Büyü geri döndü
Fransa ünlü bisiklet turunu bir kez daha kucakladı, diyen NRC Handelsblad, bu gelişmeyi bilhassa Julian Alaphilippe ve Thibaut Pinot gibi sporculara borçlu olduğumuzu düşünüyor:
“Sergiledikleri beklenmedik performanslarıyla Fransızları, yılın bisiklet yarışıyla, yani onlara ait bisiklet yarışıyla bir kez daha barıştırmış oldu. Doping ya da doping yapıldığı kuşkusu, profesyonelleşme ve özellikle de bunun sonucunda oluşan öngörülebilirlik, Fransızların bisiklet turuna gösterdikleri ilginin sönmesine neden olmuştu. .. Şovenizm mi? Elbette. Biz Hollandalılar da, bir yurttaşımız başarılı olur olmaz Fransa Bisiklet Turu'nun 'büyüsüne' bir kez daha kapılıyoruz. 'Bisiklet yarışının insani yönünün yitirilmesi riski içeren, profesyonel bisiklet sporu biliminden söz edilmeyen bir tur oldu, diyor L'Équipe.”
Yıllardır bunu özlüyorduk
Pravda, Fransa Bisiklet Turu'nun gidişatından, özellikle de Slovak Peter Sagan'ın başarısından son derece memnun:
“Mükemmel oldu! Baştan sona heyecanlı bir tur! Yıllardır özlemini çektiğimiz buydu işte. Turun babası Henri Desgrange, sadece yeşil mayo nedeniyle kaygılanırdı herhalde, çünkü Peter Sagan'ın sprint birinciliği mücadelesindeki baskınlığı öylesine büyük ki, neredeyse rekabetçiliğe zarar veriyor. TURminatör bu sene kendisiyle böyle ölçüşebilecek bir rakiple karşılaşmadı. Bugüne kadar hiçbir yarışçı Paris'e yedi yeşil mayoyla gelmiş değil. Bu olağanüstü rekor, ancak Sagan tarafından, sadece bir yılda kırılabilir.”
Bisiklet yarışı hayata döndü
Fransa Turu geçmişteki doping skandallarını geride bıraktı, diyor Libération:
“Festina skandalı ve Lance Armstrong'un yedi madalyasının doping yüzünden iptal edilmesinden bu yana Fransa Turu'nun sorunsuz yapılamadığı ortadaydı. Yol yarışının devlerinin ahlak açısından birer cüce, klasmanda iğnelerle birinci sıraya yükselen zavallı birer hilekâr oldukları ortadaydı. Doping, pelotonun hayaleti olarak kazananlar listesini tırpanladı ve kaçan gruptaki sporcuları daima şaibe altında bıraktı. Sarı mayoya şaibeli doktorlar karar veriyorsa manipüle edilmiş bu başarılar nedeniyle neden sevinelim? Bu yıl bunların hiçbiri yok. Artık saygıdeğer, temiz bir finalin hayalini kurmaya başladık ve pozitif bir test sonucunun birdenbire bu büyüyü bozmamasını umuyoruz.”
Gerçek bir destan
Le Figaro dünyanın en ünlü bisiklet yarışını, Fransa Turu ülkeyi hayranlığa sürükledi, sözleriyle övüyor:
“Bu Fransa'nın son destanı. Her yaz üç hafta sürüyor. ... İnsan kitleleri binlerce kilometre boyunca yollara dizilip bu gladyatörlerin etrafını sarıyor, onları zirveye sürüklüyor. Belfort'tan Albi'ye, Tourmalet'ten Galibier'e, tüm Fransa bir mendil gibi önümüzde açılıp cesur savaşçılarını kutluyor. Burası yalın insanların, hayranlık duyanların Fransa'sı. Bu insanlar bir jestin güzelliğine inanıyor, terlemenin kutsiyetine, insan varlığının büyüklüğüne inanıyor. Bu sene iki vatandaşları yıldızlara uzanan yolda onlara umut veriyor: Julian Alaphilippe ve Thibaut Pinot. Klas, cesur ve karakterli sporcular: Keyfimiz böyle yerine geliyor işte.”