ABD sınırında aileler parçalanıyor
Trump hükümeti katı göç politikası yüzünden ateş altında: BM Genel Sekreteri Guterres, kaçak yoldan ülkeye girenlerin çocuklarının ellerinden alınması ve -ebeveynleri hapse girdiği için- geçici kamplara götürülmesi gibi uygulamaları sert biçimde eleştirdi. Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin bir kısmı gibi First Lady Melania Trump da uygulamayı eleştirdi. Köşe yazarları da aynı cephede yer alıyor.
Bir tür çocuk işkencesi
Yasadışı göçmenlerin çocuklarının, ebeveynlerinden ayrılması, son derece insanlık dışı bir uygulama olmanın yanı sıra ABD anayasasına da aykırı, diye yazıyor The Independent:
“Ebeveynler herhangi bir suç işlemiş değil ama yasadışı göç nedeniyle tutuklanıyorlar. Kesin olan çocuklarının mutlak surette suçsuz oldukları. Bu olaya karışmış herkes, ABD anayasası yarafından canice ve olağanüstü bir ceza olarak sınıflandırılan bir muameleye maruz bırakılıyor. Bu muameleyi bir tür psikolojik işkence olarak nitelendirmek abartılı sayılmaz. Yüzlerce çocuk, bu iş için dönüştürülmüş alışveriş merkezi depoları ya da ambarlarda tutuluyor. Söylentilere bakılacak olursa Texas çölünde bir çadır kent kurulması planlanıyormuş. Mesele gülünç olduğu kadar acımasız da.”
Trump kendipolitikasından utanıyor mu?
ABD Başkanı Trump, göç politikasının sert bir şekilde eleştirilmesinin ardından katı önlemler konusunda suçu Demokrat Partiye attı. Trump'a göre, ailenin ayrılmasını öngören yasa onlara ait. De Volksgrant bunun yalan olduğunu söylüyor:
“Bildiğimiz Trump işte! Her zamanki gibi başkaları suçlu. Çocukları ebeveynlerinden ayıran bir yasa olmasa da, kendinden önceki başkanların cesaret edemedikleri bir şey yapmış olsa da, iltica etmek isteyenleri, yeni bir hayat arayanları ve diğer sığınmacıları caydırmayı şart görse de, Trump kendi güttüğü politikaların sorumluluğunu üstlenme cesareti gösteremiyor. ... Bu öfke karşısında korkmaya mı başladı? ... Trump tabii ki var olan yasal zemin üzerinde hareket ediyor. ... Ama bu, zamanında öncülleri Obama ve Bush'un çekindiği, yeni bir Trump hilesinden ibaret.”