Erdoğan insan hakları eylem planını açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aralarında ifade özgürlüğünün, kadın haklarının ve yargının güçlendirilmesinin de olduğu 400'e yakın düzenleme içeren 'İnsan Hakları Eylem Planı'nın ana hatlarını salı günü açıkladı. Ancak Türkiye'de çok sayıda muhalif siyasetçi ve gazeteci hala hapiste. Yorumcular ABD ve AB'nin, Erdoğan'ın bu hoş görünme hamlesine kanıp kanmayacağını tartışıyor.
Hepimiz aynı şeyi istemiyor muyuz?
Batı şimdi gerçek niyetinin ne olduğunu açıkça kanıtlayabilir, diyor Daily Sabah gazetesi:
“Birçok ülkenin pandeminin ortasında özgürlük ve serbestlik alanlarını genişletmekle boğuştuğu bir dönemde, Türkiye'nin attığı bu adım son derece dikkat çekici ve önemli. Türk toplumu olarak 'modern Batı' ve bunun Avrupa Birliği gibi teşkilatlarından 'patronluk taslamayı' bırakıp eşit bir diyaloga girmeleri ve gerek Türkiye siyasetini gerekse kamuoyunu bu süreç için cesaretlendirmelerini bekliyoruz. Böylece o çok modern Batı, demokrasinin Avrupa dışında yayılmasını gerçekten desteklediğini göstermiş olur. Böyle bir Batı'nın hayalini kurmak çok güzel, değil mi?”
Yem olarak din özgürlüğü
Yetkin Report'a göre gerek AB gerekse ABD bu aleni oyuna kendi çıkarları için katılmayı düşünebilir:
“Cemaat Vakıfları için 9 yıl önce başlanan düzenlemeler [aralarında 1936'da kamulaştırılmış taşınmazların iadesi dahil] 'tamamlanacakmış'. ... Herhalde beklenen Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerinin ABD ve AB’deki lobilere 'Durun, haklarımızı genişletecekler' demesi. NATO çıkarları uğruna Joe Biden ya da AB Komisyonu, AB’nin etkili ülkeleri Almanya, Fransa buna inanmış görünür mü? Bu ihtimali de yok saymam, maalesef insan hakları kadar askeri ve çıkarlar amacıyla kullanılan az konu vardır.”
Ciddi bir konuda yapılan fıkra gibi
İnternet gazetesi in.gr Türkiye cumhurbaşkanının ifadelerini ancak kinayeli biçimde yorumlayabiliyor:
“Belki de AB ve Avrupa'ya Türkiye'nin Suriye, Irak, Libya ya da Kafkaslardaki askeri operasyonlarının uluslararası hukukla uyumlu olduğunu öğretmeye çalışıyordur. Ya da onları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Kürt siyasi tutukluların ve Osman Kavala'nın hemen salıverilmesi yönündeki kararlarının henüz kulağına gelmediğine ikna etmeye. ... Erdoğan'ın Türkiyesine uygun bir demokrasi planı. Durum bu kadar trajik olmasa aslında günün fıkrası olabilirdi.”