Trump NATO ortaklarını rahatsız etti
ABD Başkanı Trump NATO zirvesinde, üye ülkelerin harcamalarını arttırmaması durumunda ABD'nin tek başına hareket edeceği tehdidini savurdu. Ancak zirve sonunda savunma ittifakına bağlılığını açıkladı. Öncesinde Almanya'yı Rusya tarafından kontrol edilmek ve onun esiri olmakla itham etmişti. ABD başkanının Brüksel'deki dengesiz çıkışlarının sonuçları ne olacak?
Küresel istikrar yıkıldı
Trump'ın davranışı nedeniyle dünya, küresel istikrar için gerekli temel koşullardan birini kaybetti, diyor Vedomosti:
“Soğuk Savaş, gerçek bir savaştan ziyade bir uluslararası ilişkiler sistemiydi. İki kutbun varlığı dünyadaki tüm devletleri SSCB'ye ya da ABD'ye referansla duruş almaya zorluyordu. Bu sırada kimse ideolojik kavganın incelikleriyle ilgilenmiyor, dost, düşman ve tarafsız olarak üçe ayrılması dünyanın daha kolay 'okunabilir' olmasını sağlıyordu. İlişkilerdeki kararlılık çok şey kazandırdı: Batı'ya silahlanma harcamalarından düşmanı sorumlu tutma fırsatını, SSCB'ye ise iç siyasette Batı'nın nifakçılığına atıfta bulunma imkanı! Ancak çok taraflı mutabakatlara katılmayı ilkesel olarak reddeden bir ABD başkanının ziyaretiyle bu referans sistemi artık sona erdi.”
Avrupa çatışmacı siyasetin risklerini taşıyor
AB başkanı getirdiği abartılı ve adil olmayan talepleriyle NATO zirvesinde Avrupalıları şoka uğrattı, diyor Aktuality.sk:
“Trump, Avrupalıların savunmaya daha fazla para yatırmaları gerektiğini birçok kez tekrarladı. Şimdiyse GSYH'nın yüzde dördünün savunmaya aktarılmasını istiyor. ... Böyle bir talep, Almanya, Danimarka, İtalya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeler için gerçekçi değil. Hatta bu oranı ABD bile ayıramaz. Hesap çok basit aslında: Amerikalıların talepleri abartılı ve adil olmaktan uzak. Soğuk Savaş ve ticaret yaptırımları politikası, Rusya veya İran nedeniyle oluşan histeri ve devasa bir silahlanma hamlesi Avrupa'nın çıkarına olmayacaktır. Böylesi çatışmalar Avrupa için bir risk, ABD için değil.”
Jeopolitik zorbalık
Diário de Notícias'a yazan siyaset bilimci Bernardo Pires de Lima'ya göre Trump hala bir iş adamı gibi davranıyor ve böylelikle ülkesine zarar veriyor:
“ABD başkanının Atlantik ötesi ilişkilere getirdiği baskı, zorbalığı andırıyor. ... Sadece tek bir mantığa göre hareket ediyor sanki, o da 'müttefikini' kırmak, küçültmek ve aşağılamak, sonrasında da bunu pazarlıkta koz olarak kullanmak. ... Donald Trump geçmişte olduğu iş adamı profilinden uzak bir izlenim yaratabilir ama 'iş mantığı' siyasi tutumuna da sızmış durumda. ... NATO ortaklarını ve Atlantik ötesi ittifakı hor görerek planını devreye sokuyor. Bu strateji Trump'a fayda sağlayabilir ama ABD için aynısının geçerli olmadığını söyleyebiliriz.”
NATO'nun alternatiflerini düşünelim
Kurier'e göre Donald Trump'ın NATO zirvesindeki dengesiz tutumu, Avrupa savunma ittifakının aklını başına getiren bir an olmuş olmalı:
“Trump şimdi Avrupa'dan çıkmak isterse, hatta ittifakın çekirdeği olan, 5. maddeye göre destek yükümlülüğüyle oynarsa Avrupalılar o zaman başka alternatifleri düşünmeye başlamalı. Trump tehditlerini, dün öğleden sonra biraz yumuşatmış olsa da kimse ona güvenemeyeceğini biliyor, o günler geçti artık. Artık ancak arkasından dua edilebilir, ki o da uzun vadede yetmeyecektir. Bir zamanlar Batı Avrupa Birliği (WEU) adı altında, hiçbir zaman bir fikir olmaktan öteye geçemeyen bir Avrupa savunma ittifakı vardı. Şimdiyse AB içinde ortak bir güvenlik ve savunma politikası var ama arkasında herhangi bir strateji yatmıyor. Avrupalılar, Trump'ın güvenilmez, yanardöner politikasından daha bariz bir uyarı almayacaktır.”
Trump müttefiklerden biri olduğunun farkında mı?
