İskoçya Britanya'dan ayrılıyor mu?
Britanya'daki bölgesel seçimlerin İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) kesin zaferiyle bitmesinin ardından İskoçya'nın bağımsızlığı tartışmaları yeniden alevlendi. Çünkü Başbakan Nicola Sturgeon'ın yönetimindeki SNP de ısrarla bunun propagandasını yapıyor. Avrupa basını para, güç ve kimlik sorunlarının yarattığı fay hatlarını tartışıyor.
AB'nin iflasın eşiğinde bulunan yeni ülkelere ihtiyacı yok
Deutsche Welle'nin Romanya Servisi'ne göre, bağımsız bir İskoçya'nın AB'ye katılması, AB için kesinlikle sevinilecek bir gelişme olmaz:
“İskoçya'nın AB'ye geri dönmesi ve İngiltere'nin AB'den ayrılması, AB'nin sadece bütçeye katkı sağlayan bir üyesini kaybetmesi değil, bir de bütçeden pay alan yeni bir üye 'kazanması', yani kıtadaki zengin ülkelerin İskoçya'yı bütçeden desteklemesi anlamına gelir. Tabii bugünlerden geriye ne kadar zengin ülke kalacağına bağlı bu. Orta sınıfın ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin salgın kısıtlamaları yüzünden yaşadıkları büyük kayıplardan sonra bu sayı çok da yüksek olmayabilir.”
300 yıl sonra ayrılık güç olur
Echo24'e göre, İskoçya'nın bağımsızlığı öncelikle ekonomik nedenlerle doğru olmaz:
“Kamuoyu araştırmaları halkın ne kadar kararsız olduğunu ortaya koyuyor. İki ekonominin son üç yüz yılda iç içe geçmiş olması İskoçya ile İngiltere arasında o kadar kapsamlı bir ekonomik ağ oluşturdu ki, kırmızı çizgiyi geçmek öncelikle çok daha küçük olan İskoçya ekonomisine zarar verir.”
Çekler ve Slovaklar da başardı
Politiken, İskoçya'nın bağımsızlığının mutlaka bir felaketle sonuçlanmayacağını düşünüyor:
“Dışardan bakıldığında İngilizler ile İskoçyalılar'ın beraber olmaması ne istenecek bir şey, ne de özel bir başarı. Ama bir felaket anlamına da gelmiyor. Çekler ve Slovaklar da nispeten gürültüsüz patırtısız ve planlı bir şekilde ayrılmıştı. ... AB olarak, Britanya'nın bölünmesini desteklemek istemiyoruz. Ama İskoçlara AB'ye memnuniyetle kabul edileceklerinin güvencesini vermek istiyoruz, kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmelerini istiyoruz. Tıpkı Britanya'nın Brexit'te yaptığı gibi.”
Seçim yasaklamak demokratik olamaz
Katalonya'nın bağımsızlığını destekleyen elnacional.cat portalı gelişmeleri ilgiyle izliyor:
“Sturgeon, salgın biter bitmez yeni bir bağımsızlık referandumu için İskoçya halkından açık çek aldı. Keza Britanya Başbakanı Boris Johnson'ın karşı çıktığı referandumu yapmak için bütün hukuki yollara başvurmak konusunda da görev verildi kendisine. Kirsty Strickland'ın, birlikten yana olan 'The Scotsman' gazetesindeki yazısında, Liberallere, İşçi Partisi'ne ve Muhafazakarlara referandumu engellemek yerine seçmenlerini 'hayır' oyu vermeye ikna etmeleri çağrısı yapması çok ilginç. Seçimlerin yasaklanmasının demokratik bir adım olarak algılanmadığı ülkeler var sonuçta.”
