Moldova zirvesi: Avrupa Siyasi Topluluğu neyi başarabilir?
47 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanları, AB liderleriyle bu perşembe günü Avrupa Siyasi Topluluğu’nun (AST) ikinci zirvesi için Moldova’nın Bulboaca bölgesinde yer alan Mimi Kalesi’nde bir araya geliyor. Gündemde “barış ve güvenlik, enerji, iklim koruma ve daha iyi bağlantılı, daha istikrarlı bir kıta için ilişkilerin geliştirilmesi” meseleleri var. Yorumcular, zirvenin ve bir bütün olarak AST’nin taşıdığı potansiyeli değerlendiriyor.
Odakta Transdinyester var
Deutsche Welle Rumence Servisi'ne göre zirvenin yapılacağı yer özellikle seçildi:
“Zirvenin düzenlendiği kale, Rusya'nın 14. Ordusu'nun artıklarının bulunduğu ve aynı zamanda Rus askerlerinin gözetimindeki Avrupa'nın en büyük silah deposuna (Cobasna köyünde) ev sahipliği yapan, Moldova topraklarındaki Rus yanlısı ayrılıkçı Transdinyester bölgesine yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta. Avrupalı liderlerin orada buluşmayı tercih etmiş olması, Rusya'nın Avrupa'da korku yayma girişimine bir yanıt gibi duruyor. ... Zirve aynı zamanda, Rusya'nın nüfuz, kara para, propaganda ve başka hibrit savaş unsurlarıyla Moldova'yı istikrarsızlaştırmaya çalıştığı bir dönemde, ülkeyle dayanışma sergilendiğinin de bir işareti.”
AB hibrit tehditlere karşı Moldova'yı güçlendirme niyetinde
RFI România da hedefe yönelik dezenformasyona karşı güçlü bir mesaj verildiği kanısında:
“Zirve, Cumhurbaşkanı Maia Sandu ve yönetiminin dezenformasyon, bölme girişimleri ve toplumsal hareketlerin körüklenmesi yoluyla girişilebilecek saldırganlığa karşı koyma çabalarına bir tür destek teşkil ediyor. Dolayısıyla Romanya’da yayın organlarının, siyasetçilerin ve Rusya yanlısı tutumlarıyla bilinen kanaat önderlerinin Kişinev’deki Cumhurbaşkanı’na karşı seslerini yükseltmeleri de şaşırtıcı değil. ... Tam da bu nedenle, önde gelen 47 Avrupalı siyasetçinin Kişinev’de buluşması Moskova’ya verilen en güçlü tepki. ... Moskova’nın hibrit tehditlere yanıt vermek üzere sivil bir AB misyonu Kişinev’de şimdiden çalışmalarına başladı bile.”
Dirençli bir Avrupa için makul girişim
NRC’ye göre AST, bölgesel çatışmaların çözümüne katkıda bulunmalı:
“Ukrayna’daki savaşla birlikte insanlar, Avrupa’nın AB’den büyük ve tüm farklılıklara rağmen benzer çıkarlara sahip bir coğrafi bölge olduğunu anladılar. Macron’un eski Avrupa danışmanı Alexandre Adam’ın da belirttiği gibi, burası bir kader ortaklığından ziyade bir çıkarlar ortaklığı. AST bu çıkarların adını koymayı deneyebilir -güvenlik meseleleri ve siber tehditler akla gelen bazıları- ve bölgesel çatışmaların çözümüne katkı sunabilir. Kısacası AST, Rusya tehdidine ve diğer tehlikelere karşı Avrupa’nın kendini savunmasını güçlendirmelidir.”
Dağlık Karabağ'da barış artık daha yakın bir ihtimal
Eesti Päevaleht’e yazan siyaset bilimci Ihor Tsalenko’ya göre zirve
“Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşması imzalanması fırsatı da sunuyor. ... Moskova ve Tahran’ın müzakere sürecini bozma girişimlerine rağmen Bakü, Brüksel ve Washington’ın da aktif katılımıyla komşularıyla ilişkilerini normalleştirme ve bölgesel ulaşım yollarını açma çabasında. Bu öncelikle de Zengezur Koridoru projesini ilgilendiriyor. Burası açılırsa AB, Rusya’yı baypas ederek Türkiye, Azerbaycan, Hazar Denizi ve Orta Asya üzerinden Çin’e ulaşma imkânına sahip olacak. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Azerbaycan, Avrupa pazarında Rusya’nın enerji kaynaklarını ikame edebilecek en önemli ülkelerden biri haline geldi.”
Geçmişteki hatalardan ders çıkarıldı
Le Temps, Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrasında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın önerdiği aynı adlı projeyi hatırlatıyor:
“O zaman başarısız olunmuştu: Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, bunu AB’ye girmelerini geciktirmeyi amaçlayan bir bekleme odası olarak görmüşlerdi. Bu kez AB temkinli davranıyor. Aday Balkan ülkeleri ya da Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gibi eski Sovyet cumhuriyetlerinin yanı sıra Büyük Britanya ve Türkiye gibi ağır toplarla ve enerji (Norveç) ya da finans (İsviçre) alanlarındaki güçlü ülkelerle yapılandırılmış bir diyalog geliştirmek istiyor. ... AB, öncesinde üzerinde anlaşmaya varılmış müşterek tutumlara sahip bir blok olarak davranmıyor, lojistik ve mali destek sunuyor.”