AB Komisyonu kömür ambargosu önerisinde bulundu
AB Komisyonu, salı günü Rusya’ya karşı daha sert yaptırımlara gidilmesini önerdi: İlk kez, kömür ambargosuyla birlikte Rusların fosil enerji alanında yaptığı kârlı işler de hedef tahtasına koyulmak isteniyor. Öneri beklentileri yeterince karşılıyor mu yoksa yapılması gereken başka şeyler de var mı?
Terörü finanse etmeye son verin
Ukrayinska Pravda’dan gazeteci Mikhail Tkach, Batı’dan Rusya’ya yönelik daha sert yaptırımlar uygulamasını bekliyor:
“Putin’e çek yazmayı bırakın. Bu çekleri ödeyen Ukrayna. Sizin paranız bize sıkılacak mermileri satın almak için kullanılıyor. Ve evlerimizin üzerine düşen roketler için. Sizin refahınız milyonlarca Ukraynalının hayatını mahvediyor. ... Çocuklarınızın o bodrumlarda bileklerine bant sarılmış halde olduğunu hayal edin. Ailelerinizin de toplu mezarlarda. Hâlâ Rusya’nın enerjisini istiyor musunuz? O halde Rus askerleri sizin adınıza da öldürmeye devam edecek.”
Avrupa'nın itici gücü durdurulmamalı
AB'nin kömür ithalatını durdurmakla yetinmesini doğru buluyor Frankfurter Allgemeine Zeitung:
“Kıtanın en büyük ekonomisi durgunluğa girerse, ne Almanya ne de AB güç kazanabilir. Diğer birçok Avrupa ülkesi yalnızca Rus doğalgazına değil, aynı zamanda Alman ekonomisinin itici gücüne de bağımlı. ... Batı, Putin'le uzun sürecek bir anlaşmazlığa hazırlıklı olmalı. Ukrayna'da olduğu gibi Rusya'da da Putin'in kendi korku saltanatını finanse etmesini vakit kaybetmeksizin daha da zorlaştırmak gerekiyor. Fakat Avrupalılar bunu yaparken kendilerini zayıflatmamalı.”
Gelişmekte olan ülkeleri kaybetmemek gerek
Batı, Rusya’nın Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerle yeni bir eksen inşa etmesine izin vermemeli, diye uyarıyor Corriere della Sera:
“Yeni Delhi’nin Rusya’dan maliyetinin altında petrol satın almasıyla bunun emareleri şimdiden görülüyor. Elbette Moskova’nın izolasyonu aşmasına yardım edenlere yönelik ‘ikincil yaptırım’ tehdidi bir seçenek. Ancak bu uzun vadede, Batı’nın gelişmekte olan ülkelerden izole olmasına yol açacağı için başarısızlıkla sonuçlanabilir. Avrupa ve ABD, Rusya’yı kavrayan ekonomik mengeneyi sıkmaya devam ederken, gelişmekte olan ülkelerle olumlu bir ilişki tesis etmeli. Bu ülkeleri Putin’in izolasyonu konusunda cesaretlendirmek için yapıcı bir tarzla ikna etmeleri gerekiyor.”
İsveç'in duraksamasının nedeni
İsveç tam boykot çağrısına henüz katılmadı. Expressen bunun olası nedenini şöyle açıklıyor:
“İsveç, petrolünün yalnızca yüzde 5’ini, ithal ettiği doğalgazın ise yalnızca yüzde 1’ini Rusya'dan alıyor. ... Bu yüzden de hükümetin olumsuz tutumunu anlamak zor - Vattenfall’ı düşünmezseniz tabi eğer. İsveç devletine ait enerji şirketi, Berlin ve Amsterdam’daki büyük termik santrallerinde Rus doğalgazını kullanıyor. Vattenfall ayrıca Almanya’nın başkentine elektrik ve ısı sağlayan ve Rusya’dan gelen taşkömürüyle çalışan iki elektrik santrali işletiyor. ... Hükümet bize başka ülkelere saygılı olmamızı ve çok fazla şey talep etmememizi söylüyor. ... Ama belli ki mesele daha çok dikkatleri Vattenfall ve onun Avrupa’daki kirli işlerinden uzaklaştırmakla ilgili.”
Rusya'yı öyle kolay yıkamazsınız
Diena, yaptırımların Rusya'da şimdiye kadar ters etki yaptığını belirtiyor üzüntüyle:
“Putin rejimine öfke duyulmasını sağlayamadılar, aksine, hayali düşmana karşı mücadelede halkı tek bir bayrak etrafında birleştirdiler. Levada Merkezi tarafından yürütülen bir anket çalışması, Putin'e verilen halk desteğinin Ukrayna'nın işgalinden bu yana yüzde 69'dan yüzde 85'e çıktığını ortaya koydu. ... Seçkinler -parlamenterler, memurlar ve iş insanları- daha önce hiç olmadığı kadar birleşmiş durumdalar, zira hayatlarının artık yalnızca Rusya'ya bağlı olduğunu ve hayatlarını yalnızca burada inşa edilebileceklerini anladılar. ... Rusya'yı öyle kolay yıkmak mümkün değil. En azından Batı'nın şimdiye kadar uyguladığı yöntemlerle.”