Budapeşte'den onur yürüyüşlerine karşı sert tedbir

Macaristan onur yürüyüşlerini yasaklamak istiyor: Parlamento, iktidardaki Fidesz partisinin LGBT buluşmalarını yasadışı ilan eden, yüz tanıma yöntemiyle belirlenecek katılımcılar için de 500 avroya varan para cezaları öngören yasa tasarısını kabul etti. Yorumculardan tasarıya sert eleştiri var.

Tüm alıntıları göster/kapat
Der Standard (AT) /

Orbán gericiliğin bayraktarı

Der Standard’a göre Macaristan hükümetinin yaptığı temel insan haklarını kısıtlamak:

“Moskova ve Washington’daki woke karşıtı kültür savaşçılarının, kimlikçilerin, FPÖ ve AfD’nin kutlama yapması için bir başka neden daha. ... Macaristan’da LGBT yürüyüşlerinin yüz tanıma tedbirleriyle kontrol edilecek ve ihlal edenler para cezasıyla cezalandırılacak şekilde yasaklanması aynı zamanda bir mesaj da. ... Viktor Orbán bu yasakla, Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin başbakanı olarak bir AB ülkesinde ne denli gerici şeylerin mümkün olabileceğini destekçilerine göstermek istiyor. Macaristan, Orbán liderliğinde yıllarca Avrupa’nın iltica yasalarını görmezden gelmişti ve şimdi de cinsel azınlıkların toplanma hakkını ellerinden alıyor.”

Népszava (HU) /

Gözünü daha da doğuya dikti

Népszava, Macaristan hükümetinin Çin’deki gözetim devleti anlayışına özendiği eleştirisinde bulunuyor:

“İktidar partisi Fidesz’in demokratik sistemlerin payandalarından olan toplanma özgürlüğünü hiç olmadığı kadar hızla ortadan kaldıracağı kimin aklına gelirdi? … Doğulu olmayan diktatör Orbán yine Rusların bir yasasını kopyaladı, ama bu kez gözünü daha da doğuya, Çin’e dikti. Toplanma yasasındaki değişiklik sadece organizatörleri değil, aynı zamanda yüz tanıma sistemleriyle otomatik olarak tanımlanacak olan tüm toplananları da suç kapsamına alıyor. Bu başlı başına Çin’e özgü bir yöntem: Ülkede her yeri kapsayan kameralar ağıyla sıradan yurttaşlar izleniyor ve kontrol altında tutuluyor.”

Aftonbladet (SE) /

Macaristan istiyorsa Rusya'ya dahil olabilir

Aftonbladet, Başbakan Orbán'ın nerede durduğu ve nereye ait olduğu günden güne netleşiyor, diyor:

“AB'de öfke büyük ama baskılar devam ediyor. LGBT karşıtı yeni yasanın ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve toplanma hakkı gibi unsurlar da dahil Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal etmesi muhtemel. Moskova kadınlara da baskı uyguluyor, LGBT bireyler ile diğer azınlıklara zulmediyor. Bu açıdan Kremlin’in politikası, Macaristan’ınkine hayli benziyor. Macar halkı AB’nin bir parçası, ancak Bay Orbán değil. ... Belki de Donald Trump’ın sık sık yaptığı gibi bir takas önermeliyiz: Rusya Macaristan’ı alır, AB de Ukrayna’yı. Bu takasa da 'Anlaşma Sanatı' adını veririz.”