ABD, Paris İklim Anlaşması'ndan çekiliyor
ABD, pazartesi günü Birleşmiş Milletler'e Paris İklim Anlaşması'ndan çekildiğini resmen açıkladı. Washington gerekçe olarak, sanayi öncesi zamanlardan bu yana gelen küresel ısınmayı iki derecenin altında tutmanın, ABD için 'adil olmayan bir yük' anlamına geldiğini öne sürdü. ABD, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden üç yıl sonra mümkün olan en erken tarihte çekildiğini açıkladı, böylece 3 Kasım 2020'de anlaşmadan çıkacak. ABD'nin bu adımı küresel iklim politikası için ne anlama geliyor?
Hiçbir ülkenin yaptığı yeterli değil
Dünyanın geri kalanının da tartışmaktan ve iddialı hedefler ilan etmekten başka yaptığı bir şey yok, diyor Deutschlandfunk:
“Hemen hiçbir ülke Paris’te kararlaştırıldığı gibi küresel ısınmayı iki, hatta 1,5 derecenin altına çekmek için yeterince çaba göstermiyor. Almanya ve Avrupa Birliği bu açıdan birçok ülkeden ileride, ancak edilen tüm laflara rağmen, bizde de uygulamada sorunlar var. Bu nedenle dünyanın dört bir yanından 11 binden fazla bilim insanı bugün 'İklim Acil Durumu' ilan ettiler. ... Buysa sadece ABD’yi ve başkanını değil, aynı zamanda tüm küresel toplumu hedefliyor.”
Avrupa'nın iklim planları uçurumu derinleştiriyor
AB'nin iddialı hedefleri göz önüne alındığında, transatlantik çatışma kaçınılmazdır, tespitinde bulunuyor Corriere della Sera:
“AB, Ursula von der Leyen'in liderliğindeki AB Komisyonu göreve başlar başlamaz bu konuda daha da fazla çaba göstermek istiyor. Sınırlı etkisi, hatta sınırlı etkisine rağmen (AB, küresel CO2 salımlarının 'yalnızca' yüzde 9'una neden oluyor) ve özellikle de küresel senaryoyu daha yoğun etkileyebilmek için, Avrupa Birliği bir 'Karbondioksit Sınır Vergisini' hayata geçirmek istiyor. İthal mallara getirilecek ve karbon ayak izine göre değişen gümrük vergisinin, diğer ülkeleri AB'nin yolundan gitmeye cesaretlendirmesi isteniyor. Ancak Washington ile mevcut ticaret ve gümrük vergileri kavgasına bakıldığında, 'Karbondioksit Sınır Vergisinin' bu çatışmayı daha da alevlendirmesi tehlikesi var. ... Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa arasındaki uçurum bundan büyük olamazdı.”
İklim politikasında kimseye güvenilmiyor
Çin ve Avrupa Komisyonu’nun halihazırdaki girişimleri de sözde kalıyor, diye yakınıyor De Standaard:
“2020 yılında yapılacak BM İklim Zirvesi'nde tüm ülkeler iklim planlarını daha ileriye götürecekti. Ancak şimdi bunun yalnızca bir hayalden ibaret olduğu görülüyor. Geriye, girişimde bulunmak isteyen yalnızca AB ve Çin kalıyor. Yeni AB Komisyonu'nun planları kağıt üzerinde güzel görünüyor, ancak üye ülkeleri bu planlara ikna etmek muazzam bir çaba gerektiriyor. ... Bugün Macron ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Paris İklim Sözleşmesi'nin hiçbir zaman feshedilmeyeceğinin belirlendiği bir anlaşmaya imza koyması bekleniyor. Ancak bu da güzel sözlerden başka bir şey değil. ... Uluslararası iklim tartışmasında kesin olan hiçbir şey yok; kesin olan tek şey bu.”