bir “karşı tedbir” olarak görülüyor. Alman Medya Lisanslama ve Denetleme Komisyonu (ZAK) daha önce “medya yasası uyarınca gereken lisansın alınmadığı” gerekçesiyle Russia Today’in Almanca yayın yapan kanalının (RT DE) yayınlarını engellemişti. RT DE, Sırbistan’dan aldığı bir yayın lisansını kullanıyordu.

Julian Assange için umut ışığı belirdi: Wikileaks’in kurucusu, ABD’ye iadesine ilişkin davada Britanya Yüksek Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulunabilecek. Londra’daki Yüksek Mahkeme, pazartesi günü Assange’ın avukatlarının sunduğu argümanları haklı bularak temyiz yolunu açmış oldu. Avrupalı yorumcular, basın özgürlüğü adına Assange’ı savunma çağrısında bulunuyor.

Londra'daki bir temyiz mahkemesi, Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın iade yasağını bozdu. Ancak avukatları da temyiz başvurusunda bulunduğu için ABD'ye iade edilip edilmeyeceğine henüz karar verilmedi. Bazı medya kuruluşları, gazeteciyle uğraşmanın bir alışkanlık haline gelmesinden korkarken, diğerleri kararın kabul edilmesi gerektiğine inanıyor.

Fransa'da aşırı sağ hakkında haber yapan birçok gazeteci tehdit ediliyor. Bir StreetPress yazarı Eric Zemmour'un silahlı yandaşlarını haber yapınca ölüm tehditleri aldı. Mediapart'ta çalışan bir gazeteci Zemmour'un aşırı sağla ilişkisine dair yaptığı haberler nedeniyle defalarca aşırı sağcı youtuber'ların saldırısına maruz kaldı. Paris hükümeti daha mı sert olmalı?

Atina'da salı günü yapılan bir basın toplantısı sırasında sözlü bir atışma yaşandı. Gazeteci Ingeborg Beugel, başbakana yönelttiği bir soruda, sığınmacıların Yunan yetkililer tarafından geri itilmesi konusunda Miçotakis'i yalan söylemekle itham etti. Miçotakis sert bir tepki verdi ve Yunan halkının dayanaksız iddia ve ifadelerle hakarete uğramasını kabul edemeyeceğini söyledi.

Finlandiya başsavcılığı cuma günü, gizli belgelere dayanarak 2017 yılında askeri istihbarat bilgilerini haberleştiren Helsingin Sanomat gazetesinin üç muhabirine dava açtı. Finlandiya basını davayı gazetecilerin görevlerine yönelik bir tehdit olarak yorumluyor.

Nobel Barış Ödülü'ne bu yıl iki muhalif gazeteci layık görüldü: Maria Ressa (Filipinler) ve Dimitri Muratov (Rusya). Komite, iki gazetecinin "demokrasi ve basın özgürlüğünün giderek daha olumsuz koşullarla karşı karşıya kaldığı bir dünyada bu ideali savunan tüm gazetecilerin temsilcileri" olduğuna vurgu yaptı. Nobel komitesinin kararını memnuniyetle karşılayan Avrupa basını daha fazla cesaret gösterilebileceğini söylemekten de geri durmuyor.

Rusya resmi makamları sevilen paralı televizyon kanalı Dojd'u "yabancı ajan" ilan etti. Dojd bu şekilde sınıflandırılan 18. Rus medya organı. Reklam gelirlerinin hızla düşmesine neden olacak ve resmi kurumlarla işbirliğini sekteye uğratacak bu sınıflandırma özel medya kuruluşları için ölüm fermanı demek. Rus gazetecilere göre durum karanlık.

Dünya çapındaki araştırmacı gazetecilik projesine göre, hükümetlerin Pegasus casus yazılımıyla izlediği gazeteciler, aktivistler ve muhalifler arasında Macar medya mensupları da var. Pegasus'un üretici firması NSO, yazılımın yalnızca suçlulara karşı ve terörle mücadelede kullanıldığını ve sadece 'sınanmış' hükümetlere satıldığını söyledi. Avrupa basını bu önlemlerin yeterli olmadığını düşünüyor.

