AB: Doğalgaz ve nükleer enerji artık yeşil enerji sayılıyor
AB Komisyonu, sürdürülebilir yatırımlara yönelik yeni sınıflandırmasını sundu. Beklendiği üzere doğalgaz ve nükleer enerji de 2023 itibarıyla belirli şartlar altında yeşil enerji sayılacak. Avusturya ve Lüksemburg yasal süreç başlatacağını duyururken, kararı açıkça reddeden başka AB ülkeleri de oldu. AB Parlamentosu’nda çoğunluk sağlanır veya en az 20 üye ülke veto ederse karar bozulabilir. Avrupa basını bölünmüş durumda.
Ortaçağvari sahtekârlıklar
Kleine Zeitung, AB Komisyonu'nun korkakça ve aldatıcı bir şekilde hareket ettiğini düşünüyor:
“Güneş, rüzgâr ve su, nükleer enerjinin yerini almaya (henüz) yetmiyor. Meselelerin adını koymaktan korktukları için nükleer enerjiyi alelacele çevre dostu ilan ettiler. Bu etiketleme sahtekârlığı birçok kişiyi öfkelendirebilir. ... İnsan elinden çıkma küresel ısınmaya karşı verilmesi gereken mücadelenin yerini apokaliptik zihniyetin belirlediği ikame din biçimleri alalı epey oluyor. ... AB Komisyonu, sapkınlık şüphesi altına girmekten korktuğu için ve Avrupalıların yaşam tarzını kısıtlamamak adına Ortaçağ manastırlarının yaptığının aynısını yapıyor. Oruç sırasında et yasağını aşmak isteyen keşişler de bir zamanlar kunduz, ördek ve su samurlarını balık ilan ederek tüketimlerine izin vermişti.”
Rusya enerji sektörü için yeni perspektifler
Nowaja Gaseta, Rusya'nın AB’nin bu hamlesinden nasıl istifade edebileceğini şöyle açıklıyor:
“Meselenin Rus şirketlerine ve bunların projelerine yapılacak yatırımlar olmadığı belli. Ancak Gazprom, Novatek ve Rosneft artık -enerji geçişinin mevcut aşamasından bağımsız olarak- Avrupa’nın uzun vadeli talebini korumaya yönelik yatırım planları yapabilir. ... Aynısı nükleer enerji için de geçerli: Rosatom, politik gerekçelerden ötürü [nükleer santrallere ilişkin] yeni inşa siparişleri almakta zorlanacaktır. ... Fakat Macaristan veya Bulgaristan gibi ülkelerde bu bir hayli ihtimal dahilinde. Rosatom ayrıca Avrupa’daki enerji santrallerinde büyük rağbet gören kullanılmış yanıcı maddelerin yeniden işlenmesi hizmetinin yanı sıra taze yakıt teminini de sağlayabilir.”
Geleceğin teknolojilerine yatırım yapılmalı
Nükleer enerji ve doğalgazın sınıflandırmaya dahil edilmesinin yanlış bir mesaj verdiği eleştirisinde bulunuyor Deutschlandfunk:
“Sürdürülebilir bir geleceğe yapılan yatırımlar, demode teknolojilere yapılan yatırımlarla bir tutuluyor. ... Avrupa'nın önümüzdeki yıllarda rüzgar türbinlerine, güneş enerjisi sistemlerine, elektrik hatlarına ve enerji depolama alanlarına milyarlarca dolarlık yatırım yapması gerekecek. Paranın akıtılması gereken yer burası, ihtiyacımız olandan çok daha fazla geçici teknolojiye zaten sahibiz. Bu tür amaçlara ayrılmış paraları kolayca fark edebilen ve sürdürülebilir projeleri geçici projelerden net bir şekilde ayırt edebilen bir sınıflandırma, bu yatırımları harekete geçirmeye yardımcı olabilir. Bugün alınan kararla -beklendiği üzere- Avrupa Birliği bir fırsatı elinden kaçırmış oldu.”
Almanya'yı kontrol altında tutmak
Nükleer enerjiden yana olanlar için zamanlama son derece uygun, diyor Rzeczpospolita:
“Nükleer enerjinin gelecekte genişletilmiş bir sınıflandırmaya dahil edilmesi pek olası değil, zira bu denli tartışmalı olmasının nedeni emisyonu değil - bu zaten sıfıra eşit. Mesele, nükleer atıklarla ilişkili çevresel riskler. Çünkü sınıflandırma kriterleri için belirleyici olan yalnızca karbon emisyonları değil, diğer iklim hedeflerine de zarar vermemek gerekiyor. Nükleer enerjiyi sürdürülebilir bir enerji olarak ilan etmek için şimdiden daha iyi bir zaman olamaz, çünkü mevcut durum bir yandan da doğalgazın kabul edilmesini ve dolayısıyla nükleer enerjinin en güçlü karşıtı olan Almanya'nın kontrol altında tutulmasını sağlıyor.”
Almanya-Fransa ikilisi için zorlu sınav
Almanya ve Fransa arasındaki farkların bir kez daha ön plana çıktığı yorumunda bulunuyor Les Echos:
“Şurası artık kesin: Enerji konusu önümüzdeki yıllarda yalnızca Avrupa için başat öneme sahip olmakla kalmayıp, Almanya-Fransa ilişkilerini de uzun süreler zorlamaya devam edecek. Düşük karbonlu enerjilere geçişin maliyetli ve karmaşık olacağını herkes biliyordu - özellikle de tüm kıta Rus doğalgazına %40'tan fazla bağımlıyken. Bu meselenin meşhur Almanya-Fransa ikilisi için zorlu bir sınav olması ve bunun muhtemelen uzun süreler böyle devam etmesi pek beklenmiyordu. Paris ve Berlin'in enerji geçişinde farklı yollar izlemesi sürekli yeni gerilimlere yol açıyor.”
Yeşil enerjinin öncüsü rolü tehlikede
La Repubblica, sınıflandırmanın bütün AB bünyesinde bir bölünmeye yol açabileceğinden endişeli:
“Komisyon sinir krizi geçirmenin eşiğinde. En az altı Komisyon üyesi -ve dolayısıyla altı ülke- karara karşı çıkıyor. ... Argümanları çok açık: Yeşil Anlaşma hedefleri riske atılıyor. AB, yeşil yatırımlarla kazandığı avantajı kaybediyor. Nükleer enerji konusunda ise demode bir vizyon benimseniyor. ... Portekizli [Uyum ve Reformlardan Sorumlu] Komisyon üyesi Elisa Ferreira ve çevresi de AB'nin bu alandaki liderliğini kaybetme ve sırf birilerini memnun etmek için güvenilirliğini baltalama riski taşıdığına dikkat çekiyor. Bununla Fransa'nın kastedildiği gün gibi ortada.”