Korona: Yurtdışında tatil tartışmalara neden oluyor
Karantina, seyahat uyarısı, testler. Pek çok ülke yabancı turistlerin yaratacağı bulaş tehlikesini azaltmakla meşgul. Korona günlerinde tatil köşe yazarlarına göre de içinden çıkılması zor bir konu. Cesaret edip yurtdışında tatil yapmalı mı? En doğru önlemler hangileri?
İyisi mi ev de kal!
Ancak yurtdışı seyahatlerden vazgeçildiği takdirde virüsün yayılması durdurulabilir, diyor The Guardian:
“Tabii ki çok şey istiyoruz. Ama avantajları tartışılmaz. Yabancı turistin yerini yerli turist alırsa ülke ekonomisi normal seviyesinde bir istikrara kavuşabilir. Çocuklar tekrar okula gidebilir. Yaşlı nüfus kendi evinde ya da bakım evlerinde izole edilmekten kurtulur. Siyahları ve diğer etnik azınlıklarımızı koruruz, sanat ve spor yeniden canlanır. Öte yandan ulusal sağlık sistemini felç edip yeni bir tecriti gerekli kılacak kış aylarında ikinci bir dalga ihtimali de azalmış olur.”
Her kafadan bir sese hayır!
Le Soir'a göre her ülkenin kendi başına aldığı kararların neden olduğu karmaşıklığa karşı AB'nin mutlaka bir çözüm bulması gerekiyor:
“Avrupa'daki koordinasyon krizi başından bu yana değişken bir geometri izliyor. Devletler kendileri karar veriyor ve AB, üye ülkelere tavsiyelerde bulunmakla yetinmek zorunda. Böylece her ülke kendi başına, diğerlerine hiç danışmadan kendi küçücük önlemlerini alıyor. Sanki AB bünyesinde bir sağlık diplomasisi yokmuş gibi. Genel bir kaosu engellemek için ortak bir sağlık diplomasisini devreye sokma zamanı geldi galiba.”
İşsizlere seyahat yasağı ayrımcılıktır
İrlanda hükümetinin Korona vakalarının daha çok olduğu ülkelere seyahat edenleri sosyal hizmetlerden mahrum etme planı, The Irish Independent'i öfkelendirmiş:
“Krizin başında sosyal dayanışma güçlüydü, çünkü insanlara adil davranılıyordu ve hepimizin aynı gemide olduğu duygusuna kapılmıştık. ... Hükümetin şimdi büyük çabalarla korumaya çalıştığı bir grubu anlaşılmaz bir şekilde gözüne kestirmiş olması bu olumlu havayı yok etmeye başladı. Kendi suçları olmadan işlerini kaybeden insanlar bunlar. ... Hükümet seyahat yasağının kamu sağlığını korumakta işe yarayacağını düşünüyorsa hem zenginler hem de yoksullar için geçerli kılsın. Böyle yapmayacaksa sosyal yardım alanlara ayrımcılık uygulamaktan vazgeçsin.”
Şimdi uçmak tehlikeli bir oyun
Uçakla seyahat etmek isteyen herkes şimdi bu riske girip girmemek istediğini iyice düşünsün, diyor Gazete Duvar:
“Birer ikişer metre ‘sosyal’ mesafeli sokulduğunuz uçakta, 6 santim koltuk kolu aralığında, bitişik düzen oturuyorsunuz. Neredeyse hiçbir havayolunda orta koltuk filan boş değil. Bu bir havayolları efsanesi. ... Fakat havayolları kurnaz mı kurnaz. İşine gelen Covid kurallarına istisnasız büyük bir keyifle uyuyor. Uçak şirketleri ikramlarını kaldırmış ya da uzun uçuşlarda ekmek arası peynirle geçiştiriyor. Fırsat bu fırsat THY, Ayasofya gündemine de uygun olarak, dış hatlarda da alkol ikramını kesmiş durumda.”
Turistsiz ne yaparız?
Phileleftheros, ekonomileri turizme bağlı ülkeler için endişeli:
“Kıbrıs'ta dev tesisler kapanmış durumda, restoranların yarısı da öyle. Tatil köyleri bomboş. Hafta sonu açmaya karar veren plajlara ve restoranlara sadece yerli halk geliyor. Geri kalan günlerde buralar tenha ve sessiz. ... Pandemi daha uzun sürerse ne olacak? Alışkanlıklarımız değişirse, insanlar artık seyahat etmek istemezse ne olacak? ... Yeni bir kırılma yaşanırsa her şeyi turizme bağlı olarak planlayan bizler ne yapacağız?”