Hollanda ve sömürgecilik mirası
İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon işgali altında bulunan Endonezya, 17 Ağustos 1945'te Hollanda sömürge güçlerinden bağımsızlığını ilan etti. Hollanda bunu kabul etmeyince dört yıl sürecek ve 1949'da Endonezya'nın bağımsızlığının tanınmasıyla sona erecek bir savaş patlak verdi. 75 yıl sonra Hollanda hala o günlerdeki rolüyle hesaplaşmak zorunda.
Tarihin yanlış tarafında yer almak
Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda teslim bayrağını çekmesi, sadece Hollanda Doğu Hint Adaları'ndaki sömürgenin değil tüm Hollanda Krallığı'nın kurtuluşu anlamına geldi. De Volkskrant, günümüzde bu tarihin ne kadar ikircikli olduğunu inceliyor:
“Nazi Almanyası ile Japonya'nın mağlubiyetiyle sonuçlanan, savaşın ilk yarısı konusunda Hollanda'nın toplumsal belleğinde hiçbir çelişki yok: Hollanda, saldırganın mağduru olarak 'tarihin iyi tarafında' yer alıyordu. Ancak savaşın ikinci yarısında aynı Hollanda ne yazık ki tarihin yanlış tarafına geçti. ... Şu sıralar üç farklı bilimsel kurum tarafından yürütülen araştırmalar, ne sağ ne de sol cenahta memnuniyetle karşılanıyor, zira bunlar kurumu ya sömürgecilik ya da sömürge karşıtlığı konusunda önyargılı olmakla itham ediyor. Belli ki bu savaş, tarih yazımı açısından bile mutlu sona ulaşmamış görünüyor.”
Tarihin karanlık sayfaları da anılmalı
Hollanda tarihiyle yüzleşmek zorunda, diyor NRC Handelsblad:
“Sömürgecilik tarihi, karanlık yönleriyle olduğu gibi aydınlık tarafıyla da Hollanda'nın karakterini belirledi. Tıpkı Yahudi takibatı, büyük kış açlığı [1944/45] ya da büyük sel felaketi [1953] gibi. Tarihçi ve Başbakan Mark Rutte'nin dediği gibi önümüzdeki 75 yıl boyunca da kuşaktan kuşağa aktarılması gereken tarih bu gibi emsalsiz olaylardan oluşuyor. Bu sırada Hollanda tarihinin Endonezya'nın tarihiyle ne kadar iç içe geçmiş olduğunu da hatırlamak da yerinde olacaktır. Bu nedenle Hollanda'nın Endonezya savaşındaki rolünün araştırılmasına Endonezyalı tarihçilerin de katılması yerinde bir gelişme.”