AB ülkelerinde basın özgürlüğü kaygısı
AB Komisyonu Macaristan, Polonya ve Slovenya hükümetlerini, basın ve medya özgürlüğüne yönelik saldırılarına bir son vermeye çağırdı. AB Komisyonu'nun Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Komiseri Věra Jourová, çarşamba günü AP'de yaptığı konuşmada geçtiğimiz haftalarda her üç ülkede de "daha fazla kaygı verici gelişmeler" yaşandığını belirtti. Polonya ve Slovenya'dan yorumcular bu görüşe katılıyor.
Gerçeğe saldırı
Gazeta Wyborcza'nın genel yayın yönetmeni Adam Michnik, otokratik koşullar karşısında uyarıda bulunuyor:
“Polonya'nın yanı sıra diğer bazı ülkelerde de sinsi birer devlet darbesine tanık oluyoruz. Hukuk devleti, tek parti devletine dönüşüyor. Anayasa Mahkemesi, başsavcılık, emniyet ve istihbarat teşkilatları, PiS'in hizmetine girmiş durumda. Devlet medyası, ancak Putin Rusya'sı ya da Erdoğan Türkiye'si ile kıyaslanabilecek utanmaz birer propaganda aracına dönüştü. Bağımsız medya düşman muamelesi görüyor ve ABD'nin eski başkanı Donald Trump'tan aşina olduğumuz bir nefrete maruz kalıyor. Bağımsız olduğumuz ve gerçeği yazma cesareti gösterdiğimiz için düşman olarak görülüyoruz.”
Başkalarına da örnek olabilir
Primorske novice de tehlikeye karşı uyarıyor:
“Medyanın hükümet tarafından sabote edilmesi -tıpkı bilimsel ve hukuki sistemlerin sabotajı gibi- uzun vadede büyük tehlikelere gebe. Hükümet profesyonel medyayı bir kez aşındırdığında, toplumun bunu yeniden inşa etmesi çok zor olacaktır. Şu sıralar Slovenya'da bu aşınmayı yaşıyoruz. Nitekim bunu kamu radyo ve televizyon kurumu RTV, STA haber ajansı ve sözde dengeli (devlet elindeki) internet gazetesi Siol örneğinde görüyoruz. ... Bu nedenle, ülkenin kirli çamaşırlarının yurtdışına taşınmasından şikayet eden kimi seslere rağmen meselenin Brüksel'le görüşülmesi gerekiyor. Zira burada yaşananların başka ülkelere de örnek olmayacağının ve demokrasinin temel sacayaklarından olan medyanın erozyonunun Avrupa'nın yeni standardına dönüşmeyeceğinin bir garantisi yok.”