Akaryakıt fiyatları Fransızları sokağa döktü
Fransa'da sosyal ağlarda birçok yurttaş inisiyatifi, cumartesi günü ülke çapında protestolar yapılması ve sokak barikatları kurulması için çağrı yaptı. Protestolara yüksek akaryakıt fiyatları sebep olmuştu. Sarı reflektörlü yelekler, öfkeli otomobil sürücülerin direncinin simgesine dönüştü. Macron başına açılan bu dertleri hak ediyor mu, yoksa yurttaş bu reformların doğru olduğunu göremiyor mu?
Seçkinler bu isyana kendileri sebep oldu
Fransa'da tatsız olaylar gelişiyor, diyor Le Figaro:
“Bu yeni Fransız devriminin karşı çıktığı tek kişi, doğaçlama senaryosunun daha ilk perdesini sahneleyen devlet başkanı değil. Macron'nun bencilliği zengin ve yoksul Fransa'yı birbirinden ayıran iletişimsizliği daha da keskinleştirip görünür kıldı. ... Demokratik, popüler ve Jironden [Fransız Devrimi sırasında mecliste burjuvayı temsil eden, krala yakın grup] bir devrimin işaretleri belirginleşmeye başladı. İktidardakiler dizginleri çoktan ellerinden kaçırdı. Bundan sonra halka kulak vermek zorundalar. Ne yapalım, popülistleri lanetleyen seçkinlerin başına bunlar gelir!”
Yurttaşın üzerindeki yük alınmaya başlandı
Le Point, Macron'nun ekonomi politikasıyla uzun vadede doğu yolda olduğunu düşünüyor:
“Fransızlar Macron'nun vergi politikasının olumlu sonuçlarını, ekim ayında bordrolarını almalarıyla daha yeni yeni hissetmeye başladı.... Vergiler, ağır bir tempoda da olsa düşüşe geçti. Toplamda 2020 yılına kadar yapılacak vergi indirimleri -akaryakıt vergisi artmasına rağmen- haneler için 10 milyar [Avro] seviyelerine ulaşacak, şirketler de bir o kadar indirim alacak. Her şey yolunda gidecek olursa kamu borçlanması da beş puan düşecektir. Bunun bir anlamı da gelecek neslin bugünkü satın alma gücümüzün faturasını ödemek zorunda kalmayacağı.”
Yoksulların sırtından "yeşil aklama"
Libération'a göre, akaryakıta zam yanlış bir yol:
“Philippe hükümeti özel araçlarını kullanmaktan başka şansları olmayan (ve zatem azami hızın saate 80 kilometreyle sınırlandırılmasından mağdur olan) insanların burunlarından soluduğunu hesaba katmadı. Başbakan bu önlemle siyaseti daha da çevre dostu yapma vaadini de tutmamış oluyor: Bizim hesabımıza göre vergi gelirlerinin sadece yüzde 25'i ekolojik değişime ayrılıyor. Demek ki burada bir dolap çevriliyor. ... Evet doğru, vergiyle benzin tüketimini azaltmak önemli. Ama yükü en yoksulların sırtına yüklemek adil değil. Çevre vergisi bir öfke objesine dönüşmeden farklı düşünmeyi öğrenmeliyiz.”
Temiz hava taşranın dertlerinden daha önemli
Les Echos gazetesi ise Cumhurbaşkanı Macron'u akaryakıt vergisinin arttılmasından vazgeçmemesi konusunda uyarıyor:
“Macron benzin fiyatlarının artmasına itiraz eden, ama kendilerinin de hava kirliliğinin sübvanse edilmesinden başka bir önerileri olmayan demagogların saldırısına maruz kalıyor. Oysa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un siyasi çizgisinin tutarlılığı gerçekten övgüye değer: Benzinin pahalılaşmasında ısrar ederken bir taraftan da eski, yıpranmış otomobillerini yeni ve temiziyle değiştirmek isteyenlere finansal destek sağlıyor. ... Kırsalda işe gitmek için özel araç dışında bir alternatifi olmayan milyonlar için çok kötü bu tabii, ama bu ehvenişer.”