Yeni İtalyan hükümetinden ne beklenebilir?
Beş Yıldız Hareketi ve sosyal demokratlardan oluşan, Başbakan Conte yönetimindeki yeni İtalyan hükümeti göreve başladı. Partisiz hukukçu Lamorgese, içişleri bakanlığını Lega lideri Salvini'den devraldı. Beş Yıldız Hareketi Genel Başkanı Di Maio ise dışişleri bakanı olacak. Köşe yazarları, hükümetin Avrupa açısından olumlu, ancak kırılgan olduğunu söylüyor.
Kayıp evladın geri dönüşü
La Vanguardia, Roma'daki hükümetin Avrupa'ya iyi geleceğini düşünüyor:
“AB, ideallerine ihanet etmeden ve kimliğini kaybetmeden Britanya'dan vazgeçebilir. İtalya'nın durumu ise farklı. Sonuçta bu ülke 1957'de Roma Anlaşması'nı imzalayan altı ülkeden biri. ... İtalya, Avrupa'nın gelişmesine katkısını sürdürme kararlılığını hızla ve net bir şekilde gösterdi: Gerek Beş Yıldız gerekse Demokratik Parti, Ursula van der Leyen'i destekledi. Aynı partiler Brüksel ile ilişkilerde iki önemli bakanlığa (Avrupa Birliği bakanlığı ve ekonomi bakanlığı) Avrupa dostu Demokratik Parti üyelerini getirdi ve AB komiseri olarak, deneyimli Paolo Gentilone'yi önerdi. ... Kayıp evladın geri dönüşü iyi haber. ... AB'nin yeniden canlanması için Avrupa dostu tavrına sadık bir İtalya'ya ihtiyaç var.”
Güçlü bir koalisyon popülist sağı zayıflatır
Népszava'ya göre yeni İtalyan hükümetinin verimliliği Avrupa'daki bütün popülist-sağ partilerin popülaritesini etkileyebilir:
“Hükümet işini gürültü çıkarmadan yapar ve olumlu ekonomik veriler ortaya koyabilirse, Lega'nın popülaritesi, Salvini'nin hükümete karşı kamuoyu yaratmaya çalışmasından bağımsız olarak, azalacaktır. Lega Avrupa popülizminin lokomotifidir. Parti Avrupa seçimlerinde ideolojik olarak kendine yakın partiler arasında en çok koltuğa sahip oldu. Popülaritesinin azalma ihtimali, hiç kuşkusuz İtalya dışında da etkili olacaktır.”
Ortak bir zemin yok
Ekonomi gazetesi Les Echos'a göre İtalya'nın yeni hükümet ittifakı, iki farklı partiyi birleştiriyor:
“Yeni koalisyonun, Lega ile Beş Yıldız Hareketi koalisyonuna göre birbirine daha uyumlu bir ittifak olduğu aşikar. Ama Beppe Grillo'nun kurduğu parti bir tür sol popülizmi temsil ediyor. Tam da Demokratik Parti'nin temsil ettiği seçkinler sınıfına ve geleneksel siyasete muhalif durmayı ana meselesi kabul etmiş ve bu yoldan kitleleri etkilemek isteyen bir oluşum. Bu da koalisyonun ne kadar sallantıda olduğunu gösteriyor. Ayrıca Salvini'nin henüz son sözünü söylemediği unutulmamalı. Avrupa bu arada en azından rahat bir nefes alabilir.”
Ülkenin sıkıntıları sürüyor
Corriere della Sera köşe yazarı Aldo Cazzullo, İtalya'nın yeni hükümeti de eski sorunlarla karşı karşıya, diyor:
“İtalya ekonomisi hala kötü. Girişimcilerin ve çalışanların tüm mücadelesine rağmen ekonomi büyümüyor. Küreselleşmenin getirdiği belirsizlik, egemenlik kaybının yarattığı öfke ve düzensiz göçe karşı hoşgörüsüzlük ortadan kaybolmuş değil. Bunu ne Salvini'nin kendi kalesine attığı gol, ne Demokratik Parti ile Beş Yıldız Hareketi'nin arasındaki zorlu müzakere, ne Rousseau oylama platformunda yapılan anket ne de yeni hükümete duyulacak güven değiştirdi.”
