Dünya Biden'ı nasıl hatırlayacak?
Görev süresi sona eren ABD Başkanı Joe Biden, önümüzdeki hafta koltuğunu Donald Trump’a devredecek. Gerçekleştirdiği veda konuşmasında ‘aşırı zenginler, aşırı güçlüler ve aşırı nüfuz sahipleri oligarşisinin’ demokrasiye yönelik tehlikeleri konusunda acil uyarılarda bulundu. Yorumcular dört yılın bilançosunu çıkarıyor.
Hataları hakkında tek kelam etmedi
Berlingske'ye göre Joe Biden'ın yaptığı son konuşma özeleştiri niteliği taşımıyor:
“Joe Biden, 2020 seçim zaferinin ardından merkeze yönelik bir köprü kurmak yerine keskin bir şekilde sola yöneldi. Göçmenlik düzenlemelerini liberalleştirerek ABD'de göçün kontrolden çıkmasına yol açtı ve kimlik politikalarında partisinin en sol kanadını destekledi. Bu stratejik hataları, Biden'ın Trump’a karşı güçlü bir savunma hattı kurma fırsatını heba etmesine neden oldu. Son konuşmasında ise kendine yönelik herhangi bir özeleştiriye yer vermedi. Teknoloji devlerinin artan gücüne dair mantıklı bir uyarıda bulunurken, yönetiminin en büyük zaafını görmezden geldi.”
Oligarşi siz demeksiniz
Biden ABD’deki zenginlerin sahip olduğu aşırı nüfuz hakkında uyarılarda bulunurken önce dönüp kendisine bakmalı, diyor taz:
“Biden dürüst olsaydı, zenginlerin güçlüler üzerindeki nüfuzunun Amerikan sistemini ne denli şekillendirdiğini görmüş olurdu. Ve Demokratların bu suçun ortağı olduğunu da. ... Oligarşi bireylerin sorunu değil, bir hâkimiyet sistemidir. Oligarşi, büyük lobi grupları (süper siyasal eylem komiteleri) öncülüğünde işletilen çirkin kampanya finansmanına sizin de bulaşmanız demektir. Oligarşi, Trump zenginlere vergi indirimi getireceğini söylediğinde önce kızıp sonra da dört yılda bunu tersine çevirmeyi becerememeniz demektir. Oligarşi, sevgili Demokratlar, siz demeksiniz.”
Diktatörlerin korkacak bir şeyi yoktu
The Times’a göre ABD Başkanı dünya sahnesinde fazla çekingen kaldı:
“Biden diktatörlere yaklaşımında fazla hassastı. Suriye’de Esad rejiminin devrilmesiyle iyice yalnızlaşan ve nükleer bomba seçeneğine günbegün daha da yaklaşan İran’la nükleer anlaşmaya varamadı. ... Hükümeti, Kuzey Kore’nin giderek büyüyen nükleer cephaneliğini önlemek üzere de bir şey yapmadı. Suudi muhalif Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi dolayısıyla Suudi Arabistan’a yönelttiği eleştirileri kısa ömürlü kaldı. ... Hamas önümüzdeki günlerde İsrailli rehineleri serbest bırakmaya başlayınca, Biden bundan kendine pay çıkarmaya çalışabilir. Ancak dış politikada bıraktığı miras ortada: Onun yönetimi süresince diktatörlerin korkacak bir şeyi yoktu.”
Öncelikler yanlış belirlenmişti
Hükümet yanlısı Mandiner'e göre Trump'ın dış politikasını reddetmek bir hataydı:
“Liberal jeopolitik analistler dahi Trump yönetiminin 2016-2020 yılları arasında dış politikada önemli başarılara imza attığını kabul etti. Dolayısıyla, [Biden yönetiminin] dış politikaya yönelik farklı yaklaşımı ve öncelikleri, önceki dört yılda elde edilen kazanımları heba etme ve kendisi için belirlediği yüksek standartların gerisinde kalma riski taşıyordu. ... Biden'ın Dışişleri Bakanlığı, her iki hatayı da yapmış oldu.”
Büyümeye rağmen enflasyon hâlâ yüksek
L'Echo, Biden'ın arkasında gelişmiş bir ekonominin yanı sıra çözülmemiş sorunlar da bıraktığı kanısında:
“Başkanlığının sonunda, ABD ekonomisinin yüksek büyüme ve düşük işsizlik oranıyla gösterdiği güçlü direnç takdir edilmeli. Özellikle, altyapı ve enerji dönüşümüne yönelik devasa bir yatırım programı olan Enflasyonu Düşürme Yasası'nın başarısı kanıtlandı. Ancak, olumlu işgücü piyasası verileri ya da etkileyici bir GSYH, iki önemli sorunu gizleyemiyor: ABD'nin hâlâ devasa boyutlardaki bütçe açığı. Daha da önemlisi, yüksek seyreden enflasyon. ... Hayat pahalılığındaki artış orta sınıf üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor, ancak Beyaz Saray’daki liderin bu sorunun ciddiyetini gerçekten anladığı söylenemez.”