Irma ve Harvey'den ne öğrendik?
Tropik süper kasırga Irma, Karayipler ve Florida'da büyük yıkıma yol açtı. En az 61 kişi öldü, yüz binler barınaklara sığındı. Köşe yazarları, insan eliyle gerçekleştirilmiş iklim değişikliğinin hala yok sayılmasını ve kimi siyasetçinin kasırga mağdurlarına abartılı vaatlerde bulunmasını eleştiriyor.
Kasırga mağdurları üzerinden gövde gösterisi
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Irma'nın yıkıma uğrattığı Karayip'teki Saint-Martin'e salı günkü ziyaretinde İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük hava ikmal köprüsünün kurulacağını duyurdu. Ekonomist Jaques Sapir bu sözleri, RussEurope adlı blog'unda saçma olarak nitelendiriyor:
“Bu ifadenin ardında ölçüsüz bir söylem yatıyor ve akla cumhurbaşkanının psikolojik durumuna ilişkin sorular getiriyor. Her zaman ilgi odağı olma, gerekirse gerçek dışı şeyler söyleme gereksinimi gerçekten kaygı verici. ... Ancak bu açıklama aynı zamanda Macron'un halkla ilişkiler ekibinin becerisinden kuşku duymamız için bir neden. ... Cumhurbaşkanını ya bu gerçekler hakkında bilgilendirmemiş ya da bu gibi açıklamalara karşı uyarmamış olmaları, kendisinin yakın çevresiyle ilişkisinin ne olduğunu sorgulamamıza neden oluyor.”
İklim realitesi artık reddedilemez
Kasırgalar, insanlığın göz göre göre yaşadığı iklim felaketlerinin habercisi, diyor 24 Chasa:
“Harvey ve Irma, iklim kuşkucularının aklını başına getirdi. Tüm zamanların en güçlü kasırgaları olan her ikisi de küresel ısıma ve iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Yarattıkları zarar, insanlar gözlerini çevre kirliliğinin sonuçlarına bu kadar kapatmasa daha az olabilirdi. Bugüne kadar hiçbir kasırga Harvey kadar çok yağış getirmedi. Irma'ya kadar hiçbir kasırga 27 saat boyunca, 300 kilometre saatlik bir hızla esmedi. ... Bilim insanları gelecekte bizleri daha sık yaşanacak kasırga ve sel felaketlerinin beklediği uyarısında bulunuyor. ... Bunların çoğunun gözünde küresel ısınma ve iklim değişikliği, istediğiniz kadar yok sayın artık geri dönüşü olmayacak bir realite.”
Kasırgalar yoksulların felaketi
Alman taz gazetesine göre çevre felaketlerinden zengin olsun yoksul olsun herkesin aynı ölçüde etkilendiği tezi, sadece belli koşullarda doğru:
“Houston'da zengin semtlerin de su altında kaldığı doğru, ama öncelikle mağdur olan, siyahilerin oturduğu yoksul semtler. Houston'da çoğunlukla siyahilerin oturduğu, belediyeye ait sosyal konutlar, arazinin daha ucuz olduğu, sellere daha açık alçak bölgelerde yer alıyor. Zenginlerse daha yüksek yerlerde ev alabiliyor. ... Aynı şeyin geçerli olduğu Miami'de de zenginler kasırganın zararlarından etkilenmiyor. Zengin Miami Beach 100 milyon dolarlık projelerle sel baskınlarından korunurken, yoksulların oturduğu Miami-Dade-County'de drenaj sistemi bile yok. Kasırgalar zengin ile yoksul arasında ayrım yapmıyor olsa da, ABD'deki sosyo-ekonomik koşullar bu ayrımı yapıyor.”
Trump tavrını değiştiriyor mu?
Večernji list gazetesi, tropik fırtınalar ile insanların neden olduğu iklim değişikliği arasındaki olası bağlantının ABD'nin iklim politikasında bir dönüşüme neden olacağına inanmıyor:
“Verilere baktığımızda kasırgalar arasındaki sürenin giderek azaldığını görüyoruz. Bu da insanın iklimi etkilediği anlamına geliyor, çünkü felaketlerin sayısı giderek artmaya başladı. ... Bu durum Trump'ın Paris İlklim Sözleşmesi'ne yaklaşımını değiştirebilir mi? İmkansız değil, çünkü 'The Donald' bugünden yarına fikrini değiştirebilen biri. Ama bu, Irma kasırgasının oluşumundaki insan faktörünü kabul edeceği anlamına da gelmiyor. Çünkü Trump, çevrecilerin ABD'yle ve onun petrol ve kömürle yakaladığı ekonomik canlamayla mücadeleye ant içtiklerini iddia ediyor. Belki Irma da bu komplo teorisinin bir parçasıdır.”
İklime zarar verenler yargıya teslim edilmeli
Kasırgalar, fosil yakıt sanayinin çevre kirleticilerini en hızlı şekilde mahkum etmek için bir işaret, diyor The Guardian:
“Dünya olması gerekenden bir derece daha fazla ısınırken şirketler ceplerini doldurdu. Bu şirketler fosil yakıtları özelleştirirken, bunların bedelini topluma mal etti ve dünyadaki yoksulların, vergi mükelleflerinin ve gelecek nesillerin sırtına yükledi. ... Hukuka dayalı mücadelenin iki hedefi vardır. Bunlardan ilki, kirletenlerin iş modellerini yenilemek suretiyle fosil yakıt kullanımını durdurma ve hava sıcaklığındaki yükselişi 1,5 dereceyle sınırlandırma konusundaki dünya hedeflerinin tutturulması. İkinci hedefse iklim değişikliliğinin sorumlularının cezalandırılması. Yirmi yıldır sürdürülen başarısız görüşmelerin kaçınılmaz sonucu işte bu hukuk savaşı oldu.”
Fransa Karayiplerde sınıfta kaldı
Karayiplerde, Irma kasırgasının yerle bir ettiği Saint Martin adasının yarısı Fransa'ya, yarısı Hollanda'ya ait. Le Figaro'ya göre, Hollanda hükümeti gerekli önlemleri alırken Fransızlar kriz yönetimi konusunda sınıfta kaldı:
“Irma'nın yaratacağı en kötü senaryo öngörülebilirdi. Yeterince dikkate alındı mı bu? Pazar günü [Fransız] içişleri bakanının birkaç saat içinde gönderilecek insan ve malzeme miktarlarını duyanlar, bu önlemlerin neden felaketten önce alınmadığını soruyor. Hollanda'nın ilk yaptığı, kendi bölgesinde asker konuşlandırmak oldu. Böylece yağma önlendi. Florida'daysa nüfusun önemli kısmı boşaltıldı, gerekli önlemler alındı. Paris de geçtiğimiz haftanın başında aynı şekilde davranamaz mıydı?”