Brexit müzakerelerini tıkayan ne?
19 ve 20 Ekimdeki AB zirvesinden hemen önce Büyük Britanya ve AB alt müzakerecileri, Brexit ile ilgili beşinci müzakere turuna başlayacak. Yorumcular Brüksel'i, inatçı bir tutum sergileyerek müzakerenin ilerleyişini tıkamamaya çağırıyor. Diğerleri ise yeni bir referandum çağrısında bulunuyor.
AB'nin bu kadar inatçı olmasına gerek yok
Brüksel'in müzakere başlıklarının sıralamasına ilişkin kavgada geri adım atmasını destekleyen birçok argüman var, diyor The Times:
“AB'nin müzakerelere, Brexit sonrası geçiş dönemi düzenlemeriyle başlamak istemesinin geçerli nedenleri var, öncelikle de her türlü gecikme daha fazla güvensizlik yaratacağı için. İkinci neden, iki İrlanda arasındaki sınırın yeniden düzenlenmesi gibi ayrılmaya ilişkin çözülmemiş kendi başlıklarını ancak, ticaretin 2019'deki Brexit'ten sonra nasıl yapılacağı netleştiğinde aydınlatılabileceği. Üçüncüsü ise, Theresa May Floransa'daki konuşmasında Büyük Britanya'nın mali yükümlülüklerini yerine getirip, AB'den çıktıktan sonra uzun süre Brüksel'e para ödemeye devam edeceğinin sözünü vermiş olması. Avrupa Birliği, bütçesinde açık oluşmayacağından emin olabilir.”
Brexit'i durdurma yetkisi sadece parlamentoda
Liberal demokratların talep ettiği ve Brexit'in koşullarını düzenleyecek yeni bir halkoylaması, Britanya demokrasisine zarar verecektir, diyor The Irish Times:
“İkinci bir halkoylaması sadece Britanya parlamentosunun egemenlik haklarına değil, referandumlara da zarar verecektir. ... Gerek Muhafazakar Parti içindeki kargaşa, gerekse İşçi Partisi'nin anketlerde görülen yükselişi, AB'nin ödünler önerisinin Büyük Britanya'nın çıkarlarına zarar vermesi halinde Brexit'in engellenebileceği umutlarını yeşertti. Ancak bu kararı sadece parlamento alabilir. Bu da ancak iki büyük partinin üyelerinin parlamenter olarak görevlerinin bilincine varması ve referandumların arkasına gizlenmek yerine kendi muhakeme güçlerine güvenmeleriyle mümkün olacaktır.”