Güneydoğu Avrupa'da yolsuzluğa itiraz
Yorumcular Güneydoğu Avrupa'da giderek artan yolsuzluk karşıtı hareketler fenomenini ilgiyle takip ediyor. Bu hareketler arasında Romanya'da USR-Plus ya da Bulgaristan'daki Protesto Hareketi yer alıyor. Moldova Cumhuriyeti'nde cumhurbaşkanı seçilen Maia Sandu, öncelikli hedefini yolsuzlukla mücadele olarak belirlemişti. Bu genç muhalefetin başarısının sırrı ne?
Daha az ideoloji, daha fazla uzmanlık
Doğu Avrupa'da görülen yeni siyasi hareketler, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra birçok insanın yaşadığı hayal kırıklığının bir sonucu, diyor Neue Zürcher Zeitung:
“Son yıllarda birçok yerde bu memnuniyetsizliği ele alan girişimler ortaya çıktı. Hareketten partiye geçiş organik şekilde gerçekleşiyor. Duvar'ın yıkılmasının ardından tüm taraflar kendilerini saf dışı bıraktığı için klasik ideolojik cepheler neredeyse hiçbir önemli rol oynamıyor. ... Yolsuzlukla mücadele, medya özgürlüğü gibi somut taleplerin yanı sıra çevre ve yaşam kalitesi gibi unsurlar daha önemli. ... Taze zihinlere ev sahipliği yapan bu çiçeği burnunda partilerin daha önce hiç hükümet etme sorumluluğu üstlenmemiş olmaları, inandırıcılıkları için bir avantaj.”
Renk devrimi karşısında alternatif model
Siyaset bilimci Johann Wolfschwenger'e göre Moldova Cumhuriyeti, Doğu Avrupa'da değişikliklerin sandık başında da yapılabileceğini gösteriyor. Wolfschwenger, Wiener Zeitung'da şunları yazıyor:
“Sandu Doğu Avrupalı bir ülkenin başına geçmiş ilk kadın siyasetçi değil, ancak partisini de arkasına alıp sürdürülebilir bir reform sürecini yönetecek ilk kişi. Bunun için partisinin inandırıcılığını ve dürüstlüğünü, oligarkların müdahalesine, sosyalistlerin provokasyonlarına ve Rusça yayın yapan medya organlarının aşağılamalarına karşı savunması gerekecek. Moldova'daki gibi sandıkla gelen devrimler, siyasi istikrar bağlamında demokratik bir dönüşümü müjdeliyor ve Maidan Hareketi'nin Renk Devrimi karşısında alternatif bir model oluşturuyor.”