Ucuz havayolu şirketlerinin zaferi
La Repubblica'ya göre Alitalia'nın iflası ucuz havayolu şirketlerinin yarattığı rekabetten kaynaklanıyor:
“Ucuz havayolu şirketlerinin modeli, en azından eski kıtada büyük bir zafer kazandı. Tepeden tırnağa yenilenmeyi, reform yapmayı göze almadan ucuz havayollarıyla rekabet etmek isteyen şirketler, kaybetmeye mahkumdur. ... Lufthansa, Air France ve benzeri şirketlerle uzun mesafe uçuşlarında rekabet edemeyecek kadar küçük olan Alitalia tam da buna kalkıştı ve sonucu hüsran oldu. ... AB'nin gökyüzünün şanlı havayolu şirketleri, bileğini bükemedikleri ucuz havayollarını taklit etmeye karar verdi. Iberia ve British, Vueling'i kurdu, Lufthansa ise Eurowings ile ve Air Berlin'i satın alarak iç piyasayı hava 'korsanlarının' durdurulamaz saldırılarına karşı tutmaya çalışıyor. ... Ucuz havayolları modeli her geçen gün daha çok yaygınlaşıyor. Kırk yılın başı kendi borusu öten tüketiciler için sevindirici bir haber bu.”
Hatalar zincirinin mantıklı sonucu
İtalya, iflasın eşiğinde bulunan havayolu şirketi Alitalia'da kendi suretini görüyor, diye yazıyor Tagesanzeiger:
“Siyasi sisteme uygulanmak istenen büyük revizyonun reddinde bir kez daha görülen, reforma kapalılık tutumu; küreselleşmeden kaynaklanan ve ulusal düzeyde durdurulamayacak yeniliklere karşı kuşkuculuk. Rekabet edebilmek için günümüzün getirdiği meydan okumalara göğüs gerebilmek gerek. Ancak Alitalia, sanki başka bir dönemde yaşıyormuş gibi davrandı daima. Kurtarma planına verilen net 'hayır' cevabı, 'Messaggero'ya göre şirketin gerçeklikle bağının koptuğunun son emaresi oldu. 'Bugün yaşanan bu akıl tutulması, şirketin tüm tarihini temsil ve bir dizi hatanın son halkasını teşkil ediyor.' [Roma'da yayınlanan Messaggero gazetesinden alıntı] Velev ki, şirketin bir B planı olsun. Ya da C ya da D, hatta E planı.”
İtalya'nın uçan demiryolları
Presse gazetesi, Alitalia modelinin zamanın gerisinde kaldığı düşüncesinde:
“Hükümetler tarafından korunan ve kudretli sendikalarca rekabete kapatılan ulusal ulaştırma kuruluşlarının miadı, en azından Avrupa'da doldu artık. Bunu kabullenmeyenler, er ya da geç gerçekliğin beton gibi sert zeminine kafaüstü çakılacaktır. Havacılıkta bu eğilim yıllardır görülmekteyken, (kamyonlar kuzey kutbundan Sicilya'ya kadar engelsizce dolaşırken, farklı sistemleri nedeniyle ulusal pazarın dışarı kapanmasına ve yeknesak bir iletişim dilinin yokluğu yüzünden inanılmaz bir pazar bölünmesi yaşayan) demiryollarında bu görgü henüz yerleşmiş değil. Böylesi bir ortamda, bir ayağı çukurda kabul edilen Alitalia'yı bir uçan demiryoluna çevirme çabasının vizyoner olduğunu söyleyemeyeceğiz.”
Alitalia tasfiye edilmeli
Neue Zürcher Zeitung'a göre İtalyan havayolu şirketi Alitalia'nın tasfiyesi kaçınılmaz:
“Alitalia'nın hali hazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değil, çünkü halkın duyduğu güveni yitirmiş durumda. Başbakan Paolo Gentiloni hayal kırıklığına uğramış İtalyan vergi mükelleflerinin Alitalia hakkındaki fikirlerinin değişmiş olmasını kolay kolay görmezden gelmek istemeyecektir. Tam olarak bilinmiyor ama geçtiğimiz 20 yılda Alitalia'nın vatandaşın 10 milyar avro tutarında vergisini yok ettiği söyleniyor. Brüksel'de subvansiyon olduğu izlenimi yaratan sermaye yapısının yeniden düzenlenmesi işlemlerine itiraz etmedi hiç. Hiç şeffaf olmayan bu oyuna bir de Alitalia yönetiminin yıllardır yıllık bütçesini ortaya koymamasını eklemek lazım. Bir de iyi haber: Alitalia olmazsa ülke dünyayla bağlarını koparmak zorunda değil. Ryanair İtalya'da da hızla büyüyor ve iki yıldır Alitalia'nın uçuş sayısını aşmış durumda.”
İtalyanların akıl dışı başkaldırısı
Çalışanlarının Alitalia'nın yeniden yapılanmasına karşı çıkmasının nedenleri mantıksızlık, yanlış hesap ve çocukça bir isyandı, diyor Avvenire:
“Hayır diyerek ücretini ve çalışma koşullarını iyileştireceğini düşünenler gerçekçi değil. Devletin havayolu şirketini kamulaştıracağını umanlar ise, yanlış bir hesap peşinde. ... Ve arabuluculuk ve uzlaşı yerine ütopik bir mantıksızlığı yeğleyenler isyan ediyor. Son aylarda hızla yayılan ve çelişkili olsa da 'anayasa reformuna hayır' kampanyasında ifade bulan bir başkaldırı hareketi bu. Akıl dışılıkla kalmayıp, hesaplaşmaktan ziyade değişim öneren siyasi temsilcilerin rolünü ve nedenlerini reddeden bir isyan.”