Geçtiğimiz hafta Amsterdam'da silahlı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan gazeteci ve polis muhabiri Peter R. de Vries, perşembe günü (dün) hayatını kaybetti. Azmettirenlerin organize suç örgütleri olduğu tahmin ediliyor. Başbakan Mark Rutte ve meslektaşlarının yanı sıra birçok siyasetçi bu cinayetin kendilerini sarstığını dile getirirken, başsağlığı dilediler. İnsanlar cinayet mahalline çiçek koydu.

Amsterdam'da araştırmacı gazeteci Peter R. de Vries, salı günü saldırıya uğradı. Hayati tehlikesi olan ödüllü gazeteci, çok sayıda kriminal vakayı ve polis içindeki yolsuzlukları haberleştirmiş ve suç olaylarını konu edinen popüler televizyon programları hazırlamıştı. Son olarak organize suçla ilgili büyük bir davanın baş tanığı için danışmanlık görevini üstlenmişti. Bazı yorumculara göre saldırı, sadece de Vries'in şahsına yönelik değildi.

Slovakya'da gazeteci Ján Kuciak ve nişanlısı Martina Kušnírová'nın öldürülmesi davasında suça azmettirmekle suçlanan kişiler yeniden yargılanacak. Yargıtay salı günü Bratislava'da milyarder Marián Kočner ve olası suç ortağı bir kadının geçtiğimiz Eylül ayında verilen beraat kararını bozdu. Köşe yazarları memnun.

3 Mayıs 1994 yılından beri Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Pek çok kuruluş ve siyasetçi, Korona pandemisi yüzünden Avrupa'da ve dünya çapında medya çalışanlarının, okurların ve izleyicilerin koşullarının kötüleştiğini söylüyor. Avrupa basını durumun bilançosunu çıkarıyor.

AB Komisyonu Macaristan, Polonya ve Slovenya hükümetlerini, basın ve medya özgürlüğüne yönelik saldırılarına bir son vermeye çağırdı. AB Komisyonu'nun Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Komiseri Věra Jourová, çarşamba günü AP'de yaptığı konuşmada geçtiğimiz haftalarda her üç ülkede de "daha fazla kaygı verici gelişmeler" yaşandığını belirtti. Polonya ve Slovenya'dan yorumcular bu görüşe katılıyor.

Polonya'da çarşamba günü en az on medya kuruluşu yayın yapmadı. Gazeteler birinci sayfayı boş bıraktı ya da "medyanın seçim hakkı yok" başlıklı bir açık mektup yayınladı. Grev yapanların açıklamasına göre bağımsız basını sıkboğaz etmek amacıyla reklam vergisi getirilmesini öngören yeni yasa protesto ediliyor. Yorumcuların önemli bir kısmı kaygılı.

Klubrádió'nun yayın lisansı uzatılmadı. Macaristan Medya Kurulu bu kararını, bildirim mecburiyetine uyulmaması gibi küçük ihlallerle gerekçelendirdi. Radyonun karara itiraz amacıyla birinci mahkemede açtığı dava başarısız oldu. Klubrádió, ülkedeki son muhalif radyo olduğundan yorumcular bunu siyasi bir karar olarak görüyor ve Brüksel'in müdahil olmasını istiyor.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda hunharca bir cinayete kurban gitmesinden bir yıl sonra Veliaht Prens Bin Selman sorumluluğu üstlendi. Ama cinayete azmettirdiği suçlamalarını reddetti. Köşe yazarları uluslararası toplumun tepkisini değerlendiriyor.

Hükümete yakın düşünce kuruluşu SETA, yabancı medyayı 'hükümet karşıtı' bil dil kullanmakla itham ediyor. Eleştirilerin odağında Deutsche Welle, BBC, Sputnik ve Amerika'nın Sesi'nin Türkçe servisleri yer alıyor. Rapor gazetecilerin özgeçmişi ve Twitter faaliyetlerini de yayınlıyor. Eleştiriler haklı mı?

