Amnesty Esad'ı toplu idamla suçluyor
Uluslararası Af Örgütü'nün bir raporuna göre, Suriye rejimi 2011-2015 yıllarında 13 bine yakın insanı Saydnaya hapishanesinde idam etti. İsnat edilen korkunç suçların delillerine işaret eden yorumcular, Esad ve diğer sorumluların mutlaka cezalandırılmasını talep ediyor.
Baskıcı mekanizma yıkılmalıdır
Batılı ülkeler, Suriye'de muhalif oldukları gerekçesiyle insanlara işkence edilmesine göz yummamalı uyarısında bulunuyor, Tages-Anzeiger:
“Irak felaketinden çıkarılabilecek derselerden biri de, Suriye'de devlet yapısının korunması gerekliliğidir. Ancak farklı istihbarat örgütlerinden oluşan bu baskıcı yapı yıkılmazsa, bu cinayet makinesinin sorumlularından hesap sorulmazsa, o zaman ulusal bir uzlaşma, kalıcı bir barış nasıl tesis edilebilir ki? Suriye'de barış için müzakere eden taraflardan hiçbiri, Rusya ve İran da binlerce tutuklunun kaderini sürekli olarak gözardı edemez. Bunlar Kızılhaç'ın cezaevlerine girebilmesini garanti altına almalı ve Suriyeli istihbarat örgütlerinin artık hiçbir tutukluyu kaybetmemesi ya da bunlara işkence etmemesini sağlamalıdır.”
Esad IŞİD'ten daha büyük bir katil
Helsingin Sanomat, Esad'ın müttefikleri, hükümet birliklerinin işlediği savaş suçlarını görmezden gelmemeli, diyor:
“Suriye ordusu ve onu destekleyen silahlı grupların son beş yılda sivillere uyguladıkları vahşet ve işledikleri savaş suçları saymakla bitmez. Ama Esad tek bir suçunu kabul etmiş değil. Yaptıklarını inkarda ısrar etmesinin nedeni, Donald Trump'ın başkan olduğu Amerika'nın ve Rusya'nın kendisinin yarattığı korku iktidarına izin vereceklerine inanması. Esad bunun nedeni olarak birlikte mücadele ettikleri IŞİD'i gösteriyor. IŞİD korkunç bir örgüt tamam, ama Uluslararası Af Örgütü'nün raporundan biliyoruz ki, Suriye'nin parçalanmasının ana sorumlusu Esad birlikleridir. ”
Nürnberg'ten bu yana en ağır deliller
Dünya ülkelerinin Esad'ın uluslararası bir ceza mahkemesi önünde hesap vermesi için elinden geleni yapması gerektiğini vurguluyor, The Guardian:
“Suriye Devlet Başkanı, IŞİD teröristlerine verilecek cevap değil. Daha çok onun şiddeti, sorunun en büyük parçasıydı. Kısmen Britanya tarafından finanse edilen bir STK olan Commission for International Justice and Accountability (Uluslararası Adalet ve Sorumluluk Komisyonu), Suriye'de işlenen uluslararası suçların delillerini toplayabildi. Araştırmacıların binbir tehlike ve kişisel riski göze alarak topladığı yüzbinlerce sayfayı aşan bu deliller, [2. Dünya Savaşından sonra Nazilerin yargılandığı] Nürnberg Mahkemeleri'nden bu yana en ciddi suç delillerini oluşturuyor anlaşılan. Esad'a dava açılması henüz çok uzak bir gelecekteyken, iki açıdan önemli: Esad'ın Saydnaya cezaevindeki kurbanları adalet hakediyor ve gelecekteki acımasız diktatörlere de gözdağı verilmesi gerekiyor.”