Londra katı göç yasasını kabul etti
Birleşik Krallık Avam Kamarası’nda kabul edilen yeni göç yasası uyarınca, ülkeye izinsiz giriş yapanlar bundan böyle iltica hakkından mahrum kalabilecek. BM’ye göre yeni yasa, uluslararası iltica ve sığınma düzenlemelerini ihlal ediyor. Görüşmeler sürerken Portland limanına demir atan 500 kişilik konaklama gemisi Bibby Stockholm, yeni yasanın sembolü oldu.
Değerlerimize aykırı
The Guardian, yeni yasayı insanlık dışı buluyor:
“Yasa, Birleşik Krallık vizesi alamayan ve bu yüzden de tehlikeli bir yolculuğa çıkma riskine giren tüm sığınmacıların geldikleri gibi gözaltına alınmasını öngörüyor. ... Yeni yasayla, hükümetin beklediği caydırıcı etkinin nasıl oluşacağını görmek mümkün değil. Aksine, durumu daha da kötüleştirecek ve insanların sonsuz acılar çekmesine yol açacak. ... Hükümetin izlemeyi tercih ettiği yol, pek çoğumuzun önem verdiği değerleri yansıtmıyor: İstemeden sığınmacı durumuna düşen ve yalnızca güvenli bir yer arayan insanlara duygudaşlık, saygı ve insaniyet göstermek.”
Caydırıcılık yolunda bir engel daha aşıldı
The Spectator, hâlâ aşılması gereken sorunlar olduğunu düşünse de yasanın kabul edilmesinden ötürü memnun:
“Bu insanların büyük bir bölümünün sınır dışı edilebileceği bir yer olmadığı için, Yüksek Mahkeme,- temyiz mahkemesinin kararını bozmayıp, Ruanda’ya sınır dışı etme anlaşmasının hukuka uygun olduğunu ilan etmediği sürece, şimdilik teorik bir zafer bu. ... Tasarının kabul edilmesiyle, yasalar o büyük güne hazırlar artık. Öte yandan hükümet, Manş Denizi’ni yasadışı yollardan geçmek uğruna büyük paralar ödeyenler için güçlü bir caydırıcılık oluşturarak, insan kaçakçılarının işine taş koyma yolunda önemli bir engeli aşmış oldu.”
Büyük Britanya itibarını işte böyle yitiriyor
El País’e göre Büyük Britanya Başbakanı çaresizlik içinde:
“Ya partisindeki şahinlere boyun eğecek ya da uluslararası hukuku gözetecek ve Birleşik Krallık da insan haklarına riayet ettiği için saygı görecekti. Rishi Sunak ilkini yapmayı tercih etti. ... İnsani yardım kuruluşlarınca ‘yüzen hapishane’ olarak adlandırılan [500’e kadar sığınmacının konaklayabileceği] grotesk ve devasa ‘Bibby Stockholm’ gemisinin gelişi, bu hafta göç kriziyle başa çıkma konusunda Büyük Britanya hükümetinin yarattığı hayal kırıklığını ve kafa karışıklığını gözler önüne serdi. Sunak çaresizlik içinde, tahammül sınırlarını aşan bir noktaya varana değin uluslararası hukuku zorladı.”
Köleliğin tarihsel mirası
Infowar web portalı, Büyük Britanya’nın güney kıyılarına demirleyen “Bibby Stockholm” konaklama gemisinin sahibi Bibby Lines gemicilik şirketinin geçmişine bakarak, köle ticaretinden sığınmacıların planlı bir şekilde hapsedilmesine uzanan sürece ışık tutuyor:
“Köle taşımacılığı Büyük Britanya’da 1807’de yasaklansa da, köle sahipliğine İmparatorluk kolonilerinde 1838’e ve kimi Amerikan eyaletlerinde 1865’e kadar izin verilmişti. Dolayısıyla, Bibby’nin gemileri 1807’den sonra resmen köle taşımamasına rağmen, tıpkı sahipleri bugün Büyük Britanya milletinin ‘yardımseverleri’ olarak görülen dönemin diğer tüm ticari gemicilik şirketleri gibi, köle emeğiyle üretilmiş ürünleri taşımış ve bunlardan kâr elde etmişti.”