Dünya İklim Paneli alarm zillerini çalıyor
Dünya İklim Değişikliği Paneli IPCC, dünyanın daha hızlı ısındığını ve bugüne kadar tahmin edilenden daha ağır sonuçları olacağını açıkladı. Ancak ısınmayı, sanayi öncesi yıllara kıyasla 1,5 santigrat derece düzeyinde tutmanın, "teknik ve ekonomik" olarak mümkün olduğunu da ekledi. Yorumcular bunun için yapılması gerekenleri inceliyor.
Demografi faktörü artık gözardı edilemez
Le Monde'a yazan bilim insanları, iklim değişikliğini sınırlama çabalarında demografinin gözardı edilmemesi gerektiğini söylüyor:
“Çevre ve demografi arasında hiçbir bağ yokmuş gibi davranılıyor. Oysa bu ikisi birbiriyle sıkı sıkıya ilişkili. Önümüzdeki yıllarda gelişmiş ükelerin önceliği, çevrenin korunması için daha çok çaba göstermek. Ancak orta ve uzun vadede (sanayi ülkelerinde, ama öncelikle gelişmekte olan ülkelerde) beklenen nüfus artışı ve kişi başı kaynak kullanımındaki önlemez yükseliş arasındaki denge, gezegenimizi gerçek bir felakete sürükleyecektir.”
Ormanlar daha yoğun kullanılmalı
Finlandiya, karbon depolanmasını engellememek için ağaç kesimini kısıtlamayı tartışıyor. Savon Sanomat, yaşlı ağaçları kesip yerine genç ağaç diken Finlandiya ormancılık ekonomisinin, en doğru iklim koruma yaklaşımını sergilediği görüşünde:
“[Böylece] Ormanlar yenilenmiş oluyor. Finlandiya orman ekonomisinde orman korunmuyor ya da müzeye çevrilmiyor. Böyle olması istendi gerçi ya da en kötü senaryoda iklim değişikliğiyle mücadele bahanesi altında yapılmak istenen bu olacak. Belki bunlara gerek bile kalmayacak, zira daha çok karbon depolamak ile daha yoğun bir orman ekonomisi birbiriyle çelişkili olmak zorunda değil.”
İklim koruması can yakacak
Rapor mevcut iklim politikasının iflasını gösterdi, diyor Die Presse:
“İklim değişikliği, buna şimdi sebep olmamız ama acısının sonradan çıkacak olması nedeniyle uğursuz. Ortak ikiyüzlü tavırlara neden olan bir tuzak bu. Siyasetçiler, soyut hedefler koyma 'cesareti' gösterdikleri için kendileriyle gurur duyuyor, ama bu hedeflere ulaşmanın bedelinden söz etmiyor. Bunun için gizli maliyetleri açığa çıkaran yeni bir vergi sistemi gerekiyor. Otomobilin lüks, uçak biletlerinin sadece 'mutlu bir azınlık' için olmasını talep edenlerin suyu ısınmış demektir. Dolayısıyla siyasetçiler kendi vizyonları içinde kayboluyor, elektrikli ulaşıma ilişkin kozmetik önlemlere yoğunlaşıp seçimlere kadar kulaklarının üzerine yatıyorlar. Tam bir 'Bizden sonra tufan' mantığı.”
Gezegenin kurtuluşun maliyeti yüksek
Yerkürenin sıcaklık artışının, sanayi devrimi öncesi döneme göre 1,5 santigrat derecede tutulması mümkün, diyor Naftemporiki:
“Bu hedefe ulaşabilmek için herkesin sorumluluk alması, bilhassa yurttaşların, yani bizim günlük alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor: Et tüketiminin azaltılması, geleneksel yakıtlı otomobiller yerine ulaşımın yayan ya da bisikletle yapılması ve uçak yerine trenin tercih edilmesi. Gezegenin kurtuluşu yüksek maliyetlere bağlı. 1,5 derece hedefine ulaşabilmek için 2035 yılına kadar enerji sistemine yaklaşık 2,4 trilyon Dolarlık bir yatırıma gereksinim var.”
Birey olarak vazgeçmek yeterli değil
Mali çıkarlar, Paris İklim Sözleşmesi'ne imza koyanların sözlerinde durmalarını sağlayacak, diyor Sydsvenskan:
“Hiçbir şey yapmamanın bedelinin mali açıdan da inanılmaz olacağı giderek daha çok belirginleşiyor. IPCC ekonominin 2030'dan itibaren bu gelişmelerden olumsuz etkileneceğini öngörüyor. Toplum genelinde yapısal değişimlere gereksinim var. Bu zorluklara birey düzeyinde göğüs germek yeterli değil. Yükler sadece en büyük endişeyi yaşayan ve aklıselim davrananların omzuna yüklenmemeli. Fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı sona erdirdiğimizde, tarihi bir paradigma değişimi ile karşı karşıya kalacağız. Aile boyu çıkılan uçak yolculuklarının sayısını azaltmak konuya duyarlılığı gösteriyor, ama herhangi bir etkisinin olması için paradigmaların ulusal ve uluslararası düzlemde değişmesi gerekiyor.”
Araç gereçler elimizde
Berlingske, küresel ısınmanın yavaşlatılmasına yönelik iki öneri getiriyor:
“İşin özüne baktığımızda küresel ısınmayla mücadele umutsuz görünüyor. CO2 salımının azaltılması mümkün, ancak bunun için takım çantası içinde bulunan araç gereçleri kullanmaya hazır bir siyasi irade gerekiyor. Bir yol, yatırımcıları daha az karbondioksit salmaya teşvik edecek küresel bir karbondioksit vergisinin getirilmesi. Bir başka imkansa tüm ülkelerle değil, sadece çıtayı yükseğe koymaya hazır ülkeler arasında siyasi anlaşmalar imzalamak olabilir. Doğru yön böyle belirlenecektir.”
Nükleer enerji olağanüstü potansiyele sahip
İklim değişikliğiyle mücadelede nükleer enerjiye önemli bir rol düşüyor, diyor Kauppalehti:
“Petrol tüketimi, hiçbir zaman bugünkü kadar yüksek olmadı. Diğer fosil yakıtların tüketim oranları da oldukça yüksek. Nitekim dünya enerji üretiminin beşte dördü fosil yakıtlarla karşılanıyor. ... Yenilenebilir enerjilerin ise herhangi bir sübvansiyon olmadan da eskiye oranla daha kârlı olduğu görülüyor. Yenilenebilir enerjilerin daha yaygın olarak kullanılması isteniyorsa, gelecekte bunların yanı sıra salım yapmayan nükleer enerjinin de önemli bir rol oynaması gerekecek. Nükleer enerji, kullanmamayı düşünemeyeceğimiz kadar yüksek bir üretim potansiyeline sahip.”