Seçim öncesi kitlesel protesto: Cezayir ayaklanıyor
Cezayir'de onlarca yılın en büyük protesto dalgası yaşanıyor. Ağır hasta olan Cumhurbaşkanı Abdülaziz Bouteflika, geçtiğimiz ayın başında, nisandaki cumhurbaşkanlığını seçimlerinde yeniden aday olacağını açıkladığından beri yurttaşlar beşinci bir görev süresini protesto ediyor. Bu arada bütün ülkede yüz binlerce insan sokaklarda. Köşe yazarları protestoculara hak veriyor.
Sıva dökülüyor
Der Standard, Cezayir'de Nisan ortasında yapılacak seçimlerin ertelenmesini öneriyor:
“Uzun zamandır iktidarda olan ve hastalığı nedeniyle görevini ifa edemeyen bir devlet başkanını kabul etmeyen Cezayirlilerin sayısı çok kabarık. Bouteflika ... sahnede görünmeyenlerin -yani klanının, ordusunun, girişimcilerinin- yönettiği, şeffaf olmayan bir siyasi sistemin paravanı olarak iş görse de, bu binanın artık sıvası dökülmeye başladı. ... Bouteflika'nın arkasındakilerin o çok sevdikleri istikrarı kurtarmak için çok az zamanları var. 18 Nisan'da yapılacak seçimin ertelenmesi ve yeni bir tarih belirlenmesi şart oldu. Bu sürece - Bouteflika döneminin birkaç hafta daha geç sona ermesini bekleyecek olan göstericiler dahil olmak üzere - diğer siyasi güçlerin de katılması gerekir.”
Ülke siyasi olgunluğa erişti
La Croix hem göstericilerin hem de devlet yönetiminin şimdiye dek barışçıl kalmasını övse de devlet başkanının artık gösterilere tepki göstermesi gerektiğini söylüyor:
“Kalkınmaya her yaştan Cezayirlinin ihtiyacı var. Herkes kemikleşmiş kadroların ve devletin tepesindekilerin gizli kapaklı işlerini kınıyor. Ülke, bağımsızlığını kazanmasının üzerinden geçen 50 yıl içerisinde, kalkınmanın demokratik yollarını aramaya imkan sunan siyasi bir olgunluğa erişti. Bundan yirmi yıl önce iç savaşı bitirmesi beklenen İslamcı savaşçılara afla ilgili şartları müzakere eden Bouteflika, gelecek nesillerin umutlarına kulak vererek anlamlı bir nokta koyabilir.”
Bir kıvılcım yeter
Cezayir'de muhtemel pek çok olayın bir şiddet sarmalı başlatabileceğine dikkat çekiyor Ukrayinska Pravda:
“Göstericilerin öldürülmesi, muhalefet liderlerinin tutuklanması, devlet başkanının sağlığı hakkında söylentilerin yayılması. ... Böyle bir durumda Cezayir tehlikeli bir çatışma ortamına girebilir ve bu çatışma bölgesel ve küresel oyuncuların da katılımıyla gerçek bir savaşa dönüşebilir. ... Ancak sokakların baskısı (Fransa'nın da bu baskıya katılması) ve savaş endişesi, generallerin pes etmesini sağlayabilir: Bouteflika'nın yerine başka birini geçirmek, seçimleri ertelemek, sistem içi bir muhalefet adayına seçimleri kazandırmak. ... 2019 her durumda Cezayir'in geleceği için çok önemli bir yıl olacak.”
Buteflika'nın adaylığı bir provokasyon
Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, Cenevre'deki bir hastanede kaleme aldığı ileri sürülen bir mektupta, yapacağı reformları ve bir kez daha seçildiği takdirde görev süresinin dolmasından önce makamından ayrılacağını duyurdu. Buteflika bu açıklamasıyla insanları sakinleştiremeyecektir, diyor Deutschlandfunk'un Afrika muhabiri Stefan Ehlert:
“Benim bu konudaki izlenimim, Cezayirli iktidar sahiplerinin, ortamı, askerin yönetimi devralması için tırmandırmaya uğraştıkları. Ordu daha sonra, 'yönetimi devralmak zorunda kaldık' diyecektir. Tıpkı Mısır, Sudan, Zimbabve ve diğer devletlerde olduğu gibi; ne de olsa kötü örnek eksiğimiz yok. Burada talep edilenler, muhalifler tarafından uzun süredir istenmekteydi. Ancak rejim en önemli talebi gözardı etti, ki o da, Buteflika'nın 20 yıllık bir görev süresinin ardından artık aday olmamasıydı. Onun bir kez daha yarışa sokulması, birçok Cezayirli tarafından haklı olarak provokasyon olarak görülecektir.”
Cezayir'in geleceği bu adam olamaz
Buteflika'nın zamanı çoktan doldu, diyor El Mundo da:
“Cezayir, patlamaya hazır bir barut fıçısı. ... Yeni nesiller korku duvarını aştı ve kanlı bir dönemin ardından istikrara katkı sağlayan, ancak ülkenin kapılarını demokrasiye asla açmayan bir adamın görevden alınmasını istiyor. 2012 yılından bu yana sağlığının bozukluğu nedeniyle kamusal alandan tamamen çekilen 82 yaşındaki Buteflika, yenilenme ve özgürlük açlığı çeken ülkeye liderlik yapamaz. Yeniden aday olma kararının, otokrat ısrarcılığının bir başka kanıtı olmanın yanı sıra Buteflika'nın değişim başlatmayı zaten hiç hedeflemediğinin, tek niyetinin yolsuzluğa batmış bu sistemi baskıcı bir yönetimle suistimal etmek olduğu anlaşıldı.”
Ordu Mısır'ı örnek alıyor
France Inter radyosu köşeyazarlarından Anthony Bellanger, Mısır ile paralellikler görüyor:
“Tıpkı Mısır'da olduğu gibi Cezayir'de de siyasilerin yanı sıra ordu da iktidarın bir kısmına sahip. ... 2011 yılında Mısır ordusu, Hüsnü Mübarek'in istifasını isteyen kalabalığa ateş açmamıştı. Cumhurbaşkanının kendi sonunu kendinin hazırlamasına ve Mısır halkının isyan ve sefaletle tükenmesine izin verdiler. Ordunun kendisi, ne bir kışla ne de bir fabrika kaybetmediği gibi sonunda kâr da etti. Cezayirli askerler ve güvenlik güçleri de bunu düşünüyor olsa gerek. Kalabalığı daha faal hale getirmemek için üzerlerine ateş açmamak ve can sıkıcı Buteflika hanedanını devirip çıkarlarını korumaya devam etme hakkını saklı tutmak. Diğer bir deyişle, ölmek tamam ama parayı geri vermek, asla!”