Ortadoğu'da barışa giden yol nereden geçiyor?

İsrail, 7 Ekim katliamı ve Hamas’ın saldırısından beri Gazze’de bu terörist gruba ve şimdi de Lübnan’da Şii İslamcı Hizbullah’a karşı askeri mücadele yürütüyor. Ortadoğu’daki çatışmanın etkileri bütün bölgede hissediliyor. Avrupa medyası, bu çatışmalar yumağını çözmenin yollarını tartışıyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Gazeta Wyborcza (PL) /

Geçici yönetim mantıklı bir yaklaşım olabilir

Gazeta Wyborcza, uluslararası güçlerin arabuluculuğuna ihtiyaç olduğu kanaatinde:

“İsraillilere ve Filistinlilere barış şartları dayatılmamalı, ancak dışarıdan yardım almadan da bu iş çözülemeyecek. Yönetimin, İsrail ordusundan Batı Şeria ve Gazze'deki Filistin kurumlarına devredilmesini kolaylaştırmak adına, uluslararası bir geçici yönetim mekanizmasına ihtiyaç var. ... Böylece yolsuzluk ve demokrasi eksikliği için İsrail işgali bir bahane olmaktan çıkar. Dahası, çatışmanın çözümü her iki taraftaki aşırılık yanlılarının oksijenini keser.”

Capital (GR) /

Arap ülkeleri tutumlarını değiştiriyor

Çevrimiçi portal Capital, Suudi Arabistan'ın rolüne dikkat çekiyor:

İran’ın Hizbullah gibi örgütler aracılığıyla çatışmalara müdahil olması, savaşın boyutunu bölgesel bir seviyeye taşıyor. Tahran, Hizbullah’a olan desteğini açık bir şekilde sürdürürken, İsrail'e karşı tehditlerini de devam ettiriyor. ... Son yıllarda, kimi Arap ülkeleri İsrail ile yakınlaşarak İran'ın bölgedeki nüfuzunu zayıflatmaya başladı. Örneğin Suudi Arabistan, artık daha tarafsız bir politika izliyor. ... Geçtiğimiz hafta sonu Suudi Arabistan’ın, Filistin devletinin kendi güvencesi altında kurulmasını öngören bir barış anlaşması önerdiğine dair söylentiler yayıldı. Bu doğrulanırsa, bölgedeki dengeler kökten değişebilir.”

Radio Kommersant FM (RU) /

İran savaşa yeni bir boyut katıyor

Radio Kommersant FM, Tahran’ın da dahil olmasının Ortadoğu’da kalıcı değişikliklere yol açabileceğini öne sürüyor:

“Tarafların kararlılığı ve Hizbullah ile Hamas’ın baş destekçisi İran’ın sürece müdahil olması buna işaret ediyor. Tam da bu durumun, çatışmayı yaşananların sürekli yinelendiği sonsuz bir döngüden çıkarma ihtimali ise göz ardı edilmemeli. İran, vekillerinin aksine paramiliter bir grup değil, bir devlet. İsrail son olarak 50 yıl önce, 1973’te başka bir ülkeye savaş açmıştı.”

Le Point (FR) /

Yalnızca mollaların düşüşü barış getirir

Filozof Pascal Bruckner, Le Point'da İran rejimine karşı kararlı bir şekilde harekete geçilmesi gerek, diyor:

“İran, Yahudi devletine karşı 'Direniş Ekseni'ni kurduğundan beri, Hamas, Hizbullah, Husiler gibi vekilleri, Filistinlilerin kaderine kayıtsızlık göstererek ve akıl hocalarının emperyal çıkarlarını gözeterek, bölgeye durmaksızın yalnızca ölüm tohumları ektiler. ... Tahran'da halkını katleden, kadınları darağaçlarında sallandıran ve muhaliflerine zulmeden rejime son vermenin zamanı geldi. Bu rejimin yıkılması, Filistinliler ile İsraillilerin uzlaşması yolunda önemli bir adım olacaktır.”

Karar (TR) /

İki devletli çözüm için baskı yapılmalı

Karar, ortak hareket edilmesi gerektiği görüşünde:

“Savaşa son verilmesini samimi olarak isteyenlere düşen bir görev var: Şimdiye kadar savaşın devamına sözlü olarak ve madden destek vermiş ABD, İngiltere ve Almanya gibi Batılı ülkelerin liderlerini, ‘iki devletli çözüm’ için İsrail’e baskı yapmaya zorlamaları. Kenarda sessiz kalmayı yeğlemiş Rusya, Çin, Ürdün, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerin liderlerini de, ‘iki devletli çözüm’ için Hamas üzerinde ağırlıklarını kullanmaya, savaşa son verilmesini samimi istediği bilinenler zorlayabilirler. Çözüme yanaşmayanlar bu ortak çabayla devre dışı bırakılabilir.”

Der Spiegel (DE) /

Gerekirse Netanyahu ile aranız açılsın

Der Spiegel, Batılı ortakların artık Netanyahu’yu yarım ağızla uyarmaktan fazlasını yapması gerektiği görüşünde:

“Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hafta sonu siyasi çözüm fikrine geri dönme ve ‘Gazze’deki savaşta kullanılan’ silahların tedarikine son verme çağrısında bulundu. Macron, Lübnan’ın ‘yeni Gazze olması’ korkusu taşıyor. Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, ama en başta da ABD bu talebi desteklemeliler. İran’a karşı müşterek duruş sergilerken, İsrail’i de net bir dille ılımlı olmaya ve müzakere masasına dönmeye davet etmeliler. Gerekirse silah tedarikini de durdurmalılar. Netanyahu ile araları açabilir belki ama bu sayede İsrail halkına faydaları dokunmuş olur.”