Başkan uykudaki düşmanları uyandırıyor
Efimerida ton Syntakton, Donald Trump'ın böyle davranarak hem ABD'deki ırkçılık karşıtı protesto hareketine hem de seçimi kazanma şansına zarar verdiğini düşünüyor:
“Trump'ın, asimetrik hegemonyanın kısır döngüsünü körüklemek istemeyen belediye başkanlarının yönettiği kentlere Ulusal Muhafızları gönderme kararı, iç savaş benzeri tehlikeli bir gerginlik yaratmakla kalmıyor, seçim öncesindeki gelişmeleri önemli biçimde etkileyebilir de. Trump'ın aşırı derecede kutuplaştırıcı kararları, bir önceki seçimde 'Trump mı Clinton mı?' ikirciği arasında kalmayı reddedip sandığa gitmeyen radikal seçmen kanadını harekete geçiriyor. ... Trump nihayet ABD'nin siyasi düzeninin demokratik istikrarı için bir tehlike olarak görülmeye başlandı; nitekim bunun tezahürünü, Biden'ın önde olduğu anketlerde de görmek mümkün.”
Avrupa erken sevinmese iyi eder
Trump seçimleri kaybedecek olursa Atlantik'in iki yakasındaki farklılık bir anda ortadan kaybolmayacak, diyor Jutarnji list:
“Trump gidecek olursa -ki hepimizin umudu o yönde- ortaklığı güçlendirmek daha kolay olacak ama Avrupa tarafı hataların kendi payına düşen kısmının sorumluluğunu almak zorunda kalacaktır. ... AB'nin, Trump'ın olmadığı bir senaryoda bile dünya siyasetinde ABD'nin partneri olması kolay olmayacak. Bunun nedeni, dış ilişkiler ve güvenlik konularında oybirliği şartı varken AB üyelerinin farklı çıkarlarının olması. Yani bu konuda AB neredeyse tek bir somut tavır takınamayacak ya da içeriği boş ifadelerle yetinmek zorunda kalacak. Hepimiz Trump'ın bu seçimden yenilgiyle çıkmasını umar ve beklerken AB'nin ivedilikle kendi sorunlarıyla ilgilenmesi gerekiyor.”
Sert cepheleşme herkese zarar
Seçimlere 100 gün kala ABD bir önceki seçimleri hala sindirebilmiş değil, diyor Delo:
“2016 yılından kalma keyifsizliğin etkileri sürüyor ve bu süper gücün son derece kutuplaşmış toplumu her türlü siyasi, ekonomik ve toplumsal konuyu, parti politikaları ve ideolojiye dayalı kavgalarda koz olarak kullanıyor. ... Ancak demokrasilerde ilerlemenin doğrusal olmadığı ve iktidar değişiklikleri sayesinde rotada yapılacak düzeltmelerin herkesin faydasına olabileceği de unutulmamalıdır. Her iki tarafa da eziyet çektiren ölümcül Koronavirüsle mücadele etmeleri elzemdir. Ancak Beyaz Saray yarışını kimin kazanacağından bağımsız olarak bu karşılıklı itham kavgasının sürmesi daha muhtemel. Üstelik ülke içindeki gözü dönmüş bir öfke, sadece yurtdışındaki düşmanlara yarasa bile.”
Son çare olarak çatışma
La Stampa köşe yazarı Gianna Riotta'ya göre görev başındaki Trump'ın, bir kısmı son derece tehlikeli olmak üzere hala birkaç kozu var:
“Joe Biden seçimlere 99 gün kala seçimi kazandı mı? Hiç sanmıyorum. Pandemiden hayatını kaybedenlerin rekor sayısına ve ekonomik krize rağmen, Cumhuriyetçi taban, yeni ekonominin yanı sıra etnik ve cinsel entegrasyon karşısında kültürel kimliğini savunduğu için hala Trump'a sadakatini sürdürüyor. ... Trump bu fırsatın farkında ve elinde kalan son siyasi sermayesini, toplumsal ve uluslararası çatışmanın emrine sokuyor. Nixon'ın uluslararasılık geleneğini reddeden Dışişleri Bakanı Pompeo ile beraber Çin'e karşı takınılan tutumu daha da sertleştirirken yurtiçinde federal güvenlik güçlerini, son yapılan ırkçılık karşıtı gösterileri bastırmak üzere Portland'a gönderiyor.”
Trump dikkati yurtdışına çekmek istiyor
Aftonbladet de Trump'ın, iç siyasetteki sorunlardan kaçmak için Çin ile çatışmaya odaklanacağını düşünenlerden:
“Joe Biden seçmen arasında giderek daha fazla sempati kazanırken Çin'e karşı yaptığı türden gövde gösterileri Trump için giderek daha önemli hale geliyor. Ölü sayısının artması nedeniyle Trump'ın Korona krizinde takındığı tutum artan bir dirençle karşılaştı. ... Bu açıdan bakıldığında, Amerika'nın Çin ile arasındaki çatışmanın tırmanması Trump'ın seçim kampanyasının bir parçası olarak görülebilir. ... ABD ile Çin arasındaki çatışmanın ciddi sonuçları olabilir. Nitekim zaten Korona yüzünden daha şimdiden küresel bir krizin içindeyiz.”