TV lisansları Çipras'a ayak bağı
Yunanistan Yüksek İdari Mahkemesi televizyon lisanslarının verilmesiyle ilgili yasanın anayasaya uygunluğunu gözden geçiriyor. Bu yıl söz konusu yasa uyarınca lisanslar ihaleye çıkarılmış ve tartışmalı bir açık arttırma sonunda sekiz yerine sadece dört özel televizyona lisans verilmişti. Muhalefet Çipras hükümetini medyayı kontrol etmek niyetinde olmakla suçluyor. Yunan basını da konuyu eleştiriyor.
Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün zaferi
Yunanistan Danıştayın'ın aldığı kararı To Vima, Tsipras ve Syriza yönetimi için ağır bir darbe olarak nitelendiriyor:
“Tasarruf paketi konusunda direksiyon kırmalarının ve geçtiğimiz yaz [halk oylamasının sonrasında] gerçekleştirilen düzensiz geri çekilmenin ardından yaratmaya çalıştıkları yeni düşmanı buldular: Medya. Suni müdahalelerle televizyon kanalı lisans sayısını dörde düşürüp bu yolla görsel medyayı kontrol altına almaya çalıştılar. Tsipras ve diğer hükumet kurmayları, açık arttırma sırasında kanal sahiplerini bir odaya kapatıp 250 milyon avrolarını almayı kutladı, yargıçları mafya yöntemleriyle zorla bastırdı. Şimdiyse yürüttükleri karanlık işlerin faturası kesiliyor. Yüksek mahkemenin kararı hem hükumet hem de bilhassa Tsipras için tam bir yenilgi anlamına geliyor. Karar aynı zamanda demokrasi ve bağımsız yargının yanı sıra ifade özgürlüğünün büyük bir zaferi.”
Eski sistemin zaferi
Muhalefetin şimdi kendini halk savaşçısı gibi sunmasını, oysa yıllarca halkın iradesine aykırı davrandığını ifade ediyor, Efimerida ton Syntakton:
“Yüksek İdare Mahkemesi'nin kararını kabul etmek zorundayız tamam, ama bu karar bir taraftan da sokaktaki vatandaşın çıkarlarını koruması gereken adalet mekanizmasının çalışmasıyla ilgili soru işaretleri yaratıyor. ... Çipras, hükumetler vatandaşın oylarıyla kurulur ve yıkılır, mahkeme kararlarıyla değil, derken haklıydı. Bu karar her halükarda Yunanistan'da zaten karmaşık olan siyasi durumu daha da zorlaştırıyor. Ve yine bu karar silahları geçtiğimiz yıllarda anayasayı ve halkın çıkarlarını ayaklar altına alanların eline veriyor...Günahkar siyasi partiler, günahkar banka ve özel televizyon sahipleri şimdi el ele tutuşmuş, failleri mağdur olarak göstererek titizlikle hazırladıkları zaferlerini kutluyor.”