AfD’den Avrupa Parlamentosu'nda yeni grup
AfD’li milletvekilleri, ID grubundan atıldıktan sonra Avrupa Parlamentosu’nda grupsuz kalmıştı. Avrupalı büyük sağcı partiler yeni parlamentoda da Almanlarla işbirliğine gitmek istemedi. Şimdi ise -Maximilian Krah’ın aralarında olmadığı- 14 AfD üyesi, yedi ülkeden on bir milletvekiliyle bir araya gelerek “Egemen Ulusların Avrupası” adını verdikleri yeni bir parlamento grubu kuruyor.
Doğu Avrupalılarla yolları kolay kesişmez
Yeni grup önemsiz bir ayrıntıdan ibaret olacak, diyor Lidové noviny:
“Çekya’nın da dahil olduğu ülkelerden birkaç küçük radikal partinin katıldığı bu proje izole kalacak. Büyük partiler, grubun parlamentoda önemli makamlar elde etmesine izin vermeyecek. Grubun kendisi de AB ve NATO karşıtı retorik eleştiriler dışında herhangi bir müşterek politikada buluşamayacak. Doğu Avrupalılara yönelik küçümseyici tavırlarıyla AfD’nin Polonya, Çekya ya da Baltık devletlerinden milletvekilleriyle işbirliği yapması zor. Üstelik, kimi AfD üyeleri belli ki Nazilerin politikalarında bir hayır var sanıyor.”
Polonyalı milliyetçiler dikkatli olsun
Polonya’daki milliyetçi Konfederacja partisi bölünmüş durumda; kimi milletvekilleri gruba dahil olurken, diğerleri dışarıda kalmayı tercih etti. Rzeczpospolita şu yorumda bulunuyor:
“AfD’nin programı pek çok bakımdan Polonya’nın çıkarlarına külliyen aykırı. Polonya’nın çıkarlarına karşı bir partiyle bunlar savunulamaz. Neden mi? Öncelikle, AfD’li siyasetçiler kimi zaman Polonya’nın egemenliğine mutlak temel teşkil eden Oder-Neisse hattının dokunulmazlığını sorgulamaya kalkıyor. AfD ayrıca apaçık Rusya yanlısı bir parti. Alman milliyetçiliği kültünün arkasında ve aynı zamanda da Rus emperyalizmine sempati beslediğini gizlemiyor - Polonya için akla gelebilecek en kötü kombinasyon bu.”
Yıkıcılıkta birleşiyorlar
Frankfurter Rundschau, aralarındaki farklılıkların aşırı sağcı kampı zayıflatacağına inanmıyor:
“Aşırı sağcıların, siyasi hedeflerine ulaşmak uğruna eninden sonunda işbirliği yapmayacağını sanmak saflık olur. Kendi çıkarlarına hizmet edecekse birbirlerinden ayrışmayı ve güçlenmelerini sağlayacaksa ortak hareket etmeyi bileceklerdir. Strazburg ve Brüksel için bu çıkarlar zaten yapıcı çalışmalarda yatmıyor; Avrupa düşmanları ne de olsa bu yöndeki her girişimi ellerinin tersiyle reddediyorlar. Sandalye sayıları elverdiği ölçüde ilerici politikaları engelleyeceklerdir - hangi parlamento grubu çatısı altında olurlarsa olsunlar.”