Trump NATO zirvesindeki çıkışıyla bir kez daha etrafı kırıp döktü, diyor NRC Handelsblad:
“Trump, sanki Avrupalıların giderlerini arttırmalarını sağlayan kendisiymiş gibi davranıyor. Bunu büyük bir hevesle yapmaya çalıştı ama gerçek bu değil. Asıl gerçek, Trump'ın baskısı sayesinde Avrupalıların daha şimdiden daha çok harcıyor olması. Bu açıdan bakıldığında başkanın uyguladığı baskı etkili ve NATO'nun işine geliyor. Ama dünyanın en kudretli insanının gerçekleri pek de ciddiye almaması kaygı uyandırıcı. ... Önce müttefiklerini rezil etti, sonra onlar hakkında yalan yanlış bilgi yaydı. Dost ve müttefik sözcüklerinin anlamını gerçekten biliyor mu? Bu önemli bir soru, zira pazartesi günü Helsinki'de yapılacak [Putin'le] buluşmada 'bizim adamımız' o.”
Avrupa NATO ile Rusya arasında seçim yapmalı
Radio Kommersant FM, Trump'ın eleştirisini haklı buluyor ve bunu derin bir krizin semptomu olarak görüyor:
“Durum gerçekten de tuhaf: NATO temsilcilerinin Rusya'nın yarattığı tehdit ve Rusya'nın Batılı demokratik değerlere sahip olmadığı ve her fırsatta demokrasilere saldırdığı hakkında konuşmadığı tek bir gün bile geçmiyor. Ancak aynı şey enerji tedariki için geçerli değil. ... Eski Dünya'nın bir seçim yapması gerekiyor: Ya NATO'dan ya da uygun bir ortak olarak Rusya da vazgeçmek zorunda. Ne de olsa parayı veren düdüğü çalar, tersi değil. ... Eski Dünya'nın kafası karışık, ne istediğini nereye gittiğini bilmiyor ve ne sığınmacılarla, ne Ukrayna'yla ne de Rusya'yla ilgili olarak karar almaktan çekiniyor. Böyle bir şeye dense dense 'kriz' denir.”
Trump dobra dobra konuşuyor
Nihayet birileri Almanya'nın dış politikası konusunda açık konuşuyor, diyor wPolityce:
“İster Avrupa Birliği içinde isterse NATO'da bugüne kadar kimse, Almanya'nın tutarlı şekilde uyguladığı 'standart'lar hakkında bu kadar açık konuşmuş değil. ... Almanya daha kısa bir süre öncesine kadar Rusya'yla birlikte Kuzey Akımı 2 boru hattını inşa etmenin sadece AB'yle dayanışmaya zarar vermekle kalmayıp Ukrayna'yı Rusya'nın rehinesi haline getirdiğini bile kabullenmek istemiyordu. ... Şimdiyse Almanya'nın ikiyüzlülüğü Başkan Trump tarafından, asıl NATO zirvesinden hemen önce ifşa ediliyor.”
Bir taktik olarak aşağılama
Buna karşın El País, Trump'ın üslubuyla bambaşka bir şeyi işaret ediyor:
“Donald Trump için Avrupa'nın hiçbir önemi yok. Avrupa'ya da başkalarına yaptığının aynısını yapıyor: Zafiyetlerini kullanmak, bölmek, aşağılamak ve sonunda karşındakini zayıf bir pozisyonda müzakere etmeye zorlamak. Kimbilir, belki de Avrupa'yı sonunda Putin'in ellerine teslim edecektir. ... Yedi günlük seyahati korkulduğu gibi, Almanya'ya ve Başbakan Merkel'e karşı utanmazca ve uygunsuz bir diplomasiyle başladı. Okul avlusundan bir benzetme kullanacak olursak, Trump okulun kabadayısı ve aynı zamanda (New York'un) Queens ilçesinin emlak simsarı olurdu. Trump'ın ilkeleri değil, kendi kişisel çıkarına hizmet eden hedefleri var. Birilerinin zafiyetine dikkat çekiyorsa, bundan faydalanmak istiyordur. Bu çıkışlarının her biri, bu aşağılama taktiğinin bir parçası.”
NATO'nun sonu
Milliyet, ABD ile Almanya arasındaki skandalın, NATO için sonun başlangıcı olacağını düşünüyor:
“Bu [Trump'a ait] konuşmada ortaya çıkan bir gerçek ABD’nin Rusya ile yapılan, başta enerji olmak üzere her türlü ticarete hangi gözle baktığı oldu. Eğer ABD Almanya’nın Rusya’dan enerji ithalatına 'Rusya’ya esir olmak' diyorsa, Rusya ile ortak ciddi bir hava savunma sistemi kurmakta olan Türkiye’ye hangi gözle baktığını kestirmek de kolaydır. Nitekim, Kongre’de Trump’a yakın milletvekili ve senatörlerin F-35 ambargosunu sağlamak için yaptıkları girişimler böyle bir bakış açısının ürünüdür. ... Batı ittifakı, sonun başlangıcında görünüyor.”