İki zayıf birlikte güçlü
La Repubblica, Demokratik Parti (PD) ile Beş Yıldız Hareketi'nin, arzu ettikleri koalisyonu neden üçüncü denemelerinde başardıklarını inceliyor:
“İlk iki denemenin başarısız olma nedenlerinden biri de, partilerin farklı güçleri ve beklentileriydi. Nitekim 2013 yılında PD oy çoğunluğunu almış, yıldızı parlamaya başlayan Beş Yıldız Hareketi ise bu koşullar altında PD'ye destek olmak istemiyordu. ... 2018'deyse rüzgar döndü ve sandıkta umduğunu bulamayan PD, mağlup Matteo Renzi'nin isteği üzerine ittifakı reddetti. Şimdi denge sağlandığı için koalisyon da kurulabildi. Beş Yıldız, Matteo Salvini'nin gündemiyle geçirdiği bir buçuk senenin ardından zayıf düşerken, PD kendini toparladı ancak henüz bir seçim kampanyasına hazır değil.”
Amaç hayatta kalmak
Yeni hükümet daha şimdiden birlik kuramadığını kanıtladı, diyor Die Presse:
“Bu mantık evliliğini bir arada tutan, olağanüstü bir erken seçimin Lega Partisi'nin başarısıyla sonuçlanma tehlikesini atlatma isteği. Bundan sonra AB'ye karşı ödün vermeye daha hazır bir tutum takınılmasını, bunun karşılığında Brüksel'in de müzakerelerde daha insaflı davranmasını bekleyebiliriz. Aksi halde bu tuhaf koalisyon tüm gücünü, varlığını sürdürmeye harcayacaktır. Bunun emarelerini görebildiğimiz yerlerden biri de, bilerek muğlak tutulmuş geçici hükümet programı. Kabine pazarlıkları, kritik konularda çözülemeyen kavgalar ve gizlenmeyen bir güvensizlik, bizleri nelerin beklediğini gösterdi. ... Conte ve yeni ekibi, ülkenin acilen ihtiyacı olan tedavileri uygulayabilecek durumda olmayacaktır.”
Oylama şüpheli, sonuç tamam
İtalya siyaseti Beş Yıldız Hareketi ile bunun şüpheli "Rousseau" oylama sisteminin ellerindeydi, diyor Tages-Anzeiger:
“Rousseau sisteminde kullanılan internet sunucusunda 115 bin kullanıcı kayıtlı. Bunların kim olduklarını parti ve şirket dışında kimse bilmiyor. Bu iki kurum bir gün boyunca ülkeye dokuz doğurttu ve sonunda Beş Yıldız ile sosyal demokratlar arasında kurulacak bir koalisyona yeşil ışık yaktı. Hem de yüzde 79 ile. Eh, fena sayılmaz. Böylelikle bu şüpheli süreç, geçtiğimiz haftalarda yaşananlarla, yani bir parlamenter demokraside anayasal sürecin işlemesiyle örtüşmüş oldu. Giuseppe Conte artık kabineyi kurabilmeli. Çökmelere karşı açık, şeffaflıktan uzak, çoğu kez de hacklenen Rousseau sistemi onu durduracak olsaydı, bu orta ölçekli bir felaket olur, parlamentoyla, cumhuriyetle ve demokrasiyle alay edilmesi anlamına gelirdi.”
Bu koalisyon uzun sürmez
İtalya'da koalisyonun yaptığı birçok plan suya düşebilir, diyor De Volkskrant endişeyle:
“Birinci Conte hükümetinin çoğu planı, koalisyonunun daha 14 ayın sonunda dağılması nedeniyle hayata geçirilemedi. İkinci Conte hükümetinin istikrarı konusundaysa şimdiden şüpheler var. Beş Yıldız Hareketi ile sosyal demokrat PD'nin üyeleri daha kısa süre öncesine kadar can düşmanıydı, üstelik iki parti arasındaki koalisyon görüşmeleri de hararetli bir ortamda geçti. Daha geçen hafta Beş Yıldız lideri Di Maio, başbakan yardımcısı olmayacak olursa koalisyonu dağıtmakla tehdit etti. Bu tehdidini de ancak partinin kurucusu Beppe Grillo'nun onu alenen azarlamasıyla geri çekti.”
