May hükümeti ne kadar dayanır?
Büyük Britanya'daki erken seçimlerde Başbakan May'in hesabı çarşıya uymadı. AB'den ayrılma müzakereleri öncesi elini güçlendirmek üzere koltuk sayısını arttırmak yerine, Muhafazakarlar parlamentodaki mutlak çoğunluğu da kaybetti. Yorumculara göre ring hakemi May için saymaya başladı.
May sadece koltuğu dolduruyor
Handelsblatt'a göre içinde bulunulan çıkmaz sokaktan kısa ya da uzun vadedeki tek çıkış yolu erken seçimler:
“Önümüzdeki aylar boyunca May, kendi tetiklediği kaosun içinde boğulan ülkenin zayıf bir idarecisi olmakla yetinecek. Muhafazakarlar, May'in hükümet olarak gördüğü bu zayıf yapı yıkılır yıkılmaz onları seçime götürecek bir parti lideri bulana kadar May sadece koltuğu dolduracak. Bu süreç aylar olduğu gibi bir yıl da sürebilir. Ancak ne kadar çabuk olursa, ülke için o kadar iyi, çünkü May'in mart ayında Brüksel'e yaptığı resmi çıkış talebiyle başlattığı saat durdurulamaz şekilde çalışmaya devam ediyor. Büyük Britanya'nın 2019 ilkbaharına kadar AB'den çıkışı ve yeni ticaret ilişkilerini düzenlemiş olması gerekiyor.”
Kral katilleri pusuya yatmış
Theresa May, kaybettirdikleri kazandırdıklarından çok daha fazla bu zaferiyle Britanya tarihine geçecek, diyor köşe yazarı Ahto Lobjakes, Postimees'te:
“Kaçınılmaz sonun kokusu May'in üzerine sinmiş halde ve Büyük Britanya'nın rekabetçi siyaset kültüründe böyle bir özellik ölümcül sonuçları beraberinde getiriyor. Görevi hemen bırakmasa bile, Muhafazar Parti bir sonraki seçimlere May ile girmeyecektir. Twitter'da Muhafazakarlar için, 'Kral katilleri liderliğinde bir mutlak monarşi' yazan eski bir bakan, May'in karşısına her an yeni bir adayın çıkarılacağını düşünüyor. ... David Cameron'ın AB üyeliği hakkında referandum yapılması kararı aptalca olmakla beraber kaçınılmazdı. May ise böyle davranmak zorunda değildi. Onun stratejisi art niyetli hesap kitaplara dayanıyor.”
Brexit müzakerelerinde alametler kötü
İşçi Partisi'nin başarısı Brexit müzakereleri için iyi olmadı, diyor La Republica gazetesi:
“Britanya hala AB üyesi olsaydı, Theresa May'in siyasi yenilgisi Avrupa için müthiş bir zafer olurdu. Ama Londra artık Brüksel'in sıkı pazarlık yapabileceği bir partner olmadığı için, hiç kimsenin çoğunluğu elde edemediği bir parlamentoda Brexit müzakerelerinin başarısızlık ihtimali daha da artacaktır. Şayet İşçi Partisi lideri Corbyn Avam Kamarası'nda net bir zafer kazansaydı kartlar yeniden karılacak ve Birleşik Krallığın AB'den yumuşak bir geçişle ayrılması müzakere edilebilecekti. Ama bunların hiçbiri olmadı. İşçi Partisi'nin başarısı Avrupa-fobik bir popülizmin sonuna geldiğimizi gösteriyor gerçi, ama bir taraftan da Avrupa için güvenilir bir muhatap bulamama riskini arttırıyor.”
Britanya'da sular durulmayacak
Aftonbladet gazetesine göre, Britanya'nın AB'den ayrılma tiyatrosu seçimlerin ardından da sürecek:
“Asıl mesele en iyi ihtimalle zayıf bir Britanya hükümetiyle bir hafta sonra AB'nin müzakerelere başlayıp başlayamayacağı. ... Nasıl bir koalisyon hükümeti kurulacağını şimdiden kestirmek zor. ... Tıpkı Almanya'daki Sosyal Demokratlar'ın yaptığı gibi Corbyn siyasi bir intihara teşebbüs etmediği sürece, Britanya İşçi Partisi de muhafazakarla birlikte hükümet kurmayacaktır. May'in azınlık hükümeti kurabileceği iki parti de Brexit'e kesinlikle karşı. ... Theresa May'in bu gece ülkenin ihtiyacı olduğunu söylediği istikrar henüz ufukta bile görünmüş değil.”
Corbyn İşçi Partisi'ni tekrar sola döndürüyor
Hükümetin nasıl kurulacağından bağımsız olarak Jeremy Corbyn'in seçimlerden güçlenerek çıktığını söylemek mümkün, diyor eldiario.es:
“Britanya'nın kurt siyasetçilerinden Jeremy Corbyn, Tony Blair yönetiminde sağa kayan partiyi tekrar sosyaldemokrasi hattına sokan kişi olarak İşçi Partisi tarihine geçecek. İlk olarak Eylül 2015'te, ardından daha da güçlenerek 2016 yılında parti tabanı tarafından iki kez partinin lideri olarak onaylanan 68 yaşındaki Corbyn, geleneksel sosyalist ideolojisini, kendi parti grubundan gelen yoğun dirence ve muhafazakar basının tüm baskılarına karşın savunmayı başardı. ... Jeremy Corbyn'in en güçlü yanı, halka yakınlığı olduğu için, basın tarafından bir buçuk yıl boyunca topa tutulduktan ve parlamentoda kendi yoldaşları tarafından iğdiş edilmek istendikten sonra bu kampanyayla yeniden yıldızı parladı.”
Britanya demokrasisi canlandı
Seçim sonuçlarına bakıldığında, geleneksel siyasi düşünce kalıplarının Büyük Britanya'da da miadını doldurduğu görülüyor, diyor The Daily Telegraph:
“Kamulaştırma çağrısı yapmak, teröristlerle müzakere masasına oturmak, müdahaleci bir dış politikaya karşı uyarıda bulunmak ya da zenginlerin vergilendirilmesini istemek, seçmen tabanını kaybetmek anlamına gelmiyor artık. Muhafazakarlar açısından dehşet verici olan bu gelişme, demokratlar için iyi haber, zira her şeyin mümkün olduğunu gösteriyor. Nitekim Brexit oylamasının sonucu, Donald Trump ve Emmanuel Macron'un seçimlerinin verdiği mesaj da bu değil miydi? Bu kararların hepsi, seçmenlerin kitlesel olarak sola ya da sağa kaymasından çok, her şeyin kendi akışı içinde ilerlediğinin işaretiydi.”