Rusya'da yayınlanan günlük gazete Kommersant'ın politika bölümü, iki gazetecinin işten çıkarılmasının ardından topluca istifa etti. İki gazeteci Federasyon Konseyi başkanının kamu emeklilik fonunun başına getirilebileceğini haberleştirmişti. Bu durum Kremlin'e yakın milyarder Alişer Osmanov'a ait gazete ve Rusya'da basın özgürlüğü hakkında bize ne söylüyor?

Köşe yazarları, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in güncel ülke sıralaması ve Dünya Basın Özgürlüğü Günü (3 Mayıs) nedeniyle medya ve ifade özgürlüğü konularını köşelerine taşıdı. Bu yıl onları endişelendiren gelişmeler arasında Avusturya'da yaşananlar ve öfkeli tartışma kültürünün yarattığı yıpratıcı etki de var.

Slovakya'da Ján Kuciak öldürülmüştü, Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki konsolosluğundaysa Cemal Kaşıkçı. Türkiye'de çok sayıda gazeteci hapisteyken Macaristan'da eleştirel medya organları sıkboğaz ediliyor ve sadece Trump değil, kimi Avrupalı liderler de eli kalem tutan bu erbapları hedef tahtasına yerleştiriyor. Yorumcular, 2018'in basın özgürlüğü için iyi bir yıl olmadığı konusunda mutabık.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın vahşice öldürülmesiyle ilgili yeni bulgular ortaya çıktıkça Suudi krallık ailesinin üstündeki baskı da artıyor. Avrupalı köşe yazarları Türkiye, ABD, AB ve Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin yanı sıra cinayetin onlara göre ihmal edilen yanlarını ele alıyor.

Tecavüz edilip öldürülen Bulgar gazeteci Viktoria Marinova vakasıyla ilgili Almanya'da bir zanlı yakalandı. Bulgaristan başsavcılığının açıklamalarına göre soruşturmaların geldiği noktada cinayet ile Marinova'nın çalıştığı konu arasında bir ilişki kurulamadı. Avrupalı yorumcular işin peşini bırakmıyor.

Litvanya'da şu sıralar basın ile siyaset arasında bir kavga var. Şirketlere dair bilgilerin de tutulduğu ulusal sicildeki verilere erişim için bundan sonra basın üyelerinden de para alınması planlanıyor. Bugüne dek sadece şirket ve özel kullanıcılardan ücret alınıyordu. Gazeteciler araştırma yapmanın zorlaştığını düşünüyor ve basın özgürlüğüne yönelik bu saldırıyı kınıyor.

Dennik N. gazetesinin haberine göre, araştırmacı gazeteci Ján Kuciak ve nişanlısı Martina Kusnirova'nın cinayete kurban gitmesinden yedi ay sonra Slovak polisi katil zanlısını ve yedi suç ortağını yakaladı. Köşe yazarları haber karşısında rahatlamış görünüyor ve adalete duyulan inancın geri döneceğini umuyor.

Sağ milliyetçi FPÖ üyesi Avusturya İçişleri Bakanı Herbert Kickl, polise yazdığı bir e-postada eleştirel medyayla sadece en gerekli bilgilerin paylaşılmasını istedi. Bakan ayrıca bundan böyle polisin basın bildirilerinde, zanlıların vatandaşlık ya da diğer oturum izni statülerinin yer almasını istedi. Avusturya basını ayakta.

Ankara, Kıbrıs Türkü iki gazeteci, Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ve meslektaşı Ali Osman'a, Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonlarını eleştirmeleri nedeniyle dava açıyor. İki gazeteci, 1974'te Kıbrıs'ta yaşanan 'birinci Türk işgali'nin ardından Afrin müdahalesini 'ikinci Türk işgali' olarak adlandırmıştı. Kıbrıs Rum basını öfkeli.

Siyasi baskı, otosansür ve gazeteci cinayetleri artık Avrupa'da: Yorumcular, 3 Mayısta kutlanan Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle gazetecilerin işlerini yaparken maruz kaldıkları ve giderek artan tehlikeleri mercek altına alıyor ve şimdi enseyi karartmama zamanı olduğunu söylüyor.

Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni, icra kurulu başkanı ve 13 çalışanı çarşamba günü iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezalarına çarptırıldı. Savcılık sanıkları Gülen hareketi ve PKK yanlısı terör propagandası yapmakla suçlamıştı. Bazı yorumcular Cumhuriyet gazetesi ve Türkiye'nin geleceğine karamsar bakarken, diğerleri umut ışığının sönmesini istemiyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporu, geçtiğimiz yıl dünyanın başka hiçbir yerinde basın özgürlüğünün Avrupa'daki kadar kötüleşmediğini ortaya koyuyor. Örgüte göre bunun nedenleri politikacıların basın düşmanlığı, gazetecilerin öldürülmesi ve sert iftira yasaları. Avrupa basını, sıralamayı değerlendiriyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'de tutuklu iki gazeteci için karar verdi. Davacı Mehmet Altan ve Şahin Alpay, kararın tahliyelerine yol açacağını umuyorlar. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi olarak AİHM kararını uygulamakla yükümlü. Köşe yazarları, Strazburg'ta alınan kararın bir değişime işaret ettiğini umuyor.

Slovak kültür bakanının ardından İçişleri Bakanı Robert Kaliňák da istifasını verdi. Araştırmacı gazeteci Ján Kuciak'ın öldürülmesinden iki hafta sonra hükümet hala baskı altında. On binlerce Slovak, kalabalık gösterilerle sokaklara dökülüp hükümeti gazeteci düşmanlığı ve yolsuzlukla suçluyor. Kaliňák'ın istifası insanları sakinleştirebilir mi?

Ukrayna'daki günlük Vesti gazetesinin yazı işlerine el kondu; müdahalenin gerekçesi, holdingin sahibi olan eski maliye bakanı Oleksandr Klymenko'nun yolsuzlukla suçlanması. Görgü tanıklarına göre yazı işlerinin yer aldığı binaya atanan kayyumun çalışanları gazete envanterini yok ediyor. Ukraynalı gazeteciler, devlet erkinin eleştirel basına açtığı savaştan söz ediyor.

Maltalı ünlü araştırmacı gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın öldürülmesinin ardından çok sayıda Avrupa parlamenteri AB Komisyonu'nu göreve çağırdı. Parlamenterler Brüksel'i Malta'daki yolsuzluk ve suç konusunda hiçbir şey yapmamakla itham etti. Avrupalı gazeteler de bu cinayetten dersler çıkarılması gerektiğinde ısrarcı.

Cumhuriyet gazetesinin 17 çalışanına karşı açılan dava bugün İstanbul'da başlıyor. Yargılanan gazeteciler Türkiye'de terör örgütü kabul edilen PKK ve Gülen hareketini desteklemekle suçlanıyor. Avrupalı köşe yazarları davayı gerçekdışı bulduklarını ve Türk yargısının böylesi suçlamaları ne amaçla kullandığını açıklıyor.

İtalyan muhabir Gabriele Del Grande, 9 Nisan'dan bu yana Türkiye'de tutuklu bulunuyor. Medyada yer alan bilgilere göre Del Grande, Türkiye'nin Suriye sınırında sığınmacılarla röportaj yaptığı için tutuklandı. Roma yönetimi, Ankara'dan 34 yaşındaki gazetecinin serbest bırakılmasını istedi. Şu ana kadar Del Grande hakkında resmi bir iddianame hazırlanmış değil. İtalyan basını tutuklanmasının nedenlerini biliyor.

Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in tutuklanması üzerine sayısız Alman politikacı, referandum propagandası yapmak için Almanya'ya gelmek isteyen Erdoğan'a ülkeye giriş yasağı konması çağrısı yaptı. 43 yaşındaki gazeteci "terör örgütü propagandası" yapmakla suçlanıyor. Ankara'nın amacı ne? Berlin nasıl bir tavır takınmalı?

Türkiye'nin en önemli muhalif gazetesi Cumhuriyet'in genel yayın yönetmeni ve diğer bazı çalışanları gözaltına alındı. Savcılık, gözaltına alınanların Fethullah Gülen cemaatini ve PKK'yı desteklediklerini ileri sürüyor. Avrupa basını bu gelişmeleri kaygıyla takip ediyor.