Seçimler, Berlin-Ankara gerilimini arttırıyor
Almanya'da başbakan adayı Schulz, katıldıkları televizyon düellosunda Başbakan Merkel'i, Türkiye'yle katılım müzakerelerini bitirme talebiyle şaşırttı. Schulz'un partisi SPD, böyle bir şeye yıllarca karşı çıkmıştı. Bunun üzerine Merkel aynı görüşte olduğunu söyledi. Almanya'daki seçim savaşı Türkiye'ye AB'nin kapılarını kapatıyor mu?
AB'ye üyeliği seçmene anlatmak imkansız
Süddeutsche Zeitung'a göre televizyon düellosunun ardından tüm yollar katılım müzakerelerinin bitirilmesine çıkıyor:
“Durum sanki Almanlar bir kez daha herkesi oldu bittiyle karşı karşıya bırakıyor gibi görünse de, aslında böyle değil. İçinde bulunduğumuz durumu yaratan kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Darbe girişimini, Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletini büyük oranda ortadan kaldırmak için kullandı. ... Katılım müzakereleriniyse fiilen bitirmiş durumda. Müzakerelerin sürdürülmesini artık ne Almanya'daki ne de diğer AB ülkelerindeki yurttaşların gözünde meşru kılmak mümkün. Schulz, SPD'nin şimdiye kadar izlediği çizgiden ayrılarak seçmenleri şaşırttıktan sonra Merkel de aynı yola girmeye karar verdi. Diğer devlet ve hükümet başkanları da Merkel'i izleyecektir.”
Erdoğan'ı kurtaran hamle
Katılım müzakerelerinin bitirilmesi Erdoğan için bir lütuf olacaktır, diyor Der Standard:
“Katılım müzakerelerinin durdurulması ... Erdoğan'ı kurtaran bir lütuf olur ve siyasi bir yenilgiden çok, otoriter biçimde ülkeyi yöneten devlet başkanına açık çek vermek anlamına gelir: Türkiye'deki yasaların Avrupa standartlarına göre değerlendirildiği 'referans' dönemine son; Avrupa Komisyonu ve AP'nin küçük düşürücü denetim raporlarına son; başlık başlık işlenmesi gereken reform listelerine son. Tüm bunların yerini, Erdoğan'ın konuşmalarında üstüne basa basa vurgulayacağı üzere, bu Hıristiyan birliğinin Türk halkına yaptığı, unutulmaz haksızlık alacaktır.”
Geri dönülmez nokta hızla yaklaşıyor
L'Echo, Türkiye'deki muhalifleri acı bir hayal kırıklığı karşısında uyarıyor:
“Müzakerelerin bitirilmesi, hem Erdoğan'ın partisi AKP'nin İslami muhafazakarlarına hem de Avrupalı muhafazakarlara yarıyor. Elbette Avrupa'da kimse başında Erdoğan'ın yer aldığı bir Türkiye'yi AB'ye almak istemiyor; ancak geri dönülmez noktayı geçmemeye de dikkat etmeliyiz. Türkiye Erdoğan'dan ibaret değil ve ülkedeki laik muhaliflerin AB üyeliğine ilişkin tüm umutlarını ellerinden almak bir hata olacaktır. Bunun sonucunda NATO üyesi bir ülkenin giderek radikalleşen bir İslamın eline geçerek bölgeyi daha da istikrarsızlaştırması riski artacaktır.”
Merkel'in pek bir seçeneği bulunmuyor
Hürriyet Daily News, AB katılım müzakerelerinin sonlandırılması yönündeki açıklamayı soğukkanlı karşılıyor:
“Türklerin çoğu söz konusu üyeliğin asla gerçekleşmeyeceği düşüncesini çoktandır kabullendi bile. Diğer bir deyişle, Merkel bu konuyla geçmişte ciddi olarak ilgilenmediği için, yaptığı bu tehdit gerekli etkiyi göstermiyor. Türkiye'ye zarar vermek için yapabileceği tek şey, ki o da belli bir dereceye kadar, AB, Türkiye ve Gümrük Birliği üçgeninin daha da geliştirilmesini önlemek olabilir. Ancak Merkel'in burada karşı karşıya kaldığı açmaz, Alman şirketlerinin Gümrük Birliği'ne ciddi yatırım yapmış olması dolayısıyla böylesine aşırı adımların geri tepeceği.”