İskoçları kazanmanın yolu yatırımlardan geçiyor
Johnson, İskoçya'nın bağımsızlık çağrılarına kulaklarını tıkayıp iyi ediyor, diyor The Sunday Times:
“Pek çok İşçi Partisi ve Muhafazakar Parti hükümeti geçmişte taviz ve ekstradan yetkiler vererek [İskoç] milliyetçilerin bağımsızlık taleplerini sonlandırabileceklerini düşündü. Ama böyle davranarak sadece iştahlarını kabarttıkları milliyetçiler şimdi her şeyi masaya koyup Britanya'dan tamamen ayrılmak istiyor. Neyse ki Britanya hükümetinin bu kez verdiği mesaj çok farklı. Başbakan, İskoçya ve İngiltere arasındaki önemli kara ve demiryollarının altyapı harcamalarına yönelik projeleri destekliyor. ... Maliye Bakanlığı, İskoçya projelerini Edinburgh'daki SNP hükümeti üzerinden değil doğrudan desteklemeye devam etmeyi planlıyor.”
Ekonomik argümanlar yetmez
NRC Handelsblad'a göre, Brexit, Britanya'daki fay hatlarını belirginleştirdi:
“Yeni bir referandum yapılırsa, Birleşik Krallık'tan yana olanlar İskoçyalılar'a AB'den ayrılmış olmanın avantajlarını anlatmak zorunda. [Başbakan Boris] Johnson'ın seçimin sonucuna yanıtı, Covid-19'la mücadelede 'birlik, beraberlik ve işbirliğini' göstermek üzere İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda başbakanlarına bir zirve çağrısı oldu. Ama Birliği kurtarmak istiyorsa daha fazlası gerekiyor. Salt ekonomik bir yaklaşım diğer Birlik'te, yani AB'de yeterli olmamıştı. Şimdi bütün Britanyalıların yanıtlaması gereken soru şu: Birleşik Krallık neyi birleştiriyor?”
Bu iş yüksek mahkemeye kadar gider
Süddeutsche Zeitung Londra muhabiri Alexander Mühlauer, şimdi ortaya çıkan durumun ancak mahkemede çözülebileceğine inanıyor:
“Hukuken geçerli bir referandum yapılabilmesi için [İskoçya Bölgesel Başbakanı] Sturgeon'ın Londra'nın onayına ihtiyacı var. Britanya Başbakanı Boris Johnson bunu büyük olasılıkla reddedeceği için, İskoçya'nın bağımsızlığı Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesinin önüne gelecek. İskoçya'nın geleceğini kimin belirleyebileceğine karar verebilecek tek kurum burası.”
Asıl önemli olan, yetkiler ve avantajlar
VTimes, İskoçya siyasetinde bağımsızlık çabalarının aslında başka bir şeyin üstünü örtme gayreti olduğunu söylüyor:
“Referandum, işin görünen yüzü sadece, ardında daha ince bir oyun var: Birlikçiler ve İskoç muhafazakarları arasında Birleşik Krallık topraklarında yeni yetkiler ve avantajlar kazanmak için yapılan bir pazarlık bu. ... İskoçya'da bağımsızlığa verilen destek kah artar kah azalır. Bu yüzden SNP'nin stratejisi dogmatik sayılmaz. SNP, Britanya siyasetinde kendi bölgesi için daha fazla söz hakkı peşinde koşan bölgesel bir parti olmayı tercih ediyor. Bu yüzden de zaman zaman ayrılıkçı kılığına bürünüyor.”
Duygusal bir güç siyaseti
Wiener Zeitung'a göre, bağımsızlık sorununa odaklanmak Johnson'un da Sturgeon'un da işine geliyor:
“Tıpkı Brexit gibi bağımsız bir İskoçya düşüncesinin ardında da ekonomik akılla örtüşmeyen bir ruh ve duygu hali yatıyor. . ... İskoç Ulusal Partisi (SNP) kuzeyde tek bir büyük hedefi olan bir güç merkezi yarattı: İskoçya'nın bağımsızlığı. Ciddi bir siyasi rekabetten korkması da gerekmiyor SPN'nin, çünkü zaten kendi hatalarına takılıp tökezleyecek bir parti. O zamana kadar muhafazakarlar, birliği pekiştiren bir düşman imgesi görevi üstlenecek. ... İktidarı sürdürmek açısından bakıldığında hem Johnson hem de Sturgeon için mükemmel bir birleşim. Tek önemli olan, herkesin İskoçya'nın bağımsızlık ihtimalini konuşması.”