AB BDT'den daha başarılı
Lidové noviny, Sovyetler Birliği'nin 25 yıl önce dağılmasının ardından Bağımsız Devletler Topluluğu kurulduğunu, ama buna rağmen bugün sadece bir Rus imparatorluğundan söz edildiğini söylüyor:
“Entegrasyon bu imparatorluğu hiç ilgilendirmedi. Her zaman müttefik değil, kendine bağımlı devletlerden yana oldu. BDT teoride hala var, ama artık sadece uzmanların gözünde. 1992 yılından başlayarak her BDT üyesi kendi başının çaresine baktı. Ermenistan, Türkiye'ye karşı koruyucu bir güç olarak hala Rusya'nın yanında yer alıyor. Gürcistan Rusya'nın Güney Osetya'yı işgalinin ardından 2008'de BDT'den ayrıldı. Ukrayna ise BDT anlaşmasını zaten hiç imzalamamıştı. ... AB'yi pek çok konuda suçlayabiliriz. Ancak Sovyetler Birliği sonrası ortaya çıkan ülkelerin entegrasyonuyla karşılaştırıldığında AB gerçek bir başarı hikayesidir. BDT'de gönüllü bir işbirliğinden söz etmek mümkün değil. Bugün olan, Sovyetler Birliği'nin enkazı üstünde yeni bir Rus imparatorluğunun yükselmesidir.”
Putin Rusların nostaljisini kamçılıyor
Anketlere göre SSCB'nin dağılmasından 25 yıl sonra dahi Rus halkının yarısı hala yas tutuyor. La Vanguardina bunun nedenlerinden birinin de Vladimir Putin olduğunu düşünüyor:
“Putin bu duyguların pekala farkında ve saldırgan bir dış politika gibi unsurlarla bunları canlı tutmaya çalışıyor. Böylece dikkatsiz yurttaşlarına Rusya'nın gerçekte olduğundan daha güçlü olduğunu göstermek istiyor. Nitekim Kırım'ın ilhakı, Doğu Ukrayna'ya saldırılar, Baltık ülkelerine yönelik tehditler, NATO'nun kışkırtılması, Suriye'deki katliamda üstlenilen rol ... Putin uluslararası camiada yarattığı gerilimle korkunç ekonomik koşullar yüzünden kaybettiği sempatinin bir kısmını geri kazandı. Ama buna rağmen hükümetinin imajını kurtarması mümkün değil. Geçmişe dair o kadar çok zaafı var ki, dünyaya ve Ruslara gerçek anlamda daha iyi bir gelecek sunması imkansız görünüyor.”