Avrupa Siyasi Topluluğu’nun Moldova zirvesinde birlik görüntüsü verildi
Geçtiğimiz yıl kurulan ve 47 ülkeden oluşan Avrupa Siyasi Topluluğu’nun ikinci zirvesinde, nasıl bir profil çizmek gerektiği sorusuna yanıt arandı. Rusya’yla çatışma ve Ukrayna’yla dayanışma, ön planda yer alan konular arasındaydı. Zirvenin ardından yorumcular, topluluğun Avrupa’da başka nasıl etkiler yaratabileceğini değerlendiriyor.
Her zamankinden daha birleşik
De Volkskrant'ın yorumu şöyle:
“[Putin'in] dokunulmazlık imajı hiç bu denli yıkıma uğramamıştı. Öte yandan, Putin'in yıllarca çantada keklik gördüğü Fransa ve Almanya da politikalarında köklü düzenlemelere gitti. Ve bunun sonucu Moldova'da hissedildi. 'Eski Avrupa' ile 'Yeni Avrupa' arasındaki uçurum ... kapanmış değil. Ancak, her zamankinden daha birleşik ve güçlü bir Avrupa görüntüsü verildi ve bu da orada bulunmayan iki kişinin, Putin ve Lukaşenka'nın gözünden kaçmayacaktır.”
Kısa vadede etkili olabilir
Avrupa Siyasi Topluluğu uzun vadede varlığını sürdürebilecek mi ya da etkisi ne olacak belli değil, ancak kısa vadede gerçekten siyasi bir etki yaratabilir, diyor Telos:
“AB’nin jeopolitiğini ayrıştırıyor ve ileriyi görmesini sağlıyor, Avrupalıları komşularıyla (Türkiye, Arnavutluk, Sırbistan) yüzleşmeye ve diyaloğa girmeye zorluyor. Üstelik, Rusya’nın batı kanadındaki diplomatik izolasyonunu görünür kılarak, yaptırım politikasına da katkıda bulunuyor.”
AB'nin genişlemesi kilit öneme sahip
The Irish Times, zirvenin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un konuya yaklaşımında bir değişikliğe işaret ettiğini düşünüyor:
“Fransa artık politikasını AB'nin genişlemesi lehine değiştiriyor ve böylece Rusya'nın yeni aday ülkeleri kendi jeopolitik etki alanına çekmesini engellemek istiyor. ... Bu, Fransa'nın bugüne kadar marjinalleştirdiği Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine yönelik önemli bir adım. Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya ile AB arasındaki müzakereler devam ederken, Bosna-Hersek üyelik müzakereleri için aday statüsünde. Kosova'yla Gürcistan potansiyel adaylar, üstelik Moldova ve Ukrayna da artık listede.”
Yalnızca Putin'e karşı olmak yetmez
Taz, Avrupa'nın tek ortak paydasının görünüşe göre Rusya Devlet Başkanı'yla arasına mesafe koymak olduğunu söylüyor:
“Bu zamana kadar pek çok Putin karşıtı zirve gerçekleştirildi. Putin'i ezmek için Avrupa Siyasi Topluluğu'na ihtiyaç yok. Avrupa'nın ihtiyacı olan şey jeopolitik bir forum ve Avrupa Siyasi Topluluğu, Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından tam da bu amaçla hayata geçirildi. ... Bu süreçte başka şeyler de gerçekleşti. Avrupa zirvesine paralel olarak Güney Afrika'da gerçekleşen ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un da katıldığı BRICS ülkeleri zirvesinde, grubun bir düzineden fazla ülkeyle genişletilmesi için hazırlıklar yapıldı. ... Avrupa kendi derdiyle meşgulken, yeni ve çok kutuplu bir dünya düzeni şekilleniyor. Ve Avrupalılar bunda ancak küçük bir rol oynuyor. Yalnızca Putin'e karşı olmak jeopolitik için yeterli değil.”