AB ödün vermezse, hükümet başarısız olacaktır
Brüksel, iltica ve bütçe açığı konularında Roma hükümetine yardımcı olmazsa, Lega yakın zamanda iktidara dönecektir, diyor Financial Times:
“Salvini muhalefetteyken de ciddi bir güç olmayı sürdürüyor. AB şu anda İtalyanların, kökleri derine uzanan ve çoğunu Salvini taraftarı yapan kaygılarına kulak verme fırsatına sahip. AB, bütçe açığı konusunda biraz daha esnek davranmalı ve ardından mali politika konusundaki kuralları gözden geçirmeli ki, ekonomik daralma döneminde daha fazla kamu yatırımı yapılabilsin ve tasarruf baskısı azalsın. Bunun ötesinde AB'nin, güneydeki üyeleri üzerindeki yükü alacak ve açık denizde sığınmacıların kurtarılmasını düzenleyecek bir iltica sistemine gereksinimi var. Aksi takdirde Salvini'nin iktidara dönüşü sadece an meselesi.”
Yeni hümanizm pek de inandırıcı değil
Atanmış başbakan Conte, hükümetin yeni bir hümanizmi olacağı sözünü verdi. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski hakimlerinden Vladimir Zagrebelsky, La Stampa'da bu konuda önce kanıt görmek istiyor:
“Göç politikası, bu yeni hümanizmin gerçekleştirilebileceği ya da buna karşı çıkılabilecek bir alan. Eski Conte hükümetinin acımasız eylemleri hala herkesin hatırında. ... Ancak Beş Yıldız Hareketi, İçişleri Bakanı Salvini'nin çizgisini desteklemiş olmaktan hiçbir pişmanlık duymuyor. Aksine Di Maio, görevi bırakan hükümetin yaptığı her şeyi kendi başarısı gibi sundu.”
Conte'nin manidar suskunluğu
Conte perşembe günkü konuşmasında İtalya için 'yeni bir sayfa açma' sözü verdi. Siyasetbilimci Sofia Ventura, La Stampa'daki yazısında, Conte'nin açıklamalarının, verdiği sözü destekleyecek kadar somut olmadığını yazıyor:
“Conte göçten söz etmedi. Oysa Salvini siyasetinin kilit noktası, göçle nasıl baş edileceğiydi. Conte neden güvenlik yönetmeliklerinin iptal edilmesinin düşünüldüğünü söylemedi? ... Böyle bir değişiklik, sürekli dile getirilen 'yeniliğin' bir parçası olmaz mıydı? ... İşte bu yüzden Conte'nin konuşmasındaki belirsizlikler ve çelişkiler, biri reformist diğeri popülist iki parti arasındaki mutabakata dayanan bir hükümete ciddi şüphelerle yaklaşılmasına neden oluyor.”
Ortak noktalar az
Polityka, ortak bir hükümet programı yapmanın zor olacağını öngörüyor:
“Conte gelir vergisinin arttırılmasına son vermek istiyor. Demokratik Parti, daha fazla Avrupa yanlısı bir dış politikadan yana. İki parti de, her ne kadar Di Mario ile Zingaretti bunu farklı biçimde yapmak istese de, iç güvenlik sisteminde reformun gerekli olduğunda hemfikir. Lega ile Beş Yıldız Hareketi arasında çatışmaya neden olan Torino-Lyon hızlı tren hattı için gerekli tünel projesi de, tartışılan bir başka konu. Yeni koalisyon büyük olasılıkla 'yolda düzülecek', zira partilerin genel başkanları her konuda yazılı anlaşma yapmak istemiyor.”
İtalya imkansızı başarıyor
El Mundo'ya göre İtalya'daki yeni hükümet, her şeye rağmen övgüyü hak ediyor:
“Yeni koalisyon eskisinden daha az tuhaf değil, ama siyaset bazen tuhaf çiftleri bir araya getirebiliyor. Bugüne dek birbirlerini sürekli aşağılamış iki grup düşünün; bunlardan biri demokratik kurumları savunurken diğeri sistem karşıtı, radikal bir söylem tutturmuş. Şimdi bu ikisi diyaloga ve işbirliğine hazırlar. ... Yeni hükümet başkanı, işler bir hükümet kurmak zorunda ve işi hiç de kolay değil: Hükümetin İtalya'da ağır ekonomik krizi yumuşatması, demokrasiyi yenilemesi, böylece vatandaşın siyasete güvenini yeniden inşa etmesi ve İtalya'nın dışardaki saygınlığını yeniden kazanmasını sağlaması lazım. ... Ama ne olursa olsun bizim siyasetçilerimizin de İtalya'dan ders çıkarması gerekiyor.”
