Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde medya ne halde?
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle ülke sıralamalarını da içeren bir rapor yayınladı. Raporda güvenlik, bağımsızlık ve bilgiye erişim bakımından 180 ülkedeki gazetecilerin durumu kıyaslanıyor. Uyarılarda bulunan yorumcular, ufukta umut ışığı da görüyor.
Yeni AB yasası doğru ve önemli
The Irish Times uyarıyor:
“İnsan hakları örgütü Liberties, AB içinde dahi bazı ülkelerde basın özgürlüğünün 'kırılma noktasına tehlikeli bir şekilde yakın' olduğu tespitinde bulunuyor. Örgüt, basın özgürlüğü ile hukukun üstünlüğü arasındaki bağlantıya ve Macaristan gibi git gide otoriterleşen bazı üye ülkelerde her ikisinin de tehdit altında olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla yeni AB mevzuatı, Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası daha da önem kazanıyor. Söz konusu yasa, sıklıkla suistimal edilen kamu katılımına karşı davaları [SLAPP davaları] kısıtlıyor, gazetecilere karşı casus yazılım kullanımını sınırlıyor, gazetecilerin kaynaklarını korumalarını sağlıyor ve medya sahipliğinde şeffaflık gerektiriyor.”
Macaristan örneğinden neleri önlemek gerektiğini öğrendik
Medya araştırmacısı Gábor Polyák, Magyar Narancs’ta AB’nin medya özgürlüğü yasasının Macaristan için çok geç kaldığından yakınıyor:
“Macaristan’da medya sistemini siyasetin kontrolü altına alma süreci tamamlanalı çok oldu. Bir takım bağımsız medya kuruluşları hâlâ hayatta kalmaya çabalasa da bu yalnızca Fidesz’in çizdiği çerçeve dahilinde gerçekleşiyor. Polonya örneğinde de açıkça görüleceği üzere, bu gidişatı tersine çevirmenin kolay bir hukuki yöntemi yok. Bunun için en az üçte ikilik bir sandık devrimi yaşanması [muhalefetin üçte iki çoğunluğa sahip olması] gerekiyor. Fakat AB’nin medya özgürlüğü yasası yine de Fico, Kaczyński, Janša, Babiš, Wilders, Kickl ve Le Pen gibi isimlerin işini zora sokabilir. Macaristan’ın bu konudaki rolü ise ne yazık ki uzmanlık bilgisi sağlamakla sınırlı.”
Daha güzel günler kapıda
İsviçre Gazeteciler Cemiyeti’nin eski genel sekreteri Dominique Diserens, Le Temps’de yayınlanan mektubunda medya çalışanlarına umut veriyor:
“Halihazırda nahoş bir vaziyettesiniz. Yeniden yapılanmaların biri diğerini izliyor. ... Yine de bilmelisiniz ki, yasama düzeyinde buna mukabil planlar yapılıyor. Öncelikle, medyaya devlet desteği geliyor. ... Öte yandan, yayıncıların yükünü hafifletecek ve gazetecilere ilave bir ücret de getirecek ‘ilişkili koruyucu haklar’ yönünde bir planlama yapılıyor. ... Yapay zekâyla bağlantılı da bazı iyileştirmelere gidilebilir. ... Çalıştığınız sektörde her şey hızla değişiyor ve şimdilik işiniz biraz zor gözüküyor olabilir, ama daha güzel günler kapıda.”