Türk Lirası yine tepetaklak
Nispeten istikrarlı iki ayın ardından Türk Lirası yeniden ciddi oranda değer kaybetti ve geçtiğimiz hafta avro karşısında bugüne kadarki en düşük seviyeye geriledi. Yorumculara göre bu eğilimi tersine çevirmek ve yıllardır beklenen ağır ekonomik krizi engellemek için ekonomi ve siyaset alanlarında ciddi ve temelli reformlara ihtiyaç var.
Gelecek karanlık
Hürriyet Daily News, Türkiye ekonomisi konusunda umutların giderek kaybolduğunu gözlemliyor:
“Hükümetin ekonomi ve siyasetin yanı sıra dış politika yaklaşımları nedeniyle uzmanlar arasında karamsarlık giderek artıyor. Ankara yönetiminin aldığı kararlar, ekonomik gerginlikleri hafifletici değil, daha da keskinleştirici olarak nitelendiriliyor. İktidar çevrelerindeki en iyimser temsilcilerin ve hükümetin destekçilerinin dahi daha karamsar olduğu söyleniyor.”
Avro güçlü, krediler ucuz
Naftemporiki, Türk Lirasının düşüşünden iki ana etmeni sorumlu tutuyor:
“Bunlardan ilki, Koronavirüs krizinin ekonomik etkileriyle baş edebilmek için -anlaşmazlıklara rağmen- oluşturulması planlanmış 750 milyar avroluk yeniden inşa fonu ile ilgili AB devlet ve hükümet başkanlarının aldığı kararla yaşanan kapsamlı avro konsolidasyonu. İkinci etmen ise Türkiye ekonomisinin kronik zafiyetleri ve geçtiğimiz yıllar içinde hızla büyüyen borç balonu. Korona öncesi dönemde Türkiye'nin sergilediği hızlı büyüme, inşaat ve tüketim finansmanı için bol keseden verilen ucuz kredilere dayanmaktaydı.”
Sorun yurtiçinde aranmalı
Türk Lirasının düşüşünün sebebi yabancı ülkelerin yaptığı manipülasyonlar değil, kendi başımıza açtığımız bir dert, diyor T24 köşe yazarı Barış Soydan:
“İktidara yakın ekonomistler, doların yükselişi için neden olmadığını, Türkiye'ye "algı operasyonu" çekildiğini söylüyor ama gerçek farklı. Doların yükselişi sebepsiz değil. Geçen hafta anlatmaya çalıştığım gibi TL'nin değer kaybetmesi için gerekli tüm koşullar mevcut: Enflasyon artıyor, cari açık büyüyor, Merkez Bankası negatif faiz veriyor, ekonomi küçülüyor, iktidara kimse güvenmiyor.”