Kuzey Makedonya'da seçimler: Avrupa'dan uzaklaşılacak mı?
Sağ muhafazakâr VMRO-DPMNE, Kuzey Makedonya’daki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini net bir zaferle tamamladı. Eski muhalefet partisi, kampanyasında AB şüphecisi ve milliyetçi söylemleri öne çıkarmış, Kuzey Makedonya ismini değiştireceklerini ve Bulgaristan’la yapılan komşuluk anlaşmasını feshedeceklerini vadetmişti. Yorumcular, iktidar değişikliğinin uluslararası siyasete olası yansımalarını tartışıyor.
Brüksel'i bekleyen yeni zorluklar
Ukrayinska Pravda, Kuzey Makedonya'nın AB yolunda daha fazla engelle karşılaşmasından endişe ediyor:
“VMRO-DPMNE, 'ılımlı Avrupa şüphecileri' saflarındaki yerini alacak ve AB'ye üyelik sürecinin tatsız tavizler verilmeden tamamlanmasını isteyecektir. Tam da bu gerekçeyle, mevcut hükümeti bir muhalefet partisi olarak hem Yunanistan ile yapılan anlaşma hem de Bulgaristan ile varılan uzlaşma nedeniyle eleştirdiler. VMRO-DPMNE, Bulgaristan ile yapılan anlaşmanın gözden geçirilmesi için baskı kuracağını şimdiden söyledi. Bunun, Bulgaristan'ın taleplerinin temelsiz olduğunu kabul eden, ancak Kuzey Makedonya'nın Avrupa yanlısı hükümetini savunması için Sofya'ya baskı uygulayacak kadar ileri gitmeyen AB için önemli bir sorun haline gelmesi muhtemel. Brüksel, Avrupa şüphecisi bir hükümet için bunu yapar mı?”
AB'nin şaşırmasına lüzum yok
Frankfurter Rundschau'nun Balkanlar muhabiri Thomas Roser'a göre milliyetçi sağa kayışta AB'nin de suçu var:
“AB ortakları, adını değiştirmek zorunda kalan aday ülkeye yıllardır yardım etmedikleri gibi sürekli engel çıkardılar ve 2005'te startı verilen üyelik maratonunu geciktirdiler. Fırsatları bile isteye kaçıranlar, sonuçlarına şaşırmamalı: Yalnızca AB üyesi komşuları Bulgaristan ve Yunanistan değil, Paris, Lahey ve Alman CDU/CSU içindeki kötü şöhretli genişleme engelleyicileri de, Budapeşte'nin yanı sıra Pekin ve Moskova'nın Üsküp'te daha fazla nüfuz kazanması halinde dönüp kendilerini suçlamalı.”
Ufukta kara bulutlar var
Capital web portalı Atina’yla ilişkilerin kötülemesinden endişe ediyor:
“Yalnızca 1,8 milyon nüfusa sahip ve umutların AB perspektifiyle yeşerdiği bir ülkede, son yıllarda ekonomide yaşanan durgunluk hayal kırıklığı ve öfke yaratarak yeni gerilimlerin yolunu döşedi. Seçimler, Atina ve Üsküp arasındaki ilişkiler konusunda ‘havanın bulutlandığının’ habercisi oldu. ... [Müstakbel Cumhurbaşkanı] Siljanovska-Davkova ve [VMRO-DPMNE lideri] Mickoski, ülkelerinin adının önündeki ‘Kuzey’ ekini kullanmayacaklarını ilan etti. Bu revizyonist girişimleri elbette Prespa Anlaşması’nın hukuki bağlayıcılığıyla çelişiyor. ... Ancak sırf bu kullanımın ülke içinde yayılması dahi Atina’nın ilişkileri dondurmasına yetecektir.”