Sarı Yelekler ifade özgürlüğü için bir tehdit mi?
Fransa'da üst üste onuncu cumartesi günü on binlerce insan sokaklara döküldü. Geçtiğimiz hafta Sarı Yelekler ile polis arasındaki çatışmalarda öfkeli göstericiler basın mensuplarına da saldırdı, buna ilave olarak gazetelerin dağıtılmasını önlemek için matbaaların çıkışını kapattı. Sarı Yelekler medyayı tarafsız ve nesnel olmamakla suçluyor. Fransız basını, ifade özgürlüğü için endişe ediyor.
Günah keçisi gazeteciler
Le Soir Sarı Yelekler'in medyaya duyduğu öfkenin tehlikeli olabileceği konusunda uyarıyor:
“Ortak nefret, en azından geçici olarak birleştirir. Genel anlamıyla nefret, özel olaraksa medyaya ve gazetecilere duyulan nefret. ... Sarı Yelekler neden gazetecileri hedef alıyor? Çünkü onlar orta sınıfa, zenginlere, seçkinlere, diplomalılara, uzmanlara, teknokratlara, aydınlara, yani bir şey bilenlere duyulan nefretin katalizörü gibi. Bütün bu grupların yerine gazeteciler konuyor. ... İfade özgürlüğünün reddi mi bu tutum? Evet, ama bilinçsiz bir red. Üstelik iyi, dürüst ve nesnel haber talebinin ardına gizleniyor.”
Fransa hoşgörüye geri dönmeli
Sarı Yelekler aşağı, Sarı Yelekler yukarı. Tarihçi Maxime Tandonnet, Le Figaro'daki yazısında ifade özgürlüğünün genel anlamda tehdit altında olduğunu söylüyor:
“Başkalarının düşünce biçimlerine karşı hoşgörüsüzlük genelde artıyor ve ifade özgürlüğü olanaklarını kısıtlıyor. Dayak yemeyi göze alamayanların sesi giderek daha az çıkıyor. Burada sözü edilen ifadelerin çoğu yasadışı değil. Ama siyaseten doğruculuğun kuralları ihlal ediliyor, yani şu anda moda olan ve ulus devletleri ve sınırları reddeden liberal ve özgürlükçü ideolojinin kuralları. Muhaliflik yasal çerçeveden bağımsız olarak medyada ve sosyal ağlarda linçle cezalandırılıyor. ... Fransa'nın yenilenmesi yeniden hoşgörüye geri dönüşle mi başlamalı acaba?”