Korona günlerinde iltica hakkı
İltica başvurusunda bulunanların Avrupa'ya ulaşması, Korona krizi süresince daha da zorlaştı. İtalya ve Malta, limanlarını özel deniz kurtarma gemilerine kapattı. Yardım kuruluşu SeaEye'ın 150 sığınmacı taşıyan gemisi on iki gündür Avrupa'da bir limana girmek için bekliyor. Pandemi, Avrupa'nın kendini tecrit etmesi için bir başka bahane mi sunuyor yoksa bu katı önlemler mantıklı mı?
İnsan hakları ihlalleri giderek sertleşiyor
Virüs bulaşmamış olsa da virüsün etkileri insanları öldürüyor, diyor Frankfurter Rundschau:
“Bunların sayısı daha da artacak, çünkü Korona krizi nedeniyle AB dış sınırlarındaki zaten yüksek duvarları daha da yükseltmek, önlemleri daha da arttırmak, bazı devletlerin çok işine geliyor. Limanlar kurtarma gemilerine kapatılıyor, devlet eliyle kurtarma yapılmıyor, özel kurtarma gemilerine denize açılma yasağı getiriliyor. Üstelik Avrupa'nın dış sınırlarında yapılacak düzenli bir iltica sürecine erişimi sistematik ve büyük ölçekli olarak engellemesini kim protesto edecek? ... Hukuku yok sayma süreci daha da hızlandı, zira herkesin dikkati Korona krizine yönelmiş durumda. Zaten AB üyesi devletlerin her geçen gün daha da sertleşen insan hakları ihlallerini ifşa edecek medya kaynaklarının sayısı da son derece kısıtlı.”
Özsavunma için haklı bir tecrit
Aralarında Malta'nın da yer aldığı birçok devletin sığınmacı alımına direnmesi, The Malta Independent'a göre mevcut Covid-19 tehdidi nedeniyle anlaşılır:
“Sığınmacı alım merkezlerimiz zaten hep kapasitelerinin üzerinde bir doluluğa sahipti. Açık bir kamp olan Hal Far'daki insanların karantinaya alınmasıysa durumu daha zorlaştırdı. Başka Covid-19 vakalarının da ülkeye taşınmasını önlemek amacıyla tüm uçuşlar durduruldu. Hal böyleyken limanlarımızın Kuzey Afrika'dan gelen sığınmacıları taşıyan gemilere açılması, virüsün yayılımını durdurmak, en azından yavaşlatmak için yerel düzeyde yürütülen tüm çabaları tehlikeye atabilir. Çünkü Kuzey Afrika'da neredeyse hiç enfeksiyon kontrolü yapılmıyor.”