Atina yeni tasarruf paketini oyluyor
Yunan Parlamentosu perşembe akşamı yeni tasarruf paketini onayladı. Paket, Atina'nın alacaklılarla vardığı son mutabakata dayanıyor ve yeni bir destek kredisi dilimi karşılığında, emeklileri ve orta gelir grubunu etkileyecek 4,9 milyar avro tutarında tasarruf önlemleri öngörüyor. Avrupa medyasına göre sayısız tasarruf notası hedefine ulaşamadı.
Yunanistan'da çöküşe dek tasarruf
Le Courrier'e göre ağır tasarruf politikasının sürdürülmesi akla uygun bir hamle değil:
“Burada adı geçen 'uluslararası yardım' karşılığında uygulanması şart koşulan önlemler listesi, öncüllerinin gerisinde kalmıyor: Bütçe kesintileri, sosyal gelirlerin (özellikle de emekli maaşlarının) düşürülmesi, vergi artışları. Zaten tükenmiş bir halkın cebinden önümüzdeki iki yıl içinde 4,9 milyar avro çıkacak. Avrupa tarihinde eşine benzerine rastlanmamış bir sosyal devlet yıkımının yaşandığı son on yıl boyunca süregelen deflasyon rekabeti politikası, etkileyici sonuçların ortaya çıkmasını sağladı. Sosyal hakların feda edilmesi, kitlesel işten çıkarmalar, normal vatandaşın gelirinden yapılan devasa kesintiler, devlet hizmetlerinin iptali, özelleştirmeler, zayıfların daha da yoksullaşması, ulusal egemenlik haklarından feragat... Üstelik bunların karşılığında eksilerde dolaşan ekonomik büyüme, devasa bir işsizlik oranı ve her geçen gün giderek artan bir borçlanma!”
Siyasiler bu krizi çözmek istemiyor
To Vima ulusal bir uzlaşının özlemini duyuyor:
“Yedi yıldır bir kriz ve gerileme dönemi içindeyiz, çünkü siyasetçilerimiz birbirlerine yönelik asgari bir anlayış göstermekten aciz ve bu krizden çıkmayı engelleyecek her şeyi yapmış ve kişisel ve parti çıkarlarını, kolektif ve ulusal faydanın önüne yerleştirmiş durumdalar. Bir tasarruf notası diğerini izliyor, umutlar ve taahhütler arka arkaya diziliyorama siyasetçiler, en önemli konu hariç her şeyle ilgileniyor. Onlar için önemli olan iktidarın fethi ve muhafazası. Eylemlerinin bedelini ödemek de sıradan halka düşüyor bu durumda; ancak bunun sorumluluğunun bir kısmını da, sürekli yeni vaatler işitmekten keyif alan halk taşıyor.”
Direniş nerede?
Hükümetin, alacaklılarına bu kadar çok ödün vermeye hakkı yoktu, diye yazıyor TV yorumcusu Giannis Pretenteris, Ta Nea'da:
“Dördüncü tasarruf notasının asıl sorunu, bir kez daha emeklilik maaşı kesintileri ve vergi artışları öngörmesi, yani sosyal adalet ile ekonomik mantık arasındaki dengeyi gözetmemesi değil, sorunun kendisi son derece politik. Kimse hükümete alacaklılarla böyle bir mutabakata onay verme hakkını tanımadı ve hiçbir demokratik anayasa düzeni bu mutabakatın koşullarını kabul edemez. Muhalefetin bu durumda nasıl tepki vereceğini bilemiyorum, ancak emeklilerin ve serbest meslek erbaplarının göz yaşları tek başına yeterli değil. Burada çok daha ağır bir şeyler oldu ve ciddi bir tepki verilmesi gerekiyor.”
Ülkeyi felç eden şizofrenlik
Blog yazarı Dimitris Danikas haftalık Proto Thema gazetesindeki yazısında, ülkenin tasarruf politikalarından kurtulamamasının suçlusu Yunan vatandaşlarıdır, diyor:
“Birbirine taban tabana zıt iki şeyi aynı anda istediğimizden şüpheleniyorum. Ve şüphelerimin dayanağı da var. Hem avro bölgesinde kalmak istiyoruz, hem de tasarruf ve reform önlemlerini kabul etmek istemiyoruz. Kredi istiyoruz, ama borçlarımızı geri ödemek istemiyoruz. Ataletimizin sebebi işte bu çelişkiler. İktidardaki siyasi sistem bizim bu 'şizofren' halimizden faydalanıyor. ... Ana sorun biziz, biz yurttaşlar. Sekiz yıldır vizyonda olan korku filminin rejisörleri biz izleyicileriz, siyasetçiler değil! Diğer bir deyişle: Bizi her gün kırbaçlayanlara karşı mıyız? Karşıysak bunu kanıtlamalı ve itaat etmemeliyiz, hem de hemen, şimdi! Aksi taktirde, çeneni kapa ve dayan, denecektir bizlere.”