İsrail'in ilhak planı ne gibi sonuçlara gebe?
İsrail'de hükümet işgal altındaki Batı Şeria topraklarına yönelik tartışmalı ilhak planını görüşüyor. ABD Başkanı Donald Trump 2020 başında barış planıyla ilhaka yeşil ışık yakmıştı. Başbakan Netanyahu da bunun hemen ardından yaz aylarında ilhakı başlatacağını açıklamıştı. Netanyahu'nun koalisyon sözleşmesinde ilhak tarihi olarak 1 Temmuz görülüyor.
İsrail bindiği dalı kesiyor
NRC Handelsblad, İsrail'in bindiği dalı kestiğini düşünüyor:
“Kararları taraflardan biri tek başına veriyorsa, minimum bir barış dahi söz konusu olamaz. Filistin topraklarının bir barış planı öne sürülerek ilhak edilmesi ironiktir ve barışı engelleyen bir tavırdır. ... Ancak İsrail'in uluslararası hukukun öngördüğü şekilde Yahudi yerleşim birimlerinin kaldırılmasını tanıması halinde bir barış planından söz edebiliriz. ... İsrail böyle adımlar atarak kendini zor duruma sokuyor. Ekonomik kriz içindeki İsrail'in ihtiyacı, giderek artan bir gerilim değil, sükunet ve istikrardır. İlhakın bedelini kısa vadede Filistinliler öder, ama doğuracağı sonuçları uzun vadede İsrail de hissedecektir.”
Filistinliler bu tuhaf hayalden vazgeçmeli
Uluslararası ilişkiler profesörü ve Likud Partisi üyesi Emmanuel Navon, Le Figaro'daki yazısında ilhakı makul bulduğunu söylüyor:
“Çünkü toprak ilhakı iki devletli çözümün önündeki bir engeli ortadan kaldırır. Bu cümlem sizi muhtemelen dehşete düşürmüştür, mitler uzun ömürlü oluyor çünkü. Çünkü ancak İsrail'in 1949'daki ateşkes sınırlarına geri çekilmesi, Kudüs'ün bölünmesi ve Filistinli sığınmacıların torunlarının İsrail'e geri dönmesi halinde iki devletli bir çözümün mümkün olacağı düşüncesi bir mitten ibarettir. Tel Aviv'in kapılarında ve Kudüs'ün içinde düşman ve silahlı bir devleti hiçbir İsrail hükümeti kabul etmez. ... Filistinliler ve onları destekleyen devletler bu tuhaf hayalden vazgeçmedikleri sürece iki devletli bir çözüm de olmayacaktır.”
Netanyahu'nun “Ya Trump kaybederse?” korkusu
Milliyet, Netanyahu'nun acelesinin nedenlerini açıklıyor:
“Netanyahu’nun kısmi de olsa bir ilhakta ısrarının sebebi ise Trump’ın 4 ay sonra yapılacak başkanlık seçimini kaybedeceği korkusu (veya istihbaratı) oldu. Zira Netanyahu biliyor ki, Trump gibi bir hami olmadan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliği ve Mısır’ın ilhaka onay vermesini sağlamak imkânsızdır. Trump bu üç ülkeyi (ki bu üçü hemen hemen bütün Arap Birliği’ni arkalarından sürüklemeyi başaracaktır) sadece ilhaka karşı sessiz kalmaya değil, fakat hazırladığı sözüm-ona barış planını da destekleyecek şekilde ayarladı. Netanyahu biliyor ki, [savunma bakanı] Gantz, kısmı bir ilhaka evet diyorsa, bunu sağlamak da kazançtır. ... Trump seçimi kazanırsa, o zaman toprakların geri kalan kısmı için bir dört yıllık zaman penceresi daha kazanılmış olur.”