Bağımsızlık Günü'nde Ukrayna ne halde?
Ukrayna bu perşembe Bağımsızlık Günü’nü kutluyor. Ülke, 24 Ağustos 1991’de resmen Sovyetler Birliği’nden ayrılmıştı. Yorumcular kutlamalar vesilesiyle, Rusya’nın saldırısına uğrayan devletin bugününü ve geleceğini değerlendiriyor.
Kiev giderek daha fazla müttefik ediniyor
Observator Cultural'a göre Ukrayna uluslararası topluma güvenebilir:
“Almanya veya diğer ülkelerin Rusya ile ekonomik ilişkilerini sonlandırmayacağı yönündeki (ilk) endişelerin aksine, Avrupa örnek bir tutum sergileyerek Ukrayna'nın arkasında durdu ve Kremlin'e yönelik yaptırımları oybirliğiyle destekledi. ... Ancak, Rusya'nın yaptırımların altında ezileceği beklentisi boşa çıktı: Yüzde 3,3'lük enflasyon oranıyla Avrupa ortalamasının altında kalan Rusya, büyük ölçüde kendi kendine yeten bir ekonomiye sahip. ... Buna karşın, Rusya'nın dost çevresi giderek daralıyor. ... Ukrayna ise giderek daha fazla müttefik kazanıyor. Müzakere zamanı geldiğinde -ki kesinlikle gelecek- Ukrayna uluslararası topluma güvenebilecek.”
AB ve NATO üyeliği vererek özgürlüğü güvenceye alın
Ukrayna’nın geleceğini güvenceye almak için diğer devletlerin desteği şart, diyor Dagens Nyheter:
“Barışın hüküm sürdüğü ve ülkelerin izleyecekleri yola kendilerinin karar verdiği bir Avrupa istiyorsak, esasen yapmamız gereken yalnızca iki şey var: Ukrayna’ya silah göndermek ve ülkenin mümkün olan en kısa sürede AB ve NATO üyesi olması için elden geleni yapmak. İşte o zaman Putin’in bütün hırsları elinden alınır ve Ukrayna gelecekte de Bağımsızlık Günü’nü kutlayabilmeyi garanti eder.”
Artık hava saldırılarından Ruslar korksun
Blog yazarı Olena Monova, Moskova-City ticaret merkezindeki kamu personeline 24 Ağustos’ta evden çalışma talimatı verilmesini Facebook’ta alaya alıyor:
“Daha sonra unutmamak için bugünü defterime yazmak istiyorum. Moskova-City’de çalışan Ruslara, Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü’nde işe gitmemelerinin önerildiği gün. ... Tam da şu anda, hepimizin gözleri önünde s*** Rusya’sında yeni bir gelenek doğuyor - Ukrayna bayram kutlarken deliklere saklanmak. ... Artık sıra bizde.”