Glifosat davasında karar: Monsanto'ya 254 milyon ceza

Alman kimya holdingi Bayer, yeni iştiraki Monsanto'nun, adına sürdüğü kara lekeden uzun süre kurtulamayacak, diyor tagesschau.de:

“Bayer'in tarihi, ilaçların istenmeyen yan etkilerinden ötürü açılan uzun ve pahalıya patlayan davalarla dolu. Ancak bu günlerde yaşanacak bir deprem, bunların hepsinin önüne geçebilir. Üstelik Leverkusen'li şirket bu sorunu kendi elleriyle evlerine soktu. ... Amerika'da mahkeme jürileri, sıradan insanlardan kurulur ve bu jüriler bazen delillere dayanmayan duygusal kararlar verebilir. Bu yönleri itibariyle normal tüketiciye benzerler. Monsanto ve Bayer de bu davada işte bu insan faktörünü küçümsedi.”

Biyolog ve bilim muhabiri Łukasz Sakowski, Newsweek Polska'daki haberinde kararı şöyle değerlendiriyor:

“Bu karar, durumu bağlam içerisinde değerlendirebilecek yetkinliğe sahip ne bir bilim insanı ne de bir bitki koruma uzmanının yer aldığı bir mahkeme jürisi tarafından, davacının hastalığından duygusal olarak etkilenen insanların oylarıyla verildi. Karar ise tümöre glifosatın neden olduğu yönünde. ... Gerçekteyse glifosat, en iyi incelenmiş ve güvenli bitki koruma ilaçları arasında yer alıyor. Bitkilerde ve bazı mikroorganizmalarda rastlanan, ancak insanın da dahil olduğu memeli hayvanlar üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmayan bir enzimi bloke ediyor. Üstelik toksiklik derecesi, kafein, B1 ve D vitaminleri ya da Aspirin'den bile daha düşük olarak sınıflandırılmış.”

Tarım, tarım ilacı kullanımından kolay kolay vazgeçemez, diyor El País:

“Bu kavga bize, 20. yüzyılın sonunda tütün şirketlerinin kınanmasını hatırlatıyor. Tıpkı o zaman olduğu gibi yasal olarak bakıldığında asıl sorun, önemli araştırma sonuçlarının gizli tutulmuş olması. ... Ancak Monsanto ürünlerinden kolay kolay vazgeçemezsiniz. Tarım ilaçları olmadan tarımsal üretim ansızın (kimi durumlarda yüzde 90'lara varan oranda) düşüş gösterecektir. Gezegenimiz yoğun ziraat ve tarım ilacı kullanımı olmadan binlerce insanı besleyebilir mi? Greenpeace, bunun mümkün olduğuna inananlardan. Ancak halihazırda çözüm bu ürünlerin dikkatli kullanılması, hatta bazılarının yasaklanması ve daha az zararlı maddeler keşfedilene kadar tüketicilerin aydınlatılması.”

Fransa Çevre Bakanı Nicolas Hulot, tarım ilaçlarına kendi deyişiyle 'savaş açmak' istiyor. Le Monde bu konuda kuşkucu:

“Bu iddialı sözlerin asıl amacı, kamunun bu konuda ne kadar aciz olduğu gerçeğini gizlemek. Glifosat, her yerde iddia edilenin aksine zehirlerin en kötüsü değil. Daha büyük sorunlara yol açan çok sayıda başka pestisit var. Ancak Glifosat dünya üzerinde en çok kullanılan, her yerde rastlanan bir ilaç. Her ne kadar sebep olduğu zararlar her geçen gün daha görünür hale gelse ve daha iyi belgelendirilse bile, son yirmi yıl içinde büyük oranda müdahale edilmeyecek olan verimlilik odaklı tarımın temel taşı haline gelmiş durumda. Lobinin gücü güveni yıkıyor ve demokrasiye zarar veriyor.”

Tartışmalı bitki ilacının üzerinde yer alacak bir işaret, en azından tüketicinin bu ürünü kullanmaktan vazgeçebilmesini sağlayacaktır, diyor Irish Examiner:

“[Bitki ilacı Roundup'ın gerçekten kanserojen olup olmadığı konusundaki] Belirsizlik kendini, uluslararası örgütlerin aynı görüşte birleşememesinde gösteriyor. ... Buna benzer neredeyse her durumdaki gibi tüketici bir kez daha bir açmazla karşı karşıya: Kime inanacağız? Bu bağlamda tüketiciler en azından ürünün üretim sürecinde Roundup kullanılıp kullanılmadığını açıkça gösteren bir işaret talep edebilmeli. Roundup belki yasaklanmaz ama yasaklanmasını isteyenler insanlara en azından bu ilaçtan kaçınabilmeleri için bir imkan sunulmalı.”