Brüksel Roma'ya destek olmalı
Salvini'nin geri dönmesini engellemek için AB'nin de bir şeyler yapması gerekir, diyor Der Standard:
“Brüksel en azından bir sonraki bütçede İtalyanlara daha esnek davranmalı, çünkü Beş Yıldız ve Demokratik Parti koalisyonunun ilk iş olarak sonbaharda vatandaşa kemer sıktıracak bir bütçe sunması, Salvini için bulunmaz nimet olur. İkinci bir konu da bütün AB'li ortakların sığınmacı akınıyla baş etmek için dayanışma göstermesi. Örneğin Avrupa'nın denizde arama-kurtarma sistemini yeniden kurması. İtalya mali bir cendereye sokulur ve kıyılarına gelen teknelerdeki sığınmacılarla tek başına bırakılırsa, yeni hükümet altı ay bile dayanmaz. Onun yerine Salvini gelir, hem de eskiye oranla çok daha güçlenmiş şekilde.”
Yeni başlangıç yerine eski terane
Süddeutsche Zeitung daha şimdiden keyifsiz:
“Önemli olan ... Lega liderinin propagada zeminini elinden alacak, ülkedeki kutuplaşmaya son verecek ve bir yıldır süregelen dışlanmanın ardından yurtdışıyla mutat ilişkileri yeniden güçlendirecek ortak, yapıcı bir gündem oluşturmak. ... Ancak şu ana kadar hiçbir şey Demokratik Parti (PD) ile Beş Yıldız'ın içerikler konusuna eğildiğine işaret etmiyor. Aksine, koalisyon müzakereleri sırasında iki parti, hangi bakanlığı kimin alacağı kavgasını yaptı, yani yine aynı terane. İşler bu şekilde giderse Salvini, gerçekleştirdiği yaz darbesinin gerçekten de işe yaradığını umabilir. Belki de çok yakında, hatta tahmin ettiğinden bile daha büyük bir zaferle.”
Ateşle oynamaya devam
Köşeyazarı Massimo Franco, Corriere della Sera'daki yazısında yeni gerginliklerin oluşmasından endişeli:
“Bunun sebebi, sadece Beş Yıldız Hareketi ile PD'nin, geçmişte birikmiş ve bertaraf edilmesi gereken husumetlerle dolu bir barut fıçısı üzerinde oturması değil; ne de olsa iki partinin geçmişinde, işler yolunda gitmediğinde ilişkiyi zora sokacak kavga ve nefret var. ... Bir başka sebep de sağ kanadın, Matteo Salvini hükümetinin kendi kalesine attığı gole, gerginliği daha da arttıracak ve kendi hatalarını analiz edeceği yerde, bu hataları sümen altı ederek tepki vermesi. Ancak İtalyan toplumunu bölmek tehlikeli bir oyundur. Radikalleşmeye zemin hazırlar ve stratejileri salt seçim propagandasına indirger.”
Salvini bindiği dalı kesti
Corriere del Ticino Genel Yayın Yönetmeni Fabio Pontiggia, Salvini'nin zarar ettiği görüşünde:
“Luigi Di Maio ve Matteo Salvini tarafından imzalanmış koalisyon anlaşmasına dayanan birinci Conte hükümetinin, Lega lideri tarafından devrildiğini unutulmamalı. 26 Mayıs günü yapılan Avrupa seçimlerindeki başarısının ardından Salvini, her şeye hakim olduğu sanrısına kapılıp, yapılacak bütün hataları yaptı. Şimdiyse kaptan ve tayfası, birçok mihrak tarafından egemenlikçi bu partiyi devre dışı bırakmak için aylar önce tasarlanmış bir tezgahla Lega'nın ayağı kaydırmaya çalıştığı bir komplo kuramını yutturmaya çalışıyor. ... Salvini koalisyon ortağından gelen çok fazla sayıdaki 'hayır' oyuna ilişkin kuramını kendisi uydurmuştu. Gerçekte sadece açık, net, güçlü ve kararlı bir 'hayır' cevabıyla karşılaştı. Bu 'hayır'ı da dokuz gün önce Guiseppe Conte İtalyan Senatosu salonunda söyledi.”
