Romanya'da yeni partinin hızlı yükselişi
Romanya'da 11 Aralıkta yapılacak meclis seçimlerinden hemen önce yeni bir partinin sesi duyulmaya başlandı. Romanya'nın Kurtuluşu Birliği (USR), özel sektör ve STK'lardan gelen genç aktivistlerin oluşturduğu bir birlik. Henüz dört ay önce kurulmasına karşın, anketlerde USR iki haneli sonuçlara ulaşıyor. Romanya bu yeni partiden ne beklemeli?
USR tehlikeli bir yanılsama
USR kendisine bel bağlanan umutları boşa çıkarabilir, diyor Ziare gazetesi:
“Romanya'nın Kurtuluşu Birliği, Romanya siyasetinin kendini giderek daha sık içinde bulduğu bir çelişkiyi temsil ediyor. Hedefi ilgiyi üzerinde toplamak; üstelik karizmatik bir lideri, seçmenlere hitap edecek herhangi bir fikri veya programı olmasa da kendisi hakkında konuşulmasını sağlamış durumda. Gerçekteyse USR, siyasetten ve mevcut partilerden sıtkı sıyrılmış olan ve dikkatle seçilmiş bir elit tabaka tarafından yönetilen bir toplumun hayalini kuranların sahip olduğu bir yanılsama. USR var olan durumdan tiksinen, yılgınlığa uğramış bir kitleyi kandırıyor. ... Kesin olan bir şey varsa o da 11 Aralıktaki seçimin sonuçlarına bağlı olarak bu birlik bir parti de olabilir, bir kez daha sönen bir umut da.”
Her kanaldan sistem eleştirisi
Europa Liberă, USR'nin olası koalisyonlarını düşünüyor:
“USR, Ulusal Liberaller'in [PNL] seçmenini yavaş ama emin adımlarla kendine çekiyor. PNL, yolsuzluk nedeniyle ağır darbe almış ve kronik uyku hastalığına tutulmuş olmasının yanı sıra lider, fikir ve inisiyatiften yoksun bir parti izlenimi de veriyor. Romanya'nın Kurtuluşu Birliği [USR] ise sanal alemi fethediyor, enerji dolu, liderleriyse hangi görüşten olursa olsun her televizyon kanalında boy gösteriyor. Bu kanallarda sisteme, yolsuzluğa veryansın ederken, bir yandan aday olmamasına karşın hem PNL hem de USR'ye göz kırpan Başbakan Dacian Cioloș'un imajından faydalandıkları gerekçesiyle Ulusal Liberaller'e de çıkışıyor. ... Bir partinin elinden çıkanlar, diğerine geçiyor, bu hem PNL hem de USR için geçerli. Yeterli oy almaları halinde her iki parti de birlikte hükümet kurmak zorunda kalacak; hem de tam yukarıda adı geçen Dacian Cioloș başbakanlığı altında.”