Avrupa Birliği ABD yaptırımlarına direniyor
AB, Avrupalı şirketler ile Tahran arasındaki parasal işlemleri yürütmek üzere bir finansal mekanizma kurmak istiyor. Böylece Avrupa ekonomisi, ABD yaptırımlarına muhalefet yapmadan İran'la ticareti sürdürebilecek. Bazı yorumcular AB'nin nükleer anlaşmayı muhafaza etmeye çalışmasından övgüyle söz ediyor. Diğerleri Tahran rejiminin bu şekilde kontrol edilebileceğine inanmıyor.
Tahran izole edilmemeli
AB'nin girişimi, belli sorunları beraberinde getirse de doğru bir tutum, diyor taz gazetesi:
“AB böyle yaparak ABD'ye kafa tutuyor. Hala kaynamaya devam eden Atlantik ötesi ticaret kavgası nedeniyle AB'nin İran konusunda Trump ile boy ölçüşmeye kalkışması pek tavsiye edilmez -zira bu, yerel şirketlerin ABD'deki işlerini daha da tehlikeye atacaktır. Ancak Tahran'la nükleer anlaşma imzalanmasını isteyen tarafların verdiği, 'kararlara riayet ettiğiniz sürece sizi ortada bırakmayız' mesajı yine de önemli. Doğrusu da bu. Nükleer programı birkaç ayda bir değerlendirmeye alınacak, dünya ticaretine dahil edilmiş bir İran, yalnız bırakılmış ve tek sağkalım şansının atom bombası olduğunu düşünen bir İran'a yeğdir.”
Avrupalılar Trump'ı desteklemeli
Trump'ın izlediği rota doğru, çünkü ancak Tahran rejimine kafa tutularak İran'ın bölgedeki saldırgan müdahalelerini sona erdirmesi sağlanabilir, diyor The Daily Telegraph:
“İran'ın zararlı etkisinin önü alınmadığı takdirde, Büyük Britanya gibi ABD müttefiklerinin kaybedecekleri çok şey var. ... Britanya hükümeti uzun süre nükleer anlaşmaya bağlı kalmanın Tahran'ı daha sorumluluk sahibi davranmaya zorlamanın en iyi yolu olduğunu ileri sürdü. Ancak İran'ın gerek Suriye gerekse başka bölgelerde kanıtladığı üzere mollaların tek amacı, uyumun değil fitnenin tohumlarını ekmek. Büyük Britanya ve diğer Avrupalı devletler İran'ın liderlerini aklıselime davet etmek istiyorsa ABD başkanını kayıtsız şartsız desteklemelidir.”
Brüksel ağır topları çıkarmalı
Der Standard, AB tarafından kurulması planlanan finansal mekanizmanın, İran'la nükleer anlaşmayı kurtarmaya yetmeyeceğini savunuyor:
“Finansal mekanizma çözümünün barındırdığı, katılan finans kurumlarının ifşa edilmesi riski çok yüksek. Daha şimdiden bazı Avrupalı holdingler, İslam Cumhuriyeti'nde planladıkları projelerini cansiperane bir itaatle iptal ediverdi. Trump'a açıkça karşı çıkan Avrupa şirketleri olmadan nükleer anlaşma çabası nafile kalacaktır. Çünkü Tahran, ekonomik getirisi olmadığı takdirde anlaşmaya bağlı kalmayacaktır. Bu nedenle AB, ciddi ciddi engelleme kararnamesini ABD'ye karşı kullanmalı: ABD kendi egemenlik sınırları dışında, örneğin küresel bir ödeme sisteminin kullanımı nedeniyle Avrupalı şirketlere soruşturma açacaksa, Brüksel'in tazminat ve dava açarak buna karşı çıkması gerekir.”