Sosyal demokratların sıkıntısı
İtalya'da Demokratik Parti seçmenleri bu ittifak nedeniyle bir sınav vermek zorunda, diyor La Repubblica:
“En kötü ihtimalle, Beş Yıldız Hareketi'ne istemeden de olsa destek verdiklerini hissedecekler. Bu parti sağın en kötü temsilcisiyle felaket bir dönem geçirdi ve şimdi de, yıllarca halk çıkarına ihanetin, kâr hırsının ve siyasi kast sisteminin vücuda gelmiş hali kabul ettikleri PD sayesinde siyasete tutunuyorlar. ... En iyi ihtimalle ise Salvini'nin iğrenç kibrinin, geçici olarak da olsa nötrleştirilmesi nedeniyle derin bir nefes alacaklar. ... Ancak temelinde kavga, karşılıklı kuşkular ve yanlış anlaşılmalara gebe görünen bir hükümet ittifakının geleceğine soğukkanlılıkla ve iyimserlikle bakabilmek için, rahat bir nefes almak yeterli gelmeyecektir.”
Mantık evliliği uzun sürebilir
La Stampa, Demokratik Parti (PD) lideri Nicola Zingaretti'nin, Beş Yıldız Hareketi'yle kısa süreli bir ittifak değil de, gerçek bir koalisyon istemesinin kurtuluş olabileceğini yazıyor:
“Bu girişim iddialı, ancak kimi tartışmasız olgulara dayanıyor. Bir sözleşme yerine açık bir ittifak ile birlikte hükümet edilecek olursa, seçmenlere karşı ortak bir sorumluluk da üstlenilmiş olur. İkincisi, Lega Partisi hükümetten çıktığında, merkezin sağında yeni bir mutabakat kurmayı deneyecektir, ki seçmenlerin gözünde potansiyel olarak sarsılmaz bir cephe oluştursun. Üçüncü olarak PD ve Beş Yıldız ayrı girecekleri seçimi neredeyse her seçim bölgesinde ve her seçim sisteminde kaybedecektir. Yani buradan çıkacak sonuç, Beş Yıldız ile kurulacak hükümet mutabakatı, ancak yeni bir iki partili sisteme hazırlık olacaksa anlamlıdır.”
Çoğunluk böyle yaratılamaz
Köşe yazarı Antonio Polito, Corriere della Sera'daki yazısında, olası bir Sosyal Demokrat Parti ile Beş Yıldız koalisyonuna dair kuşkularını dile getiriyor:
“Hükümet kurmak için siyasi uzlaşma ve siyasi çoğunluk gerekir. ... Bugünse bir hükümet kurmak bir yıl öncesine göre çok daha zor. Çünkü ülkedeki siyasi iklim, öncelikle son aylarda süregelen yıpratıcı siyasal çatışmalar nedeniyle, ayrıca özellikle de Beş Yıldız'da başlardaki kahramanların çabuk yıpranmış olmaları nedeniyle zehirlendi. ... Nihayetinde parti içindeki kişisel manevraların yarattığı inanılmaz kargaşa da son darbeyi vurdu. Örneğin PD'de [eski başbakan] Renzi bir yıl önce engellediği anlaşmadan yana, oysa [şimdiki parti başkanı] Zingaretti bundan vazgeçmek istiyor. ”
İtalya için havadisler kötü
Mérce'ye göre, gerçek bir ikilem yaşanıyor:
“Zorunluluktan doğan bir kriz hükümeti, partilerin farklı çıkarları ve değerleri yüzünden siyasi ağırlığı olan sonuçlar elde edemez. Bu yüzden 'siyasi seçkinlerin' -halkın iradesine rağmen ittifak kurarak- hayal kırıklığına uğrattığı seçmen, tercihini radikal sağdan yana kullanabilir. Ama iktidar, Matteo Salvini yönetimindeki radikal sağa bırakılırsa bunun öngörülemeyen sonuçları olabilir. Bu yüzden de güncel kriz için yüreklere su serpecek bir çözüm yok. İtalya için tek umudumuz şu: .... Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden önceki andır.”
İpler hala Berlusconi'nin elinde
Polityka'ya göre, beklenmedik bir tarihi dönüşümün eşiğinde olabiliriz:
“Salvini için bir başka çözüm de Lega ile Silvio Berlusconi'nin partisi Forza Italia'nın bir ortak komite kurması olabilir. Partiler birer listeyle seçime katılır ama aralarında koalisyon sözleşmesi imzalanmaz. ... İtalya'da önümüzdeki iki ay boyunca her gün medya savaşları ve sözlü sataşmalara tanık olacağız. Bunların başını Salvini çekecek ve ülkedeki kutuplaşmanın zirveye ulaşması için uğraşacaktır. Çünkü bundan en çok çıkar sağlayacak kişi kendisi. Salvini hala başbakanlık için en favori isim olmakla beraber başarısı garanti değil. Çünkü yıllar geçmesine rağmen İtalya'da siyasette değişmeyen tek bir şey var: Pratikte hala her şey Silvio Berlusconi'ye bağlı.”
