AB Parlamentosu'ndan daha sert karbondioksit sınırlaması
Yeni emisyon sınırlamasıyla AB Parlamentosu araç trafiğinde karbondioksit salımıyla mücadeleyi başlattı. Buna göre yeni araçların 2030 yılında 2021 yılına oranla ortalama yüzde 40 daha az karbondioksit emisyonu olması gerekiyor. Kararın Avrupa Komisyonu ve üye ülkelerle müzakere edilmesi gerekiyor. Parlamentonun kararı Avrupa'nın otomotiv sanayisini tehdit mi ediyor?
Otomobil üreticilerine fazla yüklenmeyin
Stuttgarter Zeitung, Avrupa Parlamentosu'nun karbondioksit hedeflerinin fazla iddialı olduğu eleştirisini getiriyor:
“Trafikte dönüşüm parlamento emriyle olmaz. ... AB'nin ortak yasama organları olan AP ve üye ülkeler, 2030'a dek yürürlüğe girecek salım sınırlarını müzakere etmeye başlayacaksa o zaman şimdiden aklıselim davranmaları gerekiyor. Üreticilerden ciddi taleplerde bulunulmalı. Getirilecek iddialı şartlar, Avrupalı otomobil üreticilerinin, yani aslında Alman üreticilerin, elektrikli araçlarda da piyasa ve teknoloji lideri olmasını sağlayacaktır. Ancak bu şartlar gerçekçi olmalı, iddialı hedeflerin bir tür ceza vergisi gibi gözükmesi önlenmelidir. Sanayi sektörü, birçok bölgede katma değer ve istihdam açısından önemli.”
Çekya otomotiv sanayisini bekleyen kıtlık
Právo kararlaştırılan sınırları eleştiriyor:
“Çekyalı otomobil üreticileri daha katı sınır değerlerin, trajik sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuyor. Bu sonuçlar arasında işten çıkarmalardan tutun, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve devlet gelirlerinde milyarlarca Avroluk açığa kadar birçok unsur var. Sektörde, çevreye herhangi bir olumlu katkımız olmadığı halde bu düzenlemeyle Çekya'da 400 bin kişinin istihdam edildiği otomotiv sanayisine zarar verdiğimiz konuşuluyor. Elektrikli otomobillere uzanan yolda yeni salımların olmayacağı iddialarıysa düpedüz yanlış. Ne de olsa bu otomobillerin piyasaya sürülmesi daha fazla enerji üretimi gerektiriyor.”
İklim değişikliği kentli siyasetçileri bağlamıyor
Paris'te başlayacak otomobil fuarı vesilesiyle Atlantico'ya bir yazı kaleme alan iktisatçı Bernard Jullien, siyasetin neden daha çok elektrikli araç talep ettiğini açıklıyor:
“Dizel skandalında gündeme gelen zararlı maddeler, yalnızca bölgesel hava kirliliği yapıyor. Bu açıdan bakıldığında elektro-mobilite ilginç bir seçenek, zira bu araçlar için gerekli elektrik enerjisi fosil yakıtlardan üretilse bile bu işlem kentlere uzak noktalarda gerçekleşecektir. ... Güçlü siyasetçiler çoğunlukla kentlerde yaşıyor. Bunların çocukları var ve astım riskinin mümkün olduğunca düşük olmasını istiyor, bu nedenle de dizel tüketimine son verilmesini talep ediyorlar. Ancak farklı enerji üretim yöntemlerinin iklim değişikliğine etkisini pek de düşünmüyorlar.”