Salvini ve Le Pen AP seçim kampanyasına start verdi

İtalya ve Fransa'nın aşırı sağ partileri, Avrupa seçimleri için ortak kampanyalarına start verdi: Salvini ve Le Pen, Roma'da yaptıkları basın toplantısında mayıstaki seçimden sonra 'Ulusların Avrupası'nı kuracaklarını söylediler. Kimi köşe yazarları AB'nin sonunu görürken, diğerleri sağcı popülistlerin başarısızlığa mahkum olduğunu düşünüyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
TVXS (GR) /

Avrupa korkunç bir kabusun içinde

Tvxs, AB'nin dağılmasının artık gerçekdışı bir senaryo olmadığı konusunda uyarıyor:

“AB içindeki birlik ve beraberliğin aldığı bunca darbenin ardından bu artık aşikar bir gerçek. Üstelik yalıtılmışlık ve milliyetçilik rotasından sapmak için gerekli zaman ve iradenin olduğu da kuşkulu. ... Üstelik bunun için gerekli beceri var gibi gözükmüyor. Avrupa ehil olmayan siyasi bir yönetimle yıllardır demokratik meşruiyeti sorgulamadan seçkinlerin ve kurumların lobi çalışmalarına kapılarını ardına kadar açtığı için şu anda korkunç bir kabusun içinde. Aşırı sağ ise her zaman yaptığı gibi demokrasinin silahlarıyla demokrasinin altını oymaya çalışıyor.”

La Croix (FR) /

AB'nin küçülmesi sağduyu yoksunluğudur

Salvini, yaptığı basın toplantısında aklın devrimini duyururken La Croix bu tespite kuşkuyla yaklaşıyor:

“Akıl mı? Gerçekten mi? Giderek herkesin herkesle savaştığı bir yere dönüşen günümüz dünyasında, Avrupa kıtasındaki halkların ABD, Çin ve Rusya karşısındaki çıkarları, gerçekten de Avrupa Birliği'ni bir devletler ittifakına indirgemek mi? Bunun yerine güçlerimizi birleştirerek göç ve iklim değişikliği gibi zorlukların üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Bunu başarmak için halkalara ve onların sorunlarına, hayal kırıklıklarına ama aynı zamanda inisiyatiflerine de kulak vermeliyiz. Yurttaşları popülistlerin eline bırakamayız.”

La Stampa (IT) /

Şu Avrupa'nın parasına muhtaç olmasaydık!

La Stampa için yazan siyasetbilimci Alberto Mingardi, alaycı bir üslupla Roma'nın AB'ye savaş açamayacağını, zira bunun için "düşmanın" parasına muhtaç olduğunu dile getiriyor:

“Milliyetçiler, gerçek bir meşruiyete sahip olmayan bir iktidar sınıfı karteli olarak gördükleri AB'ye saldırıyor. Onlara göre AB, küçük bir azınlığın benimsediği, ama egemenliğin asıl sahibi halka yabancı değerleri savunan seçkinci bir proje. Bu analize kulak verecek olursak tek çare, bir an önce kulüpten ayrılmak olsa gerek. Ancak yola tek tabanca devam etmek için başkalarının lütfuna ve banka hesabına mecbur olmayacaksın. ... Oysa hükümetimizin ekonomi politikası, diğer Avrupa ülkelerinin, çoğunluk partilerinin seçim vaatlerini hoş görmekle kalmayıp bunları bir anlamda finanse edecekleri fikrine dayanıyor.”