Fransa içişleri bakanının istifası ne anlama geliyor?
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İçişleri Bakanı Collomb'un istifasını kabul etti. Collomb eylül ayı ortasında bir kez daha Lyon kentinin belediye başkanlığına aday olacağını, bu yüzden kabinedeki görevinden ayrılması gerektiğini açıklamıştı. Yorumcular, Macron'un kabinesine hakim olamadığını düşünüyor.
Macron'nun vaatlerinden geriye ne kaldı?
Fransa siyaseti istikrarlı olmaktan epey uzak, diyor Le Figaro:
“Emmanuel Macron tarafından göklere çıkarılan yeni dünya, son günlerde gözümüze oldukça yaşlı görünmeye başladı. Ağustos sonunda görevi bırakan Nicholas Hulot'nun ardından Gérard Collomb'un bir opera sahnesini andıran istifası eski zamanları, hükümetin kronik bir istikrarsızlık hastalığına kapıldığı IV. Cumhuriyet dönemini hatırlatıyor. ... Devlet başkanı tarihin sayfalarındaki bu tatsız benzetmenin yapılmamasını tercih ederdi herhalde. Ne de olsa bu, "adetleri ve yüzleri" değiştirmek isteyen birisi için can sıkıcı bir benzetme.”
Verimlilikten eser yok
Fransa cumhurbaşkanının zorda olduğunu düşünenlerden biri de Süddeutsche Zeitung:
“Macron diline pelesenk ettiği üzere, 'verimli' şekilde hükümet etmek istiyor. Ne var ki hükümeti daha şimdiden yedinci bakanını yıprattı. İçişleri Bakanı Gérard Collomb görevden ayrılışını bir pembe diziye çevirdi. Gereksiz gerginlikler, gece geç saatlerde varılan anlaşmalar. Bakan devasa görevlerle karşı karşıya olan bir bakanlığı, gözle görünür bir sıkıntı olmasa da terk ediyor. Fransa adil bir iltica sistemi bir yana, işleyen bir sistem bile inşa edemedi. Fransız polisi, son 20 yıldır yaşanan en büyük krizin içinde. Hal böyleyken bu sorumluluğu sırtlanmak yerine Collomb gitmeyi seçiyor. Macron'nun cumhurbaşkanlığı birçok şey olabilir ama verimli olmaktan çok uzak.”