Ortadoğu: BM'den Gazze'de ateşkes çağrısı
BM Genel Kurulu, Gazze Şeridi'nde yerlerinden edilen ve açlıkla soğuktan mustarip insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması için derhal insani ateşkes çağrısı yaptı. İsrail ise radikal İslamcı Hamas'ın sivilleri kalkan olarak kullandığını bir kez daha vurgulayarak, Hamas yok edilene kadar operasyonların süreceğini duyurdu. Yorumcular, bundan sonra ne olacağına dair ortada bir plan olmadığına özellikle dikkat çekiyor.
Bu yönde pek çok argüman var
Corriere della Sera, Batı’nın İsrail üzerindeki etkisini artırması gerektiğini vurguluyor:
“İsrail’in zayıf yanı, liderliğinin 67 gündür süren savaşı nasıl bir barışla bitirmeyi öngördüğünü, çatışmaların sona erdiği günün ertesinde neler yaşanacağını ve Hamas yenilirse yerine kimin geçmesinin beklendiğini söylememiş olması. Dolayısıyla, ABD ve Avrupa’nın İsrail’e ateşkesin yolunu göstermesinin vakti geldi. ... Müşterek bir stratejisi ve etkin argümanları olmasa da Avrupa bunu zaman zaman deniyor. Ancak ABD’nin elinde, büyük miktarda mühimmat ve teçhizat sevkıyatından çatışmanın kuzeyde Hizbullah’la ve Kızıldeniz’de Yemen’deki Husilerle büyümesi tehlikesine değin pek çok argüman var. ... Evet, İsrail’in meşru müdafaa hakkı baki. Ancak Batı’nın Ortadoğu’daki çıkarları da öyle.”
Teröristler kazandı
Phileleftheros, İsrail’in Hamas’a karşı kesin bir zafere ulaşmasının mümkün görünmediği kanısında:
“Aksine terör örgütü, dünyanın en güçlü ordularından birine boyun eğmemekle ve direnmekle kalmayıp, muazzam acılar ve hasarlar vermekle övünmeye hazırlanıyor. Gidişat, pek çok analistin öngördüğü yöne doğru evriliyor gibi: Hamas, 7 Ekim’deki saldırısıyla İsrail’i kazanması zor bir savaşa sürükledi. Elbette kayıplar verdi, elbette Gazze Şeridi’nin imhasına yol açtı, elbette Filistinliler acılar çekiyor. Ama bu terör örgütünün umurunda değil. ... Hamas büyük ihtimalle varlığını sürdürecek, hatta belki daha da güçlenecek - hiç değilse ideolojik bakımdan.”
Hukuk ve insan onuru konusunda ısrarcı olunmalı
De Standaard, 1 Ocak itibarıyla AB Dönem Başkanlığı'nı yürütecek olan Belçika'ya önemli bir görev düştüğü kanaatinde:
“Şu anda top, uluslararası toplumun ve bilhassa da Filistinlilerin en büyük bağışçısı olan Avrupa Birliği'nin sahasında. Dolayısıyla, Belçika AB Dönem Başkanlığı'nı bekleyen bir görev var. [Kasım ayı sonunda Pedro Sánchez ile birlikte İsrail, Mısır ve Filistin'e giden] Başbakan De Croo, barış misyonuyla Belçika'nın elini taşın altında koymaya hazır olduğunu göstermişti. ... İsrail'in savaşı sonlandırmaya yönelik ya da dünyanın geri kalanı için kabul edilebilir bir planı yoksa, Belçika'nın insanlık onurunu, savaş hukukunu ve uluslararası hukuku yeniden devreye sokmak gibi devredilemez bir sorumluluğu üstlenmesi gerekecek.”