Olacaklar belirsiz
Jutarni list'e göre şu anda İtalya'ya mutlak bir siyasi belirsizlik hakim:
“[Parti lideri Matteo Salvini'nin sözleriyle] Erken seçimde 'hareket özgürlüğü' ve 'tam iktidar' kazanmak amacıyla başını çektiği hükümeti yıkmaya karar veren yabancı düşmanı ve egemenlikçi Lega Partisi ile popülist ve işlevsiz Beş Yıldız Hareketi koalisyonunun dağılması, İtalya'yı mutlak siyasi belirsizliğe sürükledi. Bu belirsizlik cuma gününe kadar büyük oranda dağılacak olsa da şu anda her şey mümkün. Çünkü İtalyan Parlamentosu'nda üç büyük partinin (Lega Beş Yıldız ve PD) ancak ikisi bir araya geldiğinde çoğunluk oluşabiliyor. Seçimlerin bu partilerden birine mutlak çoğunluğu kazandırıp kazandırmayacağı da meçhul.”
Salvini'nin niyeti, kitleleri harekete geçirmek
Neue Zürcher Zeitung'a göre, Lega lideri erken seçim olmaması halinde boş durmayacak:
“Salvini rakiplerinin birleşip yeni bir koalisyon kurmaları ihtimaline karşı, 'Seçim hakkımız için İtalya'nın meydanlarında barışçıl bir şekilde toplanacağız' dedi. Salvini'ye göre, harekete geçmiş halk kitlelerinin iradesi, demokratik seçimlerle iş başına gelmiş halk temsilcilerinin kararlarından önce geliyor. Matteo Salvini, sonuçlardan memnun kalmazsa ve mesela parlamento kararıyla Matteo Renzi yeniden hükümete dahil olursa demokratik süreçleri sokağın baskısıyla engellemek istiyor. Protestolar barışçıl oldukları sürece itiraz edecek bir şey yok. Gösteri yapmak, temel demokratik haklardan biridir.”
Lega lideri daha da radikalleşebilir
El Periódico de Catalunya da Salvini'nin bu sayede frenlenebileceğini düşünmüyor:
“Kötü durumun nasıl daha da kötüleşebileceğini anlamak için, içişleri bakanının şimdiye kadar yaptıklarına göz atmak yeterli olacaktır. Salvini şimdi kendini 'özgür bir insan gibi hissettiğini' söylüyorsa, demek ki şimdiye kadar göç konusunda ve hükümetteki sorumluluğu hakkında frenlendiği çıkarımında bulunabiliriz. O halde öfkeli milliyetçiliği daha da radikalleşebilir, güçsüzlerin kaderi karşısındaki zaten eksik olan duygudaşlığı daha da azalabilir ve AB ilkelerine uymama eğilimi daha da artabilir.”
Bakalım son gülen kim olacak?
La Repubblica ise, olayların sonunda ortaya beklenmedik bir galip çıkabileceğine inanıyor:
“'Dönüşüm hükümeti' onursuz bir şekilde ve yanlış hesap yapan Salvini tek ustalık eseri vermeden sona eriyor. ... Salvini tek bir darbeyle hükümeti dağıtmayı, Lega'yı intihara sürüklemeyi, Di Maio'ya yeniden hayat üflemeyi ve Demokratik Partiyi (PD) yeniden diriltmeyi başardı. ... Kulağa çelişkili gelebilir ama inandırıcılığını ve saygınlığını yitirmeyen belki de tek kişi PD lideri Zingaretti oldu. ... Renzi'nin inanılmaz yönetiminin mağduru olsa da dayandı, hatta yine tavizkar olarak görünme pahasına dayandı. Ölüm döşeğindeki sarı-yeşil koalisyonun yanına koşmadı, [Beş Yıldız ile PD'nin] sarı-kırmızı Frankenştayn koalisyonunu da kutsamadı. Şimdiyse kendini ateşe atmadan, sükunet içinde cumhurbaşkanının kararını bekleyebilir.”