AB Komiseri Breton'dan Elon Musk'a fırça
AB Komiseri Thierry Breton X üzerinden yayınladığı bir mektupla Elon Musk’a, internette nefret söyleminin ve şiddet çağrılarının yayılmasına karşı Avrupa yasalarını ihlal etmeme uyarısında bulundu. Breton açıklamasında, Musk’ın Büyük Britanya’daki şiddet olayları hakkında X’te paylaştıklarına ve “seçim konulu mülakatlarına” atıfta bulundu. Peki bu iyi bir fikir miydi?
Haddini aştı
NRC, Breton’un Musk uyarısında fazla ileri gittiği kanısında:
“Dezenformasyona yönelik hukuki soruşturma ile devlet sansürü arasında çok ince bir çizgi vardır. Breton, yaptığıyla bu çizgiyi daha da inceltmiş oldu. ... Algoritmalar sayesinde muazzam ve eşsiz bir erime ve güce sahip olan Musk, siyasete alenen ve aktif bir şekilde müdahale eden ilk Anglosakson medya kralı değil. Musk, ‘dijital köy meydanını’ dar kafalıların vahşi okul bahçesine dönüştürüyor. Thierry Breton kendisini bu dinamiğe kaptırmamalı. Aksi takdirde, bu gidişata karşı bir şeyler yapma konusunda kendi elini zayıflatmış olur.”
Otoriter girişimler doğru değil
Svenska Dagbladet şaşkın:
“Burada kabalığı yapan, bürokrat dilini ustalıkla kullanan Fransız ve kendisinin sınırların ötesine geçen bu formülasyonlarını eleştirmek için her türlü nedene sahibiz. İsveç hükümeti, Komisyon’un bir başına giriştiği bu otoriter yöntemlerini desteklemediğini açıkça ilan etmeli. ... En kötü senaryo ise Breton’un, AB’nin hoşuna gitmeyen siyasi adaylarla görüşmeyi kesebileceği ve itaat etmeyen ya da uyum göstermeyen aktörleri cezalandırabileceği görüşünde ciddi olması. Eğer böyleyse, Trump’ın ajandasıyla nahoş paralellikler var demektir.”
İfade özgürlüğü rahatsız edici görüşler için de geçerlidir
De Morgen uyarıyor:
“Avrupa Komisyonu’nun medya platformlarını önleyici sansürle tehdit ettiği bir noktaya geldik. Bir diğer deyişle: Demokrasiyi koruyacağız diye onun temellerine saldırmaktan çekinmiyoruz. Avrupa kaygan buz üzerinde yürüyor. Neyse ki Komisyon da bunun farkına vardı ve Breton’a müdahale etti. İfade özgürlüğü salt aynı fikirde olunduğunda değil, bilhassa şok edici, hasmane ve hatta iğrenç görüşler için de geçerlidir. Bu anlayışı terk edersek, